06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

değişir. İlahilik, in-sanlığın içinde parıldar ve gökyüzünün görkemi yeryüzüne iner. İsa ayağa<br />

kalkarak ilahi görkemi içinde durur. Ruhundaki acı dinmiştir. “Yüzü güneş gibi parlar ve<br />

giysileri bembeyaz olur”<br />

Uyanan öğrenciler dağı baştan başa aydınlatan ilahi görkemi görürler. Korku ve şaşkınlık<br />

içinde Öğretmenlerinin ışıldayan yüzüne bakarlar. Bu harikulade ışığa bakabilecek duruma<br />

geldiklerinde İsa’nın yalnız olmadığını görürler. Yanında kendisi ile konuşan iki gökyüzü elçisi<br />

vardır. Onlardan biri, Sina’da Allah ile konuşan Musa ve diğeri de kendisine hiçbir zaman<br />

ölümü tatmama imtiyazı verilen İlyas’tı.<br />

Musa, on beş asır önce Pisaga dağı2üzerinden vaat edilen ülkeye doğru bakmıştı; fakat<br />

Meriva’daki3günahı yüzünden oraya girmemeliydi. İsrail ordusunu atalarının mirası olan<br />

ülkeye götürme sevincini yaşayamadı. Acı içindeki şu dileği gerçekleşmedi: “İzin ver de<br />

Ürdün Irmağı’ndan geçip karşı yakadaki o verimli ülkeyi, o güzel dağlık bölgeyi ve Lübnan’ı<br />

göreyim.” Çölde kırk yıl süren göçün karanlığını aydınlatan umut reddedilmeliydi. Yıllar süren<br />

mücadele ve yorucu çalışmalar çöldeki bir mezarda son buldu. Fakat “bizde etkin olan<br />

kudretiyle, her dilediğimiz ya da düşündüğümüzden çok daha fazlasını yapabilecek güçte Olan,<br />

hizmetkarının duasına yine bu sonsuz gücünün ölçüsünde cevap verdi.Musa da ölüme boyun<br />

eğdi; fakat mezarın içinde kalmayacaktı. İsa onu bizzat kendisi yaşama çağırdı. Şeytan,<br />

günahından dolayı Musa’nın bedeninin kendisine ait olduğunu iddia etti; İsa, onu mezardan<br />

çıkardı.<br />

Musa, İsa’nın görünümünün değiştiği dağın üzerinde O’nun günaha ve ölüme karşı<br />

kazandığı zafere tanık oldu. O, dürüstlerin dirilişinde dirilecek olanları temsil ediyordu. Ölümü<br />

görmeden gökyüzüne alman İlyas, İsa’nın ikinci gelişinde yeryüzünde yaşayacak olanları, “son<br />

borazan çalındığında ve ölüler çürümez olarak dirildiğinde bir anda göz açıp kapayıncaya dek<br />

değiştirilecek” olanları temsil ediyordu. İsa, “ikinci kez günah yüklenmek için değil, kurtuluş<br />

getirmek için kendisini bekleyenlere göründüğünde” olacağı gibi gökyüzünün görkemi ile<br />

kuşatılmıştı; çünkü O, “Babasının görkemi içinde kutsal melekler ile birlikte<br />

gelecektir.Kurtarıcı’nın öğrencilere verdiği vaat şimdi gerçekleşmişti. Dağın üzerinde geleceğin<br />

görkemli krallığı şu örnekte sembolize edilmişti: Isa Kral olarak, Musa ölümden dirilen<br />

kutsalların temsilcisi olarak ve İlyas gökyüzüne alınanların temsilcisi olarak.<br />

Öğrenciler tanık oldukları bu olayı henüz tam olarak anlayamamışlardır; fakat sabırlı<br />

Öğretmen’in, çaresiz bir yabancı gibi birçok kez göç etmek zorunda kalan bu mütevazı Kişi’nin<br />

gökyüzü elçileri tarafından onurlandırılmam onları sevindirir. İlyas’ın, Mesih’in krallığını ilan<br />

etmek için geldiğine ve İsa’nın krallığının yeryüzünde kurulmak üzere olduğuna inanırlar.<br />

Korkularını ve hayal kırıklıklarını sonsuza dek unutacaklardır. Onlar, burada, Allah’ın<br />

görkeminin açıkça görüldüğü yerde kalmak isterler. Petrus şöyle haykırır: “Ya Rab, burada<br />

bulunmamız ne iyi oldu. İstersen burada üç çardak kurayım. Biri sana, biri Musa’ya, biri de<br />

İlyas’a.” Öğrenciler, İlyas ve Musa’nın, Öğretmenlerini korumak ve bir kral olarak O’nun<br />

otoritesini kurmak için gönderildiğinden emindiler.<br />

270

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!