06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Onlar, Kutsal Yazı’ya aykırı olan birçok şey öğrettiler. İsa şöyle dedi: “Ağır ve taşınması güç<br />

yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar, ama kendileri bu yükleri taşımak için<br />

parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler.” Ferisiler, geleneklere ve kişisel özgürlüğe mantıksız<br />

sınırlamalara dayalı birçok kurallar çıkarmışlardı. Yasa’nın bazı Bölüm lerini halkı aldatmak<br />

için kendi istedikleri gibi yorumlu-yorlardı. Onların uyması gerektiğini belirttikleri kuralları<br />

gizlice ihlal ediyorlardı. Kendi amaçlarına hizmet etmeye yönelik olarak da kendilerinin bu<br />

kurallardan muaf olduklarını iddia ediyorlardı.<br />

Sürekli inançlı kimseler gibi görünmeye çalışırken, halkın üzerinde bu izlenimi yaratmak<br />

için her türlü çabayı harcıyorlardı. Allah, buyrukları ile ilgili Musa’ya şöyle dedi: “Bir belirti<br />

olarak onları ellerinize bağlayın, alnınıza takın.” Bu sözlerin çok derin bir anlamı vardı.<br />

Allah’ın Sözü üzerinde derin bir şekilde düşünüldüğünde ve uygulandığında tüm insanlık<br />

yücelecektir. Dürüst ve merhametli bir yürekle yapılan işler, Allah’ın Yasası’nın bir belirtisi<br />

olarak açıkça görülecektir. Onlar, yalan ve aldatıcılardan uzak tutulacaktır. Sevgi ve şefkat dolu<br />

işler gerçekleştireceklerdir. Yüce bir amacı gerçekleştir-meye yönelen kişi, dürüstlüğünü her<br />

zaman koruyacaktır. Allah’ın Sözü’nü seven ve yücelten kişinin karakterinin mükemmelliği,<br />

yüzün-deki dürüstlük ifadesinden açıkça belli olur. Fakat İsa’nın zamanındaki Yahudiler, tüm<br />

bunların farkına varamadılar. Musa’ya verilen buyruğu, Allah’ın buyruklarının insanlar için ağır<br />

bir yük olarak yorumlandığı bir yöne doğru sürüklediler. Bu yüzden onlar özel parşömen<br />

şeritlere yazıldı; baş ve bilek etrafına bağlandı. Fakat bu, insanların Allah’ın yasasına daha bağlı<br />

olmalarını sağlayamadı. Parşömenler sadece dik-kat çekmek için hazırlanmış rozetlerdi. Onları<br />

üzerlerinde taşıyanlara halkın saygı duyduğuna inanılıyordu. İsa bu anlamsız gösterişi kınadı:<br />

“Yaptıklarının tümü gösteriş içindir; örneğin muskalarını4büyük, giysilerinin<br />

püsküllerini5uzun yaparlar. Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya<br />

bayılırlar. Meydanlarda selamlan- maktan ve halkın, kendilerini ’Rabbi’ diye çağırmalarından<br />

zevk duyarlar. Fakat kimse sizi ’Rabbi’ diye çağırmasın; çünkü sizin bir tek Öğretmeniniz var<br />

ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye ’Baba’ demeyin; çünkü sizin bir tek Babanız var.<br />

O da Göksel Baba’dır. Kimse sizi ’Önder’ diye çağırmasın; çünkü bir tek önderiniz var. O da<br />

Mesih’tir.” İsa bu açık sözleriyle, yüreği kazanma hırsı ve kıskançlık ile doluyken, kişiyi sahte<br />

bir tevazu göstererek mevki ve güç elde etmeye yönelten bencil arzuları açıkça tanımladı. Bir<br />

şölene davet edildiğinde herkes, kendi mevkisine uygun olan yere otururdu ve herkesin dikkati,<br />

kendilerine en onurlu yer verilen konuklara çevrilirdi. Ferisiler sürekli bu onuru elde etmeye<br />

çalışıyorlardı.<br />

İsa, “öğretmen” unvanına sahip olmak için gösterilen anlamsız çabayı da kınadı. Böyle bir<br />

unvanın, insanlara değil, Mesih’e ait olduğunu bildirdi. Hahamlar, yasa yorumcuları ve din<br />

bilginleri; hepsi de tek bir Allah’ın kuluydular. İsa halkın hiç kimseye, kendilerinin imanını ve<br />

bilincini kontrol altına almasını sağlayacağı bir unvan vermemesi gerektiği izlenimini verdi.<br />

Eğer Mesih bugün yeryüzünde olsa ve “saygıdeğer dini liderler” O’nun çevresinde yine<br />

toplansa, şu sözleri tekrarlamaz mıydı?: “Hiç kimse size ’önder’ demesin: çünkü tek bir<br />

önderiniz var. O da Mesih’tir.” Kutsal Yazı Allah’tan şöyle söz eder: “Adı kutsal ve yücedir.”<br />

390

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!