06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 2. Seçilmi Halk<br />

Yahudi halkı, bin yıldan daha fazla bir süre boyunca Kurtarıcı’nın gelişini özlemle bekledi.<br />

O’nun gelişine büyük umutlar bağladılar. İlahilerde ve peygamberliklerde, tapınaktaki ayinde,<br />

evde yapılan duada, sürekli O’nun adını kutsal bir şekilde andılar. Fakat, geldiğinde O’nu<br />

tanımadılar. “Çünkü onların önünde körpe fidan gibi ve kurak yerden kök sürgünü gibi<br />

göründü. Ne biçimi, ne de güzelliği vardı. O’nun içindeki güzelliği göremediler ve O’nu<br />

istemediler.” “Kendi yurduna geldi, ama halkı O’nu kabul etmedi.”<br />

Allah, yine de İsrail’i seçmişti. Onları, yasasının ilmini ve Kurtarıcı’yı işaret eden simge ve<br />

peygamberlik sözlerini korumaya çağırdı. Onların, dünyada kurtuluşun kaynağı olmalarını<br />

arzuladı. İbrahim, kendi yaşadığı çevrede; Yusuf Mısır’da ve Daniel Babil sarayında nasıl<br />

davrandıysa İbraniler de, diğer milletlere o şekilde davranmalıydı. Bu halk insanlara Allah’ı<br />

açıklamalıydı.<br />

Rab, İbrahim e yaptığı çağrıda şöyle dedi: “Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım.<br />

Bereket kaynağı olacaksın; ...ve yeryüzünün tüm halkları senin aracılığınla kutsanacaklar”Aynı<br />

öğreti, peygamberler aracılığıyla da tekrarlandı. İsrail, savaş ve tutsaklıkla harap olduktan sonra<br />

bile, onlar şu vaade sahiptiler: “Ve Yakup’un arta kalanı, diğer milletlerin arasında Rab<br />

tarafından çiy gibi, insan için gecikmeyen ve Adem oğulları için, beklemeyen ot üzerine düşen<br />

yağmur gibi olacaktır.” Rab, Kudüs teki tapınakla ilgili olarak Yeşaya aracılığıyla şöyle der:<br />

“Benim evime bütün ulusların dua evi denilecektir,”<br />

Fakat İsrailliler, umutlarını dünyasal yüceliğe bağladılar. Kenan ülkesine girmelerinden<br />

itibaren, Allah’ın emirlerinden uzaklaşıp, putperestlerin usullerini ve geleneklerini<br />

benimsediler. Allah’ın, peygamberleri aracılığıyla onlara uyarı göndermesi faydasızdı. Boş yere<br />

putperest baskısının zulmünü çektiler. Her yenilenmeyi daha derin bir inançsızlık izledi.<br />

İsrail, Allah’a bağlı kalsaydı, Allah onları onurlandırarak ve yücelterek amacını<br />

gerçekleştirebilirdi. İtaat yolunda yürüselerdi, Allah onları, ünde, yücelikte, onurda “yarattığı<br />

tüm milletlerin üzerinde tutacaktı.” Musa şöyle der: “Ve yeryüzündeki tüm halklar, Rab’bin ismiyle<br />

senin çağrılmakta olduğunu görecekler; ve senden korkacaklar.” “Bu yasaları duyan<br />

milletler: ’Bu büyük millet, elbette ki zeki ve anlayışlı bir kavimdir’ diyecekler.”Fakat onların<br />

sadakatsizliklerinden dolayı Allah, amacını sadece sürekli olarak mücadeleler ve<br />

aşağılanmalarla gerçekleştirebildi.<br />

Onlar, Babil’e boyun eğdiler ve putperestlerin ülkeleri boyunca yayıldılar. Birçoğu, acı<br />

içinde dayi O’nun Antlaşması’na olan bağlılıklarını sürdürdüler. Çenklerini söğütlere asıp,<br />

harap edilen kutsal tapınak için yas tutarlarken, gerçeğin ışığı onların üzerinde parladı ve Allah<br />

bilgisi milletler arasında yayıldı. Putperestler, Allah’ın belirlediği kurban sistemini kendi<br />

yöntemlerine göre değiştirmişlerdi. Putperest ayinlerini izleyen birçok kimse, İbranilerden, ilahi<br />

bir şekilde emredilen ibadetin gerçek anlamını öğrendiler ve iman içinde Kurtarıcı’nın vaadini<br />

beklediler.<br />

14

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!