06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

İsa kurbanların tek başına hiçbir değer taşımadıklarını önemle belirtti. Kurban sunmak<br />

Allah’a yapılan ibadetin sadece bir Bölüm üydü ve tek başına yeterli değildi. Kurban sunmanın<br />

amacı, insanları Kurtarıcı’ya yönlendirerek, onları Allah ile uyum içine getirmekti.<br />

Allah, sevgiyle yapılan ibadete değer verir. Eğer ibadet sevgiden yoksun olarak ve sadece<br />

formalite gereği yapılırsa, bu O’na hakaret etmek demektir. Sebt için de aynı şey geçerlidir.<br />

Sebt’in amacı insanları Allah ile bütünleştirmektir; fakat insanlar hahamların bir yük haline<br />

getirdikleri ayinlere uymaya zorlandıkça, Sebt kutsallığını yitirdi ve formalite gereği yapılan bir<br />

ibadete dönüştü.<br />

İsa Sebt günü havraya girerken, eli sakat bir adam gördü. Feri- siler Sebt günü olduğu için<br />

İsa’nın adamı iyileştirip iyileştirmeyeceğini merakla izliyorlardı. Kurtarıcı, Sebt günü bir kişiyi<br />

iyileştirdiğinde, yasaları çiğneyen biri olarak gösterileceğini çok iyi biliyordu. Fakat Sebt’i<br />

çevreleyen geleneksel taleplerin duvarlarını yıkmak için tereddüt etmedi. İsa hasta adama kalkıp<br />

ortaya çıkmasını söyledi ve şöyle sordu: “Sebt günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak<br />

mı? Can kurtarmak mı doğru, öldürmek mi?” Yahudiler arasında şöyle bir özdeyiş vardı:<br />

“Fırsatı olduğu halde iyilik yapmayan biri, kötülük yapmış sayılır.” Hayat kurtarmayı<br />

reddetmek, öldürmek demekti. İsa hahamlara bu düşünceye göre karşılık verdi. Onlardan ses<br />

çıkmadı. İsa çevre-sindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin katılığı O’nu kederlendir-mişti.<br />

Adama ’elini uzat!’ dedi. Adam elini uzattı, eli eskisi gibi sağlam oluverdi.”<br />

İsa, kendisine, “Sebt günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa’ya uygun mudur?” diye<br />

sorulduğunda, şöyle cevap verdi: “Hanginizin bir koyunu olur da Sebt günü çukura düşerse onu<br />

tutup çıkarmaz? İnsan, koyundan ne kadar daha değerlidir! O halde Sebt günü iyilik yapmak<br />

Yasa’ya uygundur.”<br />

Ajanlar kalabalığın önünde İsa’ya cevap vermeye cesaret edemediler. Çünkü zor durumda<br />

kalmaktan korkuyorlardı. O’nun söylediklerinin gerçek olduğunu biliyorlardı. Sahibinin maddi<br />

zarara uğramaması için hasta hayvanı iyileştirmeye çalışırlarken, geleneklerine ters düşmemek<br />

için hasta insanlara yardım etmekten çekinerek onları acı çekmeye terk ediyorlardı. Allah’ın<br />

görünüşünde yaratılan insana hayvandan daha az değer veriyorlardı. Bu bütün sahte dinlerde<br />

böyle- dir. Onlar, insanda kendisini Allah’tan üstün görme arzusunu uyandırırlar. Fakat<br />

gerçekte insana, hayvandan daha az değer verirler. Allah’ın Hükümranlığı’na karşı savaşan her<br />

din, insanı, onun yaratılışında verilen; fakat onu yitirmiş bile olsa, O’na, İsa tarafından tekrar<br />

verilecek olan görkemden yoksun bırakır. Her yanlış din yandaşlarına, insanların ihtiyaçlarına,<br />

çektikleri acılara ve haklarına ilgi göstermemelerini öğretir. Müjde’nin mesajı, İsa’nın, uğruna<br />

kendi hayatını feda ettiği insanlığa büyük değer verir. İnsanların ihtiyaçları ve sorunları ile<br />

yakından ilgilenmeyi öğretir. Rab, şöyle der: “Tek bir insanı has altından ve bir adamı Ofır’in<br />

saf altınından daha nadir kılacağım.”<br />

İsa, “Sebt günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru,<br />

öldürmek mi?” diye sorarak Ferisilere döndü ve kötü amaçlarını onların yüzüne vurdu. İsa,<br />

insanlara mutluluk getirip onların hayatlarını kurtarırken, Ferisiler kin ve nefretle dolu olarak<br />

O’nu öldürmenin yollarını arıyorlardı. Onların yapmayı planladığı gibi, Sebt gününde bir kişiyi<br />

176

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!