06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

getirildiklerinde orada bulunan bazı kişiler kendilerini huzursuz hissediyorlardı. Karanlığın<br />

kaldırıldığını ve dünyanın günahı için sonsuz adağın kurban edildiğini anlayamamışlardı.<br />

Ayrıca sembolik ibadetlerinin de artık hiçbir değeri kalmadığını bilmiyorlardı. Fakat bu hizmet<br />

daha önce hiçbir kez bu kadar karmaşık duygular içinde yerine getirilmemişti. Her zamanki gibi<br />

yüksek sesle boru çalınıyor ve müzik aletleri eşliğinde ilahiler söyleniyordu. Fakat ortamda bir<br />

gariplik vardı. Birbiri ardına herkes bunun nedenini soruyordu. Tapınağın kutsal Bölüm ü o<br />

zamana dek dikkatle korunmuştu; fakat onu şimdi herkes görebiliyordu. Saf ketenden yapılmış<br />

ve altın, mor ipliklerle zengince işlenmiş ağır duvar örtüsü baştan aşağı yırtılmıştı. Allah’ın<br />

kutsal odası aratık herkesin görüşüne açılmıştı. Allah’ın görkemini bildirmek için başkahinle bir<br />

araya geldiği, o ana dek Allah’ın dinleme odası olarak hizmet eden bu yer artık herkesin rahatça<br />

görebileceği bir yer olmuştu. Burası artık tüm kutsallığını yitirmişti. Hahamlar bu sıkıntılı ortam<br />

içinde sunakta görev yaptılar. Kutsal yerin sırrının açığa çıkması başlarına gelecek felaketi<br />

onlara işaret ediyordu. Bu onları son derece korkutuyordu.<br />

Birçok kişi Golgota’da meydana gelen olayları düşünüyordu. 1sa’nın çarmıha gerilmesinden<br />

dirilişine varıncaya dek birçok kişi peygamberliklerin gerçek anlamını öğrenmek için Kutsal<br />

Yazı’ları okumaya başladı. Bazıları Fısıh bayramının gerçek anlamını araştırmaya başladı,<br />

diğerleri aradıkları Kişi’nin O olmadığına hükmetti, yine bazıları O’nun gerçek Mesih olduğuna<br />

ilişkin kanıtlar bulmaya çalıştılar. Farklı konularda araştırma yapmalarına rağmen hepsi de tek<br />

bir gerçeğin farkına vardılar; son birkaç gün içinde Kutsal Yazı’da geçen peygamberlikler<br />

yerine gelmişti ve çarmıha gerilen Kişi dünyanın kurtarıcısıydı. Bu ibadete katılanlardan<br />

birçoğu bir daha hiç Fısıh kutlamalarına katılmadı. Hatta hahamların bazıları bile İsa’nın gerçek<br />

karakterinin farkına vardılar. Kutsal Yazı’yı araştırmaları sonuçsuz kalmadı ve dirilişinden<br />

sonra O’nu Tanrı’nın Oğlu olarak kabul ettiler.<br />

İsa’nın çarmıha gerildiğini gören Nikodim, O’nun Zeytin dağındaki gecede söylediği sözleri<br />

hatırladı: Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da öylece yukarı<br />

kaldırılması gerekir. Öyle ki O’na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.” Mesih’in<br />

mezarda yattığı o Sebt gününde Nikodim’in bu sözler üzerinde düşünme fırsatı olmuştu.<br />

Düşünceleri şimdi ilahi bir şekilde aydınlandı ve İsa’nın sözleri artık onun için bir sır olmaktan<br />

çıktı. Yeryüzündeki yaşamı boyunca Mesih’e yakın olmamasının kendisi için ne büyük bir<br />

kayıp olduğunu hissetti. Şimdi Golgota’da meydana gelen olaylar aklına geldi. İsa’nın,<br />

kendisini çarmıha gerenler için ettiği dua ve çarmıha gerilen hayduta verdiği cevap bu bilgili<br />

kurul üyesinin yüreğini derinden etkilemişti; ve tekrar Kurtarıcı’ya gönül gözüyle baktığında<br />

O’nun dünyaya yaşam veren şu sözlerini duydu: “Tamamlandı!” Yeniden karanlık gökyüzüne,<br />

tapınağın yırtılan örtüsüne ve yuvarlanan kayalara baktığında imanı sonsuza dek sağlamlaştı.<br />

Öğrencilerin umutlarını yok eden olay, Yusuf ve Nikodim’i İsa’nın ilahiliğine daha çok ikna etti<br />

ve imanlarının sağlamlığı sayesinde korkularını yendiler.<br />

Mezarda yatan Mesih halkın ilgisini daha önce hiç bu kadar çok çekmemişti. Halk eskiden<br />

alıştığı gibi tapınağın avlusuna hastalarını ve acı çekenleri getiriyor, Nasıra’lı İsa’nın nerede<br />

olduğunu bilen var mı? diye soruyordu. Hastaları iyileştiren ve ölüleri diriltenKişi’yi görmek<br />

494

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!