06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Pilatus İsa’nın masum kanından kendisinin sorumlu olmadığını söyleyince Kayafa öfkeli bir<br />

şekilde şöyle dedi: “O’nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun.”<br />

Hahamlar ve yöneticiler de bu sözleri onayladı ve hep bir ağızdan tekrarladı. “O’nun kanının<br />

sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!”<br />

İsrail halkı kendi tercihini yapmıştı. İsa’yı işaret ederek “Bu adamı değil Barabas’ı salıver!”<br />

diye bağırdılar. Azılı bir katil ve haydut olan Barabas Şeytan’ın temsilcisiydi. Mesih ise<br />

Allah’ın temsilcisiydi. Barabas seçilmiş, Mesih ise reddedilmişti. Onlar Barabas’ı istiyorlardı.<br />

Bu seçimle başlangıçtan beri hep yalancı ve katil olan birini seçmişlerdi. Şeytan onların<br />

lideriydi. Ulusça onun talimatlarına uyacaklardı. Onun gösterdiği işeri yapacaklar ve hükmüne<br />

katlanacaklardı. İsa’nın yerine Barabas’ı seçenlerin, dünya döndüğü sürece Barabas’ın<br />

zalimliğine katlanmaları gerecekti.<br />

Allah’ın Kuzusu’na doğru bakan Yahudiler “O’nun kanının sorumluluğu bizim ve<br />

çocuklarımızın üzerinde olsun!” dediler.Allah onların bu korkunç haykırışını duydu. Kendileri<br />

için verdikleri hüküm gökyüzünde kayda geçti. Tanrı’nın Oğlu’nun masum kanı onların<br />

çocuklarının ve nesillerinin üzerinde sonsuz bir lanet oldu. Bu lanet korkunç bir şekilde<br />

Kudüs’ün yıkılışıyla gerçekleşmiş oldu. Onsekiz yüzyıl boyunca Yahudi halkı bu ıstırapla<br />

yaşadı: kimi asmadan ayrılan bir sürgün gibi, kimi kuruyan ve yakacak olarak kullanılan bir dal<br />

gibi. Ülkeden ülkeye yüzyıllar boyunca dağılıp gittiler: Yasa’yı çiğnemekten ve işledikleri<br />

günahlarından dolayı bir ölü gibi.<br />

Aynı şekilde bu korkunç lanet Yargı Günü’nde de gerçekleşecektir Mesih yeniden yeryüzüne<br />

indiğinde insanlık artık O’nu kalabalık bir grup tarafından tutuklanan biri olarak göremeyecek.<br />

O’nu göklerin kralı olarak görecekler. Mesih, kendisinin, Baba’sının ve Kutsal meleklerin<br />

görkemiyle gelecek. Onbinlerce onbinler ve binlerce binler melek her şeyi kendi sevgisinde ve<br />

azametinde birleştirmiş olan o güzel ve zafer kazanmış olan Allah Oğlu’na eşlik edecek. Sonra<br />

görkeminin tahtına oturacak ve tüm uluslar çevresinde toplanacak. Her göz O’nu görecek; hatta<br />

“O’nun bedenini deşmiş olanlar bile.” Dikenli bir taç yerine görkem tacı takacak. Mor renkli<br />

kral elbisesi yerine “Yeryüzünde hiçbir çamaşırcının erişemeyeceği bir beyazlıkta”olan<br />

beyazlardan daha beyaz bir elbise giyecek. Giysisinin üzerinde şöyle yazacak: “Kralların kral,<br />

ve Rablerin Rabbi”O’nunla alay edenler ve O’na acı çektirenler de orada olacak. Hahamlar ve<br />

yöneticiler mahkeme salonunda oynanan sahneyi bir kez daha yaşayacaklar. Tüm detaylar<br />

gözlerinin önüne ateşten harflerle bir daha gelecek. Sonunda “O’nun kanının sorumluluğu bizim<br />

ve çocuklarımızın üzerinde olsun!” diyenler hak ettikleri yanıtı alacaklar. O zaman tüm dünya<br />

hangi zayıf, zavallı ve ölümlü bir varlık için savaş verdiğini bilecek, anlayacak ve tanıklık<br />

edecek. Ölüm korkusu ve dehşetle dağlara ve kayalara seslenip: “Üzerimize düşün! Taht<br />

üzerinde oturanın yüzünden ve Kuzu’nun gazabından saklayın bizi! Çünkü Onların gazabının<br />

büyük günü geldi, buna kim dayanabilir?” diye bağrışacaklar.<br />

Bu Bölüm Matta 27:2, 11-31; Markos 15:1-20; Luka 23:1-25; Yuhanna 18:28-40 ve I9:1-<br />

I6’ya dayanmaktadır.<br />

472

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!