06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

fakat onun tüm parası buydu. Hemen kutuya bir kaç kuruş değerinde iki bakır para13attı. Fakat<br />

bunu yaparken İsa, onu gördü.<br />

Kurtarıcı, öğrencilerini yanına çağırarak onlara şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim. Bu<br />

yoksul dul kadın kutuya herkesten çok para attı. Çünkü diğerlerinin hepsi zenginliklerinden<br />

artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna rağmen varını yoğunu, geçinmek için elinde bulunanın<br />

tümünü verdi.” Dul kadın, yaptığı işin anlaşıldığını ve takdir edildiğini hissedince sevinç göz<br />

yaşlarıyla doldu. Birçok kimse, bu parayı kendisi için saklaması gerektiğini önerebilirdi; zengin<br />

ha-hamların eline geçtiğinde, kutuya atılan diğer büyük bağışların arasında fark edilmeyebilirdi.<br />

Fakat İsa onun hareketini anladı. Dul kadın, tapınak hizmetini Allah’ın buyurduğuna inanıyordu<br />

ve onu desteklemek için elinden geleni yapmaya hazırdı. Elinden geleni yaptı ve onun bu<br />

hareketi ve yüreğindeki büyük sevinci ömrü boyunca sürekli hatırlayacaktı. Bağışını tüm<br />

yüreğiyle sundu; verdiği bağışın değeri onun maddi değeri ile değil; onu buna yapmaya<br />

yönelten Allah’a sevgisi ve İsa’nın işine duyduğu ilgi ile ölçüldü.<br />

İsa, yoksul dul kadın ile ilgili olarak şöyle dedi: “Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha<br />

çok para attı.” Zenginlerin birçoğu insanlar tarafından onurlandırılmak ve saygın kişiler gibi<br />

görünmek için zenginliklerinden artanı bağış olarak verdiler. Verdikleri büyük bağışlar onların<br />

lüks ve konfor içindeki yaşamlarını hiç bir şekilde etkilemedi; aslında onların bu bağışı<br />

fedakarlık değildi. Dul kadının bağışının değeri ile de asla kıyaslanamazdı.<br />

Hareketlerimize yön veren ve onları iyi ya da kötü davranışlarla belleğimize yerleştiren<br />

dürtülerimizdir. Allah’ın nazarında iyi bir kul olmak için mutlaka gösterişli ve büyük işler<br />

yapmak gerekmez. Sevgi dolu bir kalple, neşe içinde ve gösterişsiz bir şekilde yapılanlar, çoğu<br />

kez Allah’ın nazarında en değerli bağışlar olurlar. İman ve sevgi ile dolu bir yürek Allah’ın<br />

gözünde en büyük bağıştan daha değerlidir. Yoksul dul kadın geçimini sağladığı paradan<br />

bağışladı. İki bakır parayı verdiği için kendisi yiyecekten yoksun kaldı: çünkü bu bağışı<br />

yapmayı iman dolu kalbiyle kendisi istemişti ve Yüce Allah’ın, kendisinin bu büyük ihtiyacını<br />

karşılayacağına inanıyordu. Kurtarıcı, onun bu fedakar davranışını ve imanını takdir etti.<br />

Yoksulların arasında verdiği nimetlerinden dolayı Allah’a şükranlarını sunmak isteyen<br />

birçok kişi vardı. Diğer inançlı kardeşleriyle birlikte Allah a hizmet etmek istiyorlardı. Bu<br />

kişiler geri çevrilmemeli- dirler. Bu küçük bağışlar, sevgi ve iman dolu bir yürekle verildiği<br />

takdirde Allah’ın nazarında en değerli bağış olurlar.<br />

İsa, dul kadın ile ilgili olarak, “0, herkesten daha fazla verdi” dediğinde doğruyu söylemişti.<br />

Yoksul dul kadının bağışladığı iki bakır para, Allah’ın nazarında zengin Yahudilerin<br />

bağışlarından çok daha değerliydi. Bu küçük bağışın etkisi tıpkı bir ırmak gibi olmuştur.<br />

Başlangıçta zayıf olmasına rağmen çağlar boyunca akmaya devam ettiği için güçlenmiştir.<br />

Yoksulların acılarının dindirilmesinde binlerce farklı şekilde etkili olmuş ve Müjde’yi<br />

yaymıştır. Onun bu fedakarlık örneği her ülkede ve her çağda binlerce kez tekrarlanmıştır. Bu<br />

hem zenginlerin hem de yoksulların beğenisini kazanmış ve onların bağışları onun verdiği<br />

bağışın değerini artırmıştır. Bu bağışından dolayı Allah yoksul kadını bereketli kılmıştır. Bu,<br />

392

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!