06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Zekarya’nın sorusuna karşın, melek şöyle dedi: “Ben, Allah’ın katında duran Cebrail’im.<br />

Sana bunu söylemeye ve Müjde’yi bildirmeye geldim.” Cebrail beş yüz yıl önce Daniel’e,<br />

Mesih’in gelişine kadar uzayan peygamberlik süresini bildirmişti. Bu sürenin sonunun yaklaştığını<br />

işaret eden bilgi, Zekarya’yı Mesih’in gelmesi için dua etmeye yöneltmişti ve şimdi<br />

kendisinin vasıtasıyla peygamberliğin verildiği gerçek elçi, onun gerçekleşmesini bildirmek için<br />

gelmişti.<br />

Meleğin şu sözleri, “Ben Tanrı katında duran Cebrail’im,” onun gökyüzü katında yüce bir<br />

onura sahip olduğunu gösteriyor. Daniel’e mesajı getirdiğinde şöyle dedi: “Onlara karşı reisiniz<br />

Mikail’den2başka bana destek olan yok.” Kurtarıcı, Cebrail hakkında vahiyde şöyle der: “O,<br />

gönderdiği kendi meleği aracılığıyla bunu kulu Yuhanna’ya iletti.” Melek, Yuhanna’ya şöyle<br />

bildirdi: “Ben, senin gibi ve peygamber olan senin kardeşlerinle bu kitabın sözlerine uyanlar<br />

gibi Allah’ın kuluyum.” Ne muhteşem bir düşünce — Tanrı’nın Oğlu’na mevki olarak en yakın<br />

olan melek, Allah’ın amacını günahkar insanlara açıklamakla görevlendirilmişti.<br />

Zekarya meleğin sözlerinden şüphe duymuştu. Bu yüzden, bunlar gerçekleşinceye kadar bir<br />

daha konuşamayacaktı. Melek şöyle dedi: “Bak, şu anda dilin tutulacak... Ve bunlar oluncaya<br />

dek hiç konuşamayacaksın. Vakti gelince yerine gelecek olan bu sözlerime i- nanmadın.”<br />

Hizmeti yerine getiren kahinin görevi, halkın ve milletin günahlarının affı ve Mesih’in gelişi<br />

için dua etmekti; fakat Zekarya bunu yapmaya çalıştığında tek bir söz bile söyleyemedi.<br />

Halkı kutsamak için tapınaktan dışarı çıktığında, “onlarla, işaretler vasıtasıyla konuştu ve dili<br />

tutuk kaldı.” Uzun süre beklemişlerdi ve Allah’ın hükmünün onun üzerine gelmiş olabileceğini<br />

düşünerek korkmaya başlamışlardı. Fakat o, kutsal yerden dışarı çıktığında, yüzü Allah’ın<br />

görkemiyle parlıyordu. “Onun, tapınağın kutsal Bölüm ünde bir şey görmüş olduğunu<br />

anladılar.” Zekarya ne gördüğünü ve duyduğunu onlara işaretlerle anlattı. “Görev süresi<br />

bittiğinde evine geri döndü.”<br />

Vaat edilen çocuğun doğmasından hemen sonra, Zekarya’nın dili çözüldü. “O, konuştu ve<br />

Allah’ı yücelten sözler söyledi. Onların çevresinde yaşayanların hepsini korku sardı. Tüm<br />

bunlar, Yahudiye’nin dağlık bölgesinde konuşulmaya başlandı. Olayı duyanların hepsi içleri<br />

sızlayarak O, nasıl bir çocuk olacak?’ diye meraklanıyorlardı.” Tüm bunlar Yahya’nın, kendisi<br />

için yol hazırlayacağı Mesih’in gelişine insanların dikkatini çekmek içindi.<br />

Kutsal Ruh, Zekarya ile birlikteydi ve şu güzel sözlerle oğlunun görevi üzerine peygamberlik<br />

etti: Sen de, ey çocuk. Yüceler Yücesi’nin peygamberi diye anılacaksın. Rabbin yollarını<br />

hazırlamak üzere önünden gidecek ve O’nun halkına, günahlarının bağışlanmasıyla<br />

kurtulacaklarını bildireceksin. Çünkü Allah’ımızın yüreği merhamet doludur. O’nun merhameti<br />

sayesinde, yücelerden doğan güneş, karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak<br />

ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere yardımımıza gelecektir.”<br />

Yahya gelişiyor, ruhça güçleniyordu. İsrail’e açıklanacağı güne dek çöllerde kaldı.”<br />

Yahya’nın doğumundan önce melek, şöyle demişti: “Rab’bin önünde yüce bir kişi olacak. Şarap<br />

ve içki içmeyecek; ve o Kutsal Ruh ile dolacak.” Allah, Zekarya’nın oğlunu büyük bir görev,<br />

53

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!