06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Çoban, sürüsünü kayalık tepelerden, ormanların ve derin vadilerin arasından nehir<br />

kıyısındaki otlağa getirirken; dağlarda yalnız geceler boyu onları haydutlardan ve her türlü<br />

tehlikelerden koruyup, hastalıklı ve zayıf olanlarına ilgisini ve şefkatini verirken, onların<br />

yaşamına en az kendi yaşamı kadar değer veriyordu. Sürü ne kadar büyük olursa olsun çoban<br />

koyunlarının hepsini de tanır. Hepsinin de kendi adlar, vardır ve çoban onları çağırdığında ona<br />

cevap verirler.<br />

Dünyadaki sıradan bir Çobanın kendi koyunlarını tanıması gibi, İlahı Çoban da dünyanın<br />

dört bir yanına dağılmış olan kendi sürüsünü tanır. “Benim koyunlarını, otlağımın koyunlar., siz<br />

insanlarsınız. Ben sızın Tanrınız’ım. Böyle diyor Egemen Rab.” İsa şöyle der: “Adınla çağırdım<br />

seni, sen benimsin.” “Bak, adını avuçlarıma kazıdım.” Isa bizim her birimizi de tanır ve bizim<br />

zayıflıklarımızı O’nu da etkiler. Hepimizi adlarımızla tanır. Yaşadığımız evi, evde yaşayanların<br />

hepsini adlarıyla tanır. O, kimi zaman bir şehrin bir caddesindeki eve gidip koyunlarından birini<br />

bulmaları için hizmetkârlarına buyruklar vermiştir.<br />

İsa, her insanı sanki uğruna öldüğü tek insanmış gibi tanır. İnsanların çektiği sıkıntılar O’nu<br />

etkiler. Kendisinden yardım dileyenlerin sesini duyar. O, tüm insanlığı kendisine çekmek için<br />

geldi. “Beni takip edin” dediğinde, O’nun ruhu iman edenlerin O’na yaklaşmasını sağlar.<br />

Birçok kimse O’na yaklaşmayı reddeder. İsa, onların kim olduğunu bilir. Yaptığı çağrıyı kimin<br />

memnunlukla kabul ettiğini ve kendisinin koruyucu sevgisine sığınmaya kimin istekli olduğunu<br />

bilir ve şöyle der: “Koyunlarını benim sesimi işitirler. Ben onları tanırım, onlar beni takip<br />

ederler.” Onların her birisiyle, sanki yeryüzünde tek kalmış gibi ilgilenir.<br />

“O da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür... Koyunlar da onu izler.<br />

Çünkü onun sesini tanırlar.” Doğuda çobanlar, koyunlarını asla sürüklemez. Onları korkutmaz<br />

ve onlara karşı zor kullanmaz; fakat önlerinden kendisi giderek onları çağırır. O’nun sesini<br />

tanırlar ve sözünü dinlerler. Kurtarıcı Çoban da koyunlarına böyle davranır. Kutsal Yazı şöyle<br />

der: “Musa ve Harun eliyle halkını bir sürü gibi güttün.” “Seni sonsuz sevgi ile sevdim. Bundan<br />

dolayı seni lütufla kendime çektim.” Hiç kimseyi kendisinin yolundan gitmeye zorlamaz.<br />

“Onları insancıl iplerle, sevgi bağlarıyla kendime çektim; boyunduruklarını kaldıran biri oldum.<br />

Eğilip yiyeceklerini verdim.”<br />

Öğrencileri İsa’nın yolundan gitmeye yönelten şey, cezalandırılma korkusu ya da sonsuz<br />

umudu değildi. Kurtarıcı’nın, Beytlehem’deki yemlikten çarmıha kadar geçen yaşamı boyunca<br />

açıkça görülen eşsiz sevgisini gördüler. O’nun görüntüsü, kişinin Kurtarıcı’ya yaklaşmasını<br />

sağlar, yüreğini yumuşatır ve onu koruması altına alır. O’na bakanların yüreği sevgiyle dolar.<br />

O’nun sesini duyarlar ve O’nu takip ederler.<br />

Yoldaki tehlikelerle ilk olarak kendisi karşılaşarak, çobanın koyunların önünden gitmesi gibi,<br />

İsa da halkı için aynısını yapar. “Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider.”<br />

Gökyüzüne giden yol, Kurtarıcı’nın ayak izleri ile kutsanmıştır. Yol, sarp ve engebeli olabilir;<br />

fakat İsa bu yoldan geçmiştir; Kurtarıcı, bu yoldan emin bir şekilde geçebilmemiz için yolun<br />

308

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!