06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 47. Görev<br />

Tüm geceyi dağ yamacında geçirmişlerdi. Güneş doğduğunda İsa ve öğrencileri ovaya<br />

indiler. Tanık oldukları olay karşısında korkuya kapılan öğrencilerin üzerine sessizlik çökmüş,<br />

onları derin bir düşünce almıştı. Petrus’un bile söyleyecek bir sözü yoktu. Gökyüzünün kutsal<br />

ışığının parıldadığı ve Tanrı Oğlu’nun görkemini gözler önüne serdiği bu kutsal yerde kalmayı<br />

istiyorlardı; fakat uzakta ve yakında İsa’yı aramakta olan insanlar için yapmaları gereken<br />

görevler vardı.<br />

Dağın eteklerinde geride kalan, fakat İsa’nın nerede bulunduğunu bilmeyen öğrencilerin<br />

rehberlik ettiği büyük bir kalabalık toplanmıştı. Dağdan inerlerken İsa üç öğrencisine tanık<br />

oldukları şeyler hakkında hiç kimseye bir şey anlatmamalarını söyleyerek şöyle buyurdu:<br />

“İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin.” Öğrenciler,<br />

kendilerine verilen bu vahyi yüreklerinde sak- lamalı ve hiç kimseye anlatmamalıydılar. Bu<br />

konuyla ilgili olarak halka açıklama yapmak, sadece onların şaşırmalarına hatta alay etmelerine<br />

sebep olurdu. İsa ölümden dirilinceye kadar diğer dokuz elçi de bu olayı anlamayacaktı. Dağda<br />

geçen olayları seçilmiş olan üç öğrenci bile zor anlayabildiğine göre, diğer öğrencilerin -İsa,<br />

önündeki kaderi onlara açıklamasına rağmen- ölümden dirilmenin ne demek olduğunu kendi<br />

kendilerine sormalarından onların anlayışlarının ne kadar zayıf olduğu gerçeği gözler önüne<br />

serilmektedir. Tüm bu anlayışsızlıklarına rağmen İsa’dan, bu konuda bir açıklama yapmasını<br />

istemediler. İsa’nın gelecek ile ilgili sözleri onları öylesine üzmüştü ki O’ndan ilave bir<br />

açıklama beklemediler. Hatta tüm bu olayların bir daha hiç olmamasını ümit ettiler.<br />

Ovada toplanan halk İsa’nın geldiğini görünce koşup büyük bir sevgiyle O’nu selamladılar.<br />

İsa yine de halkın şaşkın, öğrencilerinin üzüntülü olduğunu gördü. Kendilerini hayal kırıklığına<br />

uğratan ve küçük düşüren bir olay yaşamışlardı.<br />

Onlar dağın eteklerinde beklerlerken, kötü bir ruhun kendisine eziyet ettiği oğlunun<br />

iyileştirmesi için bir adam çocuğunu onların yanına getirmişti. İsa Onikiler’i Celile boyunca<br />

Müjde’yi vaaz etmeleri için görevlendirdiğinde öğrencilerine cinleri kovma yetkisi vermişti.<br />

İmanları güçlü olduğu zaman, kötü ruhlar onların sözünü dinler hale gelmişti. Şimdi İsa adına<br />

çocuğa zulmeden bu kötü ruhun, kurbanını rahat bırakmasını buyurdular; fakat cin gücünü bir<br />

kez daha göstererek onlarla adeta alay etti. Yenilgilerini kabul edemeyen öğrenciler kendilerinin<br />

ve Öğretmenlerinin bu olay sonucunda küçük düşürüldüğünü düşündüler. Kalabalığın arasında<br />

onları küçük düşürmek için bu fırsatı en iyi şekilde kullanan din yorumcuları vardı.<br />

Kendilerinin ve Öğretmenlerinin bir sahtekar olup olmadığını sorgulamak için öğrencilere baskı<br />

yaptılar. Öğretmenler burada kötü bir ruhu ne öğrencilerince de İsa’nın koyabileceğini ilan<br />

ettiler. Halk, din yorumcularından yana olmaya eğilimliydi ve onların yüreğini birden bire<br />

nefret ve hakaret dolu duygular kapladı.<br />

Fakat ansızın suçlamalar dindi. İsa ve üç öğrencisinin yaklaştığı görüldü. Ani bir duygu<br />

değişimi sonucu halk İsa’yı karşılamaya gitti. Gökyüzü ile birliktelik kurduğu gece,<br />

Kurtarıcı’nın ve öğrencilerinin üzerinde bazı izler bırakmıştı. Onların yüzlerinde kendilerine<br />

272

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!