06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

olmaya kalkışmadılar. Fakat Allah’ın elçisi, böyle çekingen bir ruha sahip değildi. İsa’nın<br />

çevresinde toplanan kalabalıklar, Yahya’nın yaptığı çalışmalara tanıklık ettiler. O’nun günahı<br />

nasıl korkusuzca kınadığını duydular. Kibirli Ferisiler, Saduki hahamlar, Kral Hirodes ve onun<br />

sarayındakiler, prensler ve askerler, vergi görevlileri ve köylüler ile konuşurken Yahya,<br />

düşüncelerini onlara hep aynı açıklıkla bildirdi. O insanların önyargısı ya da övgüsüyle savrulan<br />

bir kamış değildi. Çölde Allah’ın mesajını vaaz ederken olduğu gibi, hapisteyken de Allah’a<br />

olan bağlılığını ve dürüstlüğünü sürdürdü. İlkelerine olan bağlılığıyla bir kaya kadar sertti.<br />

İsa sözlerine devam etti: “Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Zarif giysilere bürünmüş bir adam<br />

mı? Oysa görkemli giysiler giyip bolluk içinde yaşayanlar kralların sarayında bulunur.” Yahya,<br />

günahı ve kendi yaşadığı dönemdeki aşırılıkları kınamak için Allah tarafından gönderilmişti.<br />

O’nun gösterişsiz kıyafeti ve özverili yaşamı, görevi ile uyum içindeydi. Zengin giysileri ve<br />

lüks yaşam, Allah’a hizmet edenlerin payında değil, dünyasal güç ve zenginliğe sahip olan “kral<br />

saraylarında yaşayan bu dünyanın hükümdarlarının payında” olacaktır. İsa, Yahya’nın giydiği<br />

kıyafet ile hahamlar ve yöneticilerin giysileri arasındaki farka halkın dikkatini çekmek istedi.<br />

Bu liderler, zengin cübbelerine bürünürler ve pahalı takılar takarlardı. Gösteriş yapmayı<br />

severlerdi ve bu şekilde insanların dikkatini kendi üzerlerine çekmeyi ve daha fazla itibar<br />

görmeyi umarlardı. Temiz kalpli ve dürüst olup Allah’ın beğenisini kazanmak yerine, insanların<br />

beğenisini kazan-mayı arzuluyorlardı. Bu şekilde Allah’a değil dünya hükümranlığına bağlı<br />

olduklarını kanıt-lıyorlardı.<br />

“Öyleyse ne görmeye gittiniz?” dedi İsa. “Bir peygamber mi? Evet! Ve size şunu<br />

söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür. ’Bak, habercimi senin önünden<br />

gönderiyorum; o önden gidip senin yolunu hazırlayacak’ diye yazılmış olan sözler onunla<br />

ilgilidir. Size şunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Yahya’dan daha üstün olanı<br />

yoktur.” Yahya’nın doğumundan önce Zekarya’ya yapılan bildiride, melek şöyle dedi: “O,<br />

Rab’bin gözünde büyük olacak.” İlahi anlamda büyüklüğün ölçüsü nedir? Elbette ki dünyasal<br />

büyüklük değil!...; zenginlik, mevki sahibi, soylu ya da zihinsel yeteneklere sahip olmak;<br />

bunların hepsi dünyasal büyüklüktür. Eğer zekilik daha yüce bir saygı ifadesi dışında kişiye<br />

onur verici bir şey olsaydı, o zaman dünyada bugüne dek hiçbir insanın zeka bakımından eşit<br />

olamadığı Şeytan’a hürmet etmemiz gerekirdi; fakat bu yetenek, kişinin kendi bencil arzuları<br />

için kullanıldığında ne kadar zararlı hale gelir! Allah için önemli olan, ahlâki değerdir. Sevgi ve<br />

dürüstlük, O’nun en fazla önem verdiği şeylerdir. Yahya, Yüksek Kurul’un habercilerinin<br />

önünde kendisinin onurlandırılmasını beklemeyip İsa’yı vaat edilen Kişi olarak bildirdiğinde,<br />

Rab’bin gözünde büyük bir kişiydi. İsa’ya yardım etmek-teki sevinci ve bencil olmayan tutumu,<br />

insanda görülen soyluluğun en yüce örneğini temsil eder.<br />

Yahya’nın ölümünden sonra, onun İsa’ya olan tanıklığını dinleyenler şöyle dediler; “Yahya<br />

hiç mucize yapmadı. Fakat onun bu Kişi için söylediklerinin tümü doğru çıktı.” Yahya’ya, ne<br />

İlyas’ın yaptığı gibi gökyüzünden ateş indirmesi, ve ölüleri diriltmesi, ne de Allah’ın adıyla<br />

Musa’nın güçlü asasını elinde tutması buyruldu. O, Kurtarıcı’nın gelişini müjdelemek ve<br />

insanları onun gelişine hazırlamak için gönderildi. Görevini o kadar bağlılıkla yaptı ki, insanlar<br />

134

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!