06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

sözle yaşar” ve Yeremya peygamber şöyle yazmıştı: “Sözlerini bulur bulmaz yuttum; Bana<br />

neşe, yüreğime sevinç oldu.” Rabbilerin bir sözü vardı: ekmeği ruhsal anlamıyla yemek, Kutsal<br />

Yasa üzerinde çalışmak ve iyi işler yapmak demekti; ve sık sık Mesih’in gelişinde tüm İsrail’in<br />

doyurulacağı anlatılıyordu. Peygamberlerin öğretileri ekmek mucizesindeki derin ruhsal anlamı<br />

açıkça gösterdi. İsa havrada kendisini dinleyenlere bunu anlatmak istiyordu. Eğer Kutsal<br />

Yazı’yı anlamış olsalardı, “Yaşam Ekmeği Ben’im.” dediğinde İsa’nın sözlerini de anlarlardı.<br />

Daha bir gün önce büyük kalabalık halsiz ve bitkin bir haldeyken O’nun verdiği ekmekle<br />

doyurulmuştu. Ekmekten fiziksel güç ve zindelik aldıkları gibi, İsa’dan ruhsal güç ve sonsuz<br />

yaşam alabilirlerdi. “Bana gelen asla acıkmaz ve bana iman eden hiçbir zaman susamaz.”<br />

demişti. Fakat aynı zamanda şöyle ekledi: “Beni gördünüz, yine de iman etmiyorsunuz.”<br />

İsa’yı, Kutsal Ruh’un tanıklığı ve Allah’ın onlara verdiği vahiyi ile görmüşlerdi. O’nun ilahi<br />

gücüne her gün bizzat kendileri tanık olmuşlardı; buna rağmen hala başka bir belirti<br />

göstermesini istediler. Eğer bu onlara verilseydi, daha önceden oldukları gibi inançsız<br />

kalacaklardı. Eğer kendi duyduklarına ve gördüklerine ikna olmasalardı, onlara daha fazla<br />

mucize göstermenin hiçbir faydası olmayacaktı. İnançsızlık şüphe için her zaman bir sebep<br />

bulacak ve en doğru kanıttan bile uzaklaşacaktır.<br />

İsa bu inatçı insanlara tekrar seslendi: “Bana geleni ben asla kovmam.” İsa, kendisini iman<br />

içinde kabul edenlerin hepsinin sonsuz yaşama kavuşacağını söyledi. Onlardan bir tek kimse<br />

bile kaybolmayacaktı. Gelecek yaşamla ilgili olarak tartışmak için Ferisilere ya da Sadukilere<br />

ihtiyaç olmayacaktı. İnsanların artık ölen yakınları için umutsuz bir şekilde acı içinde yas<br />

tutmaları gerekmiyordu. “Çünkü Babamın isteği, Oğul’u gören ve O’na iman eden herkesin<br />

sonsuz yaşama kavuşmasıdır. Ben de böyleleraini son günde dirilteceğim’”<br />

Fakat Yahudiler O’na karşı söylenmeye başladılar. “Yusuf un oğlu İsa değil mi bu?<br />

diyorlardı. Annesini de babasını da tanıyoruz. Şimdi nasıl oluyor da ’gökten indim’ diyor?”<br />

İsa’nın mütevazı ailesinden söz ederken onun hakkında ön yargı oluşturmaya çalıştılar. O’nu<br />

yoksul bir aileden gelen Çelileli bir işçi olarak gördüler. Yahudi okullarında öğrenim görmemiş<br />

olan bu marangozun iddialarının kendilerinin ilgisine layık olmadığını söylediler ve gizemli<br />

doğumundan dolayı onun ailesinden şüphe edilmesi gerektiğini ima etiler. Bu şekilde, doğumu<br />

ile ilgili insani şartları O’nun tarihinde kara bir leke olarak göstermeye çalıştılar.<br />

İsa, doğumu ile ilgili sırrı açıklamaya çalışmadı. Gölün karşısına nasıl geçtiğini<br />

sorduklarında açıklama yapmadığı gibi, kendisinin gökyüzünden indiği ile ilgili şüphelere de<br />

cevap vermedi. İnsanların dikkatini kendisinin yaşamını işaret eden mucizelere çekmedi, ünlü<br />

biri olmayı kendisi istemedi ve her zaman halkın içinden sıradan bir kişi gibi davrandı; fakat<br />

yaptığı işler ve söylediği sözler O’nun ilahi karakterini açıkça gösterdi. Kalpleri ilahi ışığa açık<br />

olan herkes,’O’nda “lütuf ve gerçekle dolu olan Biricik Oğul’un yüceliğini” fark edecekti.<br />

Ferisilerin ön yargıları, onların şüphelerinin gösterdiğinden daha derindi; bunun kaynağı<br />

onların kalplerindeki kötülüktü. İsa’nın her hareketi ve sözü onların kalplerinde düşmanlık<br />

243

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!