06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Kutsal Yasa uzmanı İsa’ya sordu: “Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisi?”<br />

İsa ciddi bir şekilde ve doğrudan doğruya şöyle cevap verdi: “Tanrın olan Rab’bi bütün<br />

yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla sev. İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine<br />

benzeyen ikinci buyruk da şudur: ’Komşunu kendin gibi sev!’ Kutsal Yasa’nın tümü ve<br />

peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”<br />

On Emir’in ilk dördü, şu buyrukta özetlenir: “Allah’ı bütün yüreğinle seveceksin.” Son altı<br />

buyruk diğeri ile ilgilidir: “Komşunu kendin gibi sev.” Her iki buyruk da aslında birer sevgi<br />

ifadesidir. Bu buyruklardan sadece birine uyup diğerine uymamak mümkün değildir.<br />

Yüreğimizde Allah için yer açtığımızda, komşumuz için de yer açacağız. Komşumuzu kendimiz<br />

gibi seveceğiz. Ancak Allah’ı her şeyden fazla seversek, o zaman komşumuzu da kayıtsız<br />

şartsız sevmiş oluruz.<br />

Buyrukların hepsi de Allah’a ve insanlığa olan sevgiyi ifade ettiği için, bu buyruklardan biri<br />

bile ihlal edilse, yasasının tümüne birden karşı gelinmiş olunur. İsa kendisini dinleyenlere,<br />

Allah’ın Yasası’nın, bir kısmının daha önemli, diğer kısmı daha önemsiz ya da birbirinden çok<br />

ayrı buyruklardan oluşmadığını ve bu buyrukları göz ardı edenin bundan zarar göreceğini<br />

bildirdi. Rab’bimiz, ilk dört ve son altı buyruğu kutsal bir bütün olarak gösterir ve Allah’a olan<br />

sevginin, O’nun buyruklarına olan bağlılıkla gösterileceğini öğretir.<br />

İsa’yı sınayan yasa uzmanı, kendisinin Kutsal Yazı’yı çok iyi bildiğini sanmasına rağmen<br />

İsa’nın sözlerine çok şaşırdı. İsa’nın, Kutsal Yazı hakkında bu kadar derin ve ayrıntılı bir<br />

bilgiye sahip olabileceğini hiç düşünmemişti. Kutsal buyrukların temelinde yatan prensipler<br />

hakkında daha geniş bir görüş kazanmıştı. Bir araya gelen hahamların ve din yorumcularının<br />

önünde İsa’nın, Yasa’yı doğru yorumladığını açıkça kabul ederek şöyle dedi:<br />

“İyi söyledin Öğretmenim. ’Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu<br />

söyledin. İnsanın, Allah’ı bütün yüreğiyle, anlayışıyla, gücüyle sevmesi, komşusunu da kendisi<br />

gibi sevmesi, tüm yakılmalık adaklardan ve sunulan kurbanlardan daha önemlidir.”<br />

İsa’nın akıllıca verdiği yanıt, din bilginini ikna etmişti. Yasa uzmanı, Yahudi dininin gerçek<br />

kutsallıktan çok, dış gösterişten ibaret olduğunu biliyordu. Sadece gösteriş için sunulan<br />

kurbanların ve insanların işledikleri günahlara kefaret olsun diye imandan yoksun bir yürekle<br />

kan dökmelerinin hiç bir anlam ve değer taşımadığını hissetti. Allah’ı sevmenin, O’na bağlı<br />

olmanın ve bencillikten uzaklaşmanın tüm bu törenlerden daha değerli olduğunu düşündü. Bu<br />

kişinin, İsa’nın öğretisini tereddütsüz kabul etmesi ve halkın önünde O’nun doğruluğuna<br />

tanıklık etmesi diğer Yahudi liderlerden çok farklı bir karaktere sahip olduğunu açıkça gösterdi.<br />

İsa diğer Yahudi liderlerin öfkesine ve tehditlerine maruz kalan bu kişiye acıdı. İsa onun akıllıca<br />

cevap verdiğini görerek, “Sen Allah’ın Egemenliğinden uzak değilsin” dedi.<br />

Dürüstlükle yapılan işlerin, Allah’ın nazarında yakılmalık adaklardan ve sunulan<br />

kurbanlardan daha değerli olduğunu kabul eden din bilgini, Allah’ın Egemenliğine yakındı.<br />

Fakat İsa’nın ilahi karakterini tanıması ve doğruluk dolu işler yapabilmesi için O’nun<br />

aracılığıyla güç alması gerekiyordu. İman dolu bir yürekle İsa’ya bağlı olunmadığı sürece<br />

387

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!