06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 77.<br />

Roma valisi Pilatus’un konağında Mesih bir suçlu gibi elleri bağlı bir şekilde duruyordu.<br />

Etrafında askerler vardı ve bir çok kışı duruşmayı izlemek için salona akın etmekteydi. Girişin<br />

hemen dışında Yüksek Kurul’un yargıçları, hahamlar, din bilginleri, ihtiyarlar heyeti ve halktan<br />

oluşan kalabalık bir grup beklemekteydi.<br />

Yüksek Kurul heyeti İsa’yı mahkum ettikten sonra hükmün onaylanması ve infazı için vali<br />

Pilatus’un yanına gelmişti. Fakat bu Yahudi liderler dinsel kuralları bozmamak1ve Fısıh<br />

yemeğinden yiyebilmek için vali konağına girmek istemediler. Aslında yüreklerinin korkunç bir<br />

nefret seliyle kirlendiğini göremiyorlardı. İsa’nın gerçek Fısıh kuzusu olduğunu, onu<br />

reddettiklerinden dolayı da bu bayramın kendileri için aslında hiçbir önemi kalmadığının<br />

farkına varamadılar.<br />

Kurtarıcı yargı salonuna getirildiğinde Pilatus O’na düşmanca bakışlarla baktı. Romalı vali<br />

gece uykusundan uyandırılmış ve acele ile mahkemeye çağrılmıştı ve işini mümkün olduğunca<br />

çabuk yapmaya karar verdi. Kurtarıcı’ya karşı kötü davranmak için kendisini hazırlamıştı.<br />

Sabahın köründe çağrıldığından dolayı son derece öfkeliydi ve bu yüzden en sert tavrını takındı.<br />

Karşısındakinin, Yahudi liderlerin bir an önce yargılanmasını ve cezalandırılmasını görmek<br />

istedikleri bir Kişi olduğunu biliyordu.<br />

Pilatus önce İsa’yı tutuklayanlar daha sonra da İsa’ya doğru baktı. Daha önce de pek çok kez<br />

her çeşit suçluyla uğraşmak zorunda kalmıştı; fakat daha önce böylesine asil ve iyi bir karaktere<br />

sahip olduğu görünüşünden hemen belli olan bir kimse suçlu biri olarak kendişinin önüne asla<br />

getirilmemişti. Pilatus O’nun yüzünde hiçbir suç, korku, meydan okuma ya da karşı çıkma<br />

ifadesi göremedi. Karşısında suçlu bir kişi değil; bilakis son derece asil, ağır başlı kutsallığı<br />

yüzünden okunan bir Kişi vardı.<br />

İsa’nın görünüşü Pilatus’un üzerinde olumlu bir etki yarattı. Pilatus sakinleşmeye başladı.<br />

İsa’yı ve yaptığı işleri daha önceden de duymuştu. Karısı da ona, hastaları iyileştirmek ve<br />

ölüleri diriltmek için Celileli Peygamber tarafından yapılan mucizelerden söz etmişti. Tüm<br />

bunlar Pilatus’un gözlerinin önünde sanki unutulmuş bir rüya gibi canlandı. Bazı kaynaklardan<br />

duyduğu söylentileri hatırladı. Yahudiler’in, O’nu ne ile suçladıklarını bilmek istiyordu.<br />

“Bu adam kimdir ve O’nu niçin buraya getirdiniz? O’nu ne ile suçluyorsunuz?” diye sordu.<br />

Yahudiler şaşkınlık içindeydiler. İsa ile ilgili suçlamalarını kanıtlamayacaklarını bildikleri için<br />

kapsamlı bir sorgulama olmasını istemiyorlardı. Bu yüzden O’nun, Nasıralı İsa adında bir<br />

sahtekar olduğunu iddia ettiler.<br />

Pilatus tekrar “Bu adamı ne ile suçluyorsunuz?” diye sordu. Hahamlar bu soruya cevap<br />

vermediler; fakat öfke dolu bir şekilde “Bu adam kötülük eden biri olmasaydı, onu sana<br />

getirmezdik” dediler. Ulusun liderleri olan ve Yüksek Kurul’u oluşturan bu Yahudiler ölümü<br />

hak ettiğini iddia ettikleri bir adamı getirdiklerinde, O’nu ne ile suçladıklarını sormak gerekmez<br />

mi? Sahip oldukları önemli konumlarıyla Pilatus’u etkileyeceklerini ve başka hiçbir işlem<br />

460

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!