06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Özellikle Sebt, her türlü mantıksız sınırlamalarla dolduruldu. Onlar Rab’bin kutsal ve onurlu<br />

kıldığı Kişi’yi istemiyorlardı. Din yorumcuları ve Ferisiler, Sebt gününe uymayı ağır bir yük<br />

haline getirdiler. Bir Yahudi’nin Sebt günü ateş, hatta mum yakmasına bile izin verilmiyordu.<br />

Bunun sonucunda halk, liderlerin yasak ettiği birçok hizmet için Yahudi olmayanlara bağımlı<br />

hale geldi. Eğer bu hareketleri yapmak günah ise, başkalarını buna yöneltenlerin de, en az bunu<br />

yapanlar kadar suçlu olduğunu düşünmediler. Kurtuluşun Yahudilerle sınırlı olduğunu, Yahudi<br />

ulusunun dışında kalanların umutsuzluk içinde yaşadıklarını ve bundan daha kötü bir durumda<br />

zaten olamayacaklarını düşünüyorlardı. Fakat Allah herkes tarafından uyulamayacak hiçbir<br />

emir vermemiştir. O’nun sevgisi mantık dışı ya da bencil olan hiçbir sınırlamayı onaylamaz.<br />

İsa, iyileştirdiği adamı tapınakta tekrar gördü. O, bir günah adağı ile aldığı büyük lütuf için<br />

Allah’a şükranlarını sunmaya gelmişti. İbadet edenler arasında onu buldu ve onun şu sözlerle<br />

kendisini tanımasını sağladı: “Bak iyileştin. Artık günah işleme ki, başına daha kötü bir şey<br />

gelmesin.” İyileşen adam, Kurtarıcı’yla tekrar karşılaştığı için sevinçliydi. İsa ya duyulan<br />

düşmanlıktan habersiz bir şekilde, Ferisilerin sorularını cevapladı ve kendisini kimin<br />

iyileştirdiğini anlattı. “Bu yüzden Yahudi yetkililer, İsa’ya saldırıda bulunmaya başladılar;<br />

çünkü bu işleri Sebt gününde yapmıştı.’<br />

Sebt gününü ihlal etmekle suçlanan İsa, Yahudi yetkililerin suçlamalarına cevap vermek<br />

üzere Yüksek Kurul’a çıktı. Eğer Yahudiler, bu kez bağımsız bir millet olsaydılar, bu tür bir<br />

suçlama, onların İsa’yı öldürmeye yönelik olan amacına hizmet ederdi. Romalıların<br />

boyunduruğu altında olmaları bunu engelledi. Yahudiler büyük cezalar vermeye yetkili<br />

değildiler ve İsa’ya karşı öne sürülen suçlamaların Roma mahkemesinde hiçbir etkisi yoktu.<br />

Bununla birlikte elde etmek istedikleri başka amaçları da vardı. İsa’nın çalışmalarının etkilerini<br />

yok etme çabalarına rağmen, İsa, Kudüs’te, halkın üzerinde onlardan daha büyük bir etki<br />

bırakıyordu. O’nun öğretileri, hahamların sıkıcı konuş-malarından bıkan halkın ilgisini çekti.<br />

İsa açık ve anlaşılır sözleri ile onları teselli etti ve kalplerini huzura kavuşturdu.<br />

O, Allah’tan, öç alan bir yargıç olarak değil, sevgi dolu bir baba olarak söz etti ve Allah’ın<br />

görüntüsünün yansımasını kendi kişiliğinde gösterdi. Sözleri acı çeken ruhlar için şifa verici bir<br />

merhem gibiydi. Sözleri ve yaptığı iyiliklerle, Allah’ın sevgisini onun eksilmez bütünlüğü ile<br />

sunarak, insanların kendi icatları olan gelenekler ve emirlerin zulmeden gücünü kırıyordu.<br />

İsa ile ilgili ilk peygamberliklerden birinde şöyle yazılıdır: “Sahibi gelene kadar krallık asası<br />

Yahuda’nın elinden çıkmayacak ve yönetim hep onun soyunda kalacaktır. Uluslar onun sözünü<br />

dinleyecektir.” Halk, İsa’nın etrafında toplanıyordu. Onların sevgi dolu kalpleri ha-hamların<br />

talep ettiği sert kuralları içeren törenler yerine, sevgi ve iyilik derslerini kabul etti. Eğer<br />

hahamlar ve rabbiler engel olmaya çalışmasalardı, O’nun öğretileri, dünyada şimdiye dek eşi<br />

görülmemiş bir reformun oluşmasını sağlayabilirdi. Fakat kendi güçlerini devam ettirmek için<br />

İsa’nın etkisini yok etmeye karar verdiler. O’nun Yüksek Kurul’un önünde suçlanması ve<br />

öğretilerinin açıkça kınanması bunda etkili olurdu; çünkü halk dini liderlerine halâ büyük saygı<br />

duyuyordu. Her kim, hahamların taleplerini kınamaya ya da onların insanların üzerine<br />

getirdikleri yükleri hafifletmeye çalışırsa, sadece Kutsal değerlere saygısızlıkla değil, aynı<br />

123

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!