06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

yapmıyordu? Issız ve tenha bölgelerde gizlenme! Bilgisiz köylüler ve balıkçıların yararına<br />

büyük işlerini gerçekleştir! Baş şehre git, hahamların ve yöneticilerin desteğini kazan ve yeni<br />

krallığı kurarak halkı tekrar bütünleştir! dediler.<br />

İsa’nın kardeşleri, yüreği gösteriş hırsı ile dolu kimselere özgü bencil duygularla hareket<br />

ediyorlardı. Bu bencil duygular tüm dünyada hüküm sürüyordu. İsa’nın, dünyasal bir krallık<br />

kurmaya çalışmak yerine, kendisini Yaşam Ekmeği olarak bildirmesi onları gücendirmişti.<br />

Öğrencilerinin birçoğunun O’nu terk etmesi onları büyük ölçüde hayal kırıklığına uğratmıştı.<br />

İsa’yı terk ederek çarmıhtan da kaçmış oldular. Fakat yine de O’nun çalışmalarının açıkça<br />

gösterdiği gerçeği, yani O’nun, Allah’ın gönderdiği Kişi olduğu gerçeğini kabul etmek<br />

zorundaydılar.<br />

İsa onlara, “Benim zamanım daha gelmedi; oysa sizin için zaman hep uygundur. Dünya<br />

sizden nefret edemez; fakat benden nefret ediyor; çünkü yaptıklarının kötü olduğuna tanıklık<br />

ediyorum. Siz bu bayramı kutlamaya gidin. Ben şimdilik gitmeyeceğim; çünkü benim vaktim<br />

henüz dolmadı. İsa bu sözleri söyleyip, Celile’de kaldı.” Kardeşleri O’nunla otoriter bir ses<br />

tonuyla konuştular ve O’na bundan sonra nasıl bir yol izlemesi gerektiğini belirtmeye çalıştılar.<br />

İsa onların eleştirilerini dikkate almadı. O’nun gözünde kardeşleri, fedakar öğrencileri ile değil;<br />

dünya ile aynı karaktere sahiptiler. İsa şöyle demişti: “Dünya sizden nefret edemez; fakat<br />

benden nefret ediyor; çünkü yaptıklarının kötü olduğuna tanıklık ediyorum.” Dünya ruhça<br />

kendisi gibi olanlardan nefret etmez; tersine onları kabul eder ve sahip çıkar.<br />

İsa’nın gözüyle dünya, insanın boşa zaman harcaması ve kendisini yüceltmesi gereken bir<br />

yer değildi. İsa asla dünyasal güç ya da görkem elde etmeye çalışmadı. Bunlar O’nun için hiçbir<br />

değer taşımıyordu. Dünya, Allah’ın O’nu gönderdiği yerdi. O, büyük kurtuluş planını<br />

gerçekleştirmek üzere dünyanın yaşamı için gönderilmişti. Günahkar insanlığı kurtarmak için<br />

kendisine verilen görevi yerine getiriyordu. Son derece dikkatli davranmalı ve gereksiz yere<br />

kendisini tehlikeye atmaktan kaçınmalıydı. Görevinin her aşaması önceden belirlenmiş bir<br />

zamana göre yerine getirilecekti. Sabırla beklemeliydi. Dünyanın kendisinden nefret edeceğini<br />

ve görevinin, kendisinin ölümü ile sonuçlanacağını biliyordu. Fakat Allah O’nun vaktinden<br />

önce hareket edip kendisini tehlikeye atmasını istemiyordu.<br />

İsa’nın gerçekleştirdiği mucizelerin haberi Kudüs’ten, Yahudilerin yaşadığı her yere yayıldı;<br />

aylardır bayramlara katılmamış olmasına rağmen, dünyanın dört bir yanından O’nu görmek<br />

umuduyla birçok kişi Çardak Bayramını kutlamaya geliyordu. Bayram kutlanmaya<br />

başlanmadan önce, herkes bir birine O’nun da gelip gelmediğini soruyordu. Ferisiler ve Yahudi<br />

liderler İsa’yı suçlamak için fırsat bulacaklarını umut ederek, kutlamalara katılmak için O’nun<br />

da gelmesini bekliyorlardı. Bayram boyunca O’nu arayıp, “O nerede?” diye sordular; fakat<br />

O’nun nerede olduğunu hiç kimse bilmiyordu. Herkes O’nu düşünüyordu. Hahamlardan ve<br />

Yahudi liderlerden çekindikleri için, hiç kimse O’nu Mesih olarak kabul etmeye cesaret<br />

edemiyordu. Her yerde O’nunla ilgili sessiz, fakat ciddi tartışmalar yapılıyordu. Diğerleri halkı<br />

kandırdığını iddia ederken, birçoğu O’nu, Allah tarafından gönderilmiş Kişi olarak<br />

savunuyordu.<br />

286

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!