06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 40. Göl K y s nda Bir Gece<br />

Yemyeşil çimenlerle kaplı ovada ilkbahar akşamının alacakaranlığında halk İsa’nın sağladığı<br />

yiyecekten yedi. O gün dinledikleri sözler onlara Allah’ın sesi gibi geldi. Onların tanık olduğu<br />

Kurtarıcı’nın insanları iyileştirmek için yaptığı mucizeler sadece ilahi bir gücün yapabileceği<br />

mucizelerdi. Fakat ekmek mucizesi büyük kalabalıktaki herkesin açlığını giderdi. Onların hepsi<br />

de bundan yararlandı. Musa’nın zamanında Allah İsrail halkını çölde “man” ile doyurdu; ve o<br />

gün onları doyuran Musa’nın önceden haber verdiği kişi değil miydi? Beş ekmek ve iki balığı<br />

binlerce kişiyi doyurmak için yeterli hale getirmeye hiçbir insanın gücü yetmez. Onlar<br />

birbirlerine, “Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur”dediler.<br />

Bütün gün boyunca halkın bu inancı daha da güçlendi. Bu asil hareket uzun süredir beklenen<br />

Kurtarıcı’nın onların arasında bulunduğunun güvencesiydi. Halkın umudu gittikçe artmaya<br />

başladı. O, Yahudiye’yi yeryüzünün cenneti ve her yerinden bal ve süt akan bir ülke haline<br />

getirecek olan Kişi’ydi. O her arzuyu giderebilir. Kendilerinden nefret edilen Romalıların<br />

gücünü kırabilir, Yahuda ve Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturabilir. Savaşta yaralanan askerleri<br />

iyileştirebilir. Tüm ordulara yiyecek sağlayabilir. Diğer ulusları yenebilir ve İsrail’e uzun<br />

süredir beklenen egemenliği getirebilir.<br />

Halk duyduğu büyük heyecandan dolayı O’nu bir kral olarak kabul etmeye hazırdır. O’nun<br />

insanların dikkatini çekmek ya da kendisini onurlandırmak için hiçbir çaba harcamadığını<br />

görürler. Bu yüzden İsa hahamlardan ve yöneticilerden tamamen farklı bir kişiliğe sahiptir.<br />

O’nun, Davut’un tahtına geçeceğini asla iddia etmeyeceğinden endişe ederler. Birbirlerine akıl<br />

danışırlar. O’nu zorla kral ilan etmek istemektedirler. Halk ile birlikte öğrenciler de Davut’un<br />

tahtının varisi olduğunu iddia etmenin Öğretmenlerinin doğal bir hakkı olduğunu bildirirler.<br />

O’nun mütevazı olduğu için böyle bir onuru reddettiğini söyler-ler. Halk Kurtancı’sını<br />

yüceltsin! Allah’ın yetkisi ile gelen Kişi’yi onurlandırmaya zorlansınlar.<br />

Amaçlarını gerçekleştirmek için sabırsızlıkla beklerler; fakat İsa ne olup bittiğini görür ve<br />

onların anlayamadığını, böyle bir hareketin sonucunda neler olacağını anlar. Hahamlar ve<br />

yöneticiler o an bile onu öldürme çabası içindedirler. O’nu halkı kendi yanma çekmekle<br />

suçlarlar. Halk şiddet ve isyan yoluyla O’nu tahta geçmesini sağlamak için çaba harcayacaktı ve<br />

ruhsal krallığın işi engellenecekti. Daha fazla vakit kaybedilmeden hemen bir durum<br />

değerlendirmesi yapılmalıydı. İsa öğrencilerini yanma çağırarak kayığa binip hemen<br />

Kefernahum’a dönmelerini ve kalabalığı göndermesi için kendisini orada bırakmalarını<br />

buyurdu.<br />

İsa’nın daha önce verdiği buyruklardan hiçbirisinin yerine getirilmesi bu kadar imkansız gibi<br />

görünmemişti. Öğrenciler halk arasında İsa’yı tahta geçirecek bir hareketin olmasını ümit<br />

etmişlerdi; İsa’ya duyulan bu büyük ilginin boşa gitmesi düşüncesine dayanamıyorlardı. Fısıh<br />

boyunca bir araya gelen insanlar yeni peygamberi görmeyi sabırsızlıkla bekliyorlardı.<br />

Öğrencilere bu, çok sevdikleri öğretmenlerini İsrail’in tahtına geçmesini sağlamak için altın bir<br />

fırsat gibi görünüyordu. Onlar bu büyük heyecanı yaşarken, İsa’yı tek başına bu ıssız yerde<br />

236

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!