06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

İki gün bekledikten sonra İsa, öğrencilerine “Yahudiye’ye gidelim dedi.” Öğrenciler,<br />

Yahudiye’ye gidecek olmasına rağmen İsa’nın niçin iki gün daha beklediğini merak ettiler;<br />

fakat gerek kendileri, gerekse İsa için derin bir kaygı içindeydiler. İsa’nın gitmek üzere olduğu<br />

yerde tehlikeden başka bir şey göremiyorlardı. O’na “Rabbi, Yahudiler demin seni taşlamaya<br />

çalıştılar, yine oraya mı gidiyorsun?” dediler. Isa onlara şu karşılığı verdi: “Günün on iki saati<br />

yok mu?” “Ben, Babamın gösterdiği yolda yürürüm. O’nun isteğini yerine getirdiğim sürece<br />

yaşamım güvencededir. Benim günümün on iki saati henüz dolmadı. Şimdi günümün diğer<br />

yarısındayım ve bu süre içinde güvendeyim.”<br />

İsa sözlerine şöyle devam etti: “Gündüz yürüyen sendelemez. Çünkü bu dünyanın ışığım<br />

görür.” Allah’ın isteğini yerine getiren ve O’nun belirlediği yoldan giden asla sendelemez ve<br />

düşmez. Allah’ın rehberlik eden ruhunun ışığı, görevini daha iyi anlaması için insanın anlayışını<br />

güçlendirir ve görevini tamamlayıncaya dek ona yardımcı olur. “Oysa gece yürüyen sendeler.<br />

Çünkü kendisinde ışık yoktur.” Allah’ın uygun görmediği ve sadece kendilerinin tercihi olan<br />

yolda yürüyenler, sendeleyeceklerdir. Onların gündüzü geceye dönecektir ve nereye giderlerse<br />

gitsinler, onların yaşamları güvende olmayacaktır.<br />

İsa bu sözleri söyledikten sonra, “Dostumuz Lazar uyumuştur, ama onu uyandırmaya<br />

gidiyorum” dedi. Bu sözlerde ne kadar derin bir anlam vardı! Ne kadar da şefkat doluydu!<br />

İsa’nın Kudüs’e giderek karşılaşacağı tehlikeyi düşünen öğrenciler Beytanya’daki acı içindeki<br />

aileyi unutmuş gibiydiler; fakat İsa onları unutmamıştı. Öğrenciler biraz gücenmişlerdi. İsa<br />

mesaja hemen cevap vermediği için hayal kırıklığına uğramışlardı. Bir an için O’nun, Lazar’a<br />

ve kardeşlerine sevgi duymadığını ve haberciyle birlikte geri döneceğini<br />

düşünmeye başlamışlardı. Fakat, “Dostumuz Lazar uyumuştur, onu uyandırmaya gidiyorum”<br />

sözleri onların doğru şekilde düşünmelerini sağladı. İsa’nın bu acı çeken arkadaşlarını<br />

unutmadığına ikna oldular.<br />

Öğrenciler “Rab, uyumuşsa iyileşecektir” dediler. İsa Lazar’ın ö- lümünden söz ediyordu;<br />

fakat onlar olağan uykudan söz ettiğini sanmışlardı.İsa öğrencileri ile konuşurken ölümden<br />

uyku gibi söz etti. Onların yaşamı İsa ile Allah’da saklıdır ve son borazan çalıncaya dek ölenler<br />

O’nun içinde uyuyacaklardır.<br />

Bunun üzerine İsa onlara açıkça şöyle dedi: “Lazar öldü. İman etmeniz için, orada<br />

bulunmadığıma sizin yararınıza seviniyorum. Şimdi onun yanına gidelim.” İkiz12 diye anılan<br />

Tomas diğer öğrencilere, “Biz de gidelim, O’nunla birlikte ölelim” dedi. Yahudilerin İsa’dan<br />

nefret ettiklerini biliyordu. O’nu öldürmeyi tasarlıyorlardı; fakat henüz belirlenen vakit<br />

dolmadığı için bunu başaramadılar. Bu süre boyunca gökyüzünün melekleri İsa’yı korudular.<br />

Rabbilerin onu yakalayıp öldürmek için tuzaklar kurduğu Yahudiye bölgelerinde bile O’na<br />

hiçbir zarar veremediler.<br />

Öğrenciler İsa’nın şu sözlerine şaşırdılar: Lazar öldü. İman etmeniz için orada olmadığıma<br />

sizin yararınıza seviniyorum.” Acı çeken arkadaşlarının evinden uzak durmak, Kurtarıcı nın<br />

kendi seçimi miydi? Meryem, Marta ve ölen Lazar, yalnız bırakılmış gibi görünüyorlardı; fakat<br />

337

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!