06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

İsa kendi yaşamı gibi onların yaşamlarının da fedakarlıkla dolu olması gerektiğini<br />

öğrencilerine açıkladı. Öğrencileri ile birlikte onların etrafında bekleyen halka şöyle dedi:<br />

“Ardımdan gelmek isteyen, kendini inkar etsin ve çarmıhım yüklenip beni izlesin.” Çarmıh,<br />

Roma’nın gücünün ürünüydü ve ölümün en zalim ve aşağılayıcı şekliydi. En büyük suçluların<br />

infaz yerine kadar çarmıhı taşımaları gerekirdi. Çoğu kez çarmıh onların omuzlarına konmak<br />

üzereyken, bu işkence aleti üzerlerine bağlanıncaya ve güçleri tükeninceye dek şiddete maruz<br />

kalırlardı; fakat Isa, takipçilerine kendiliklerinden çarmıhlarını alıp kendisinin ardından<br />

gelmelerini buyurdu. İsa’nın sözleri öğrenciler için pek anlaşılır olmamasına rağmen, onların<br />

kendisine olan bağlılıklarını, yani kendisinin uğruna ölümü göze alan bağlılıklarını işaret<br />

ediyordu. Onların kendilerini tamamen teslim etmeleri gerektiğini bu sözler en iyi şekilde<br />

açıklıyordu; fakat İsa bunların hepsini onların iyiliği için kabul etmişti. Bizler kaybolurken, İsa<br />

gökyüzünü arzu edilmesi gereken bir yer olarak görmedi. O, gökyüzünün görkemini büyük<br />

acılarla, hakaretlerle dolu bir yaşam ve korkunç bir ölüm için bıraktı. Gökyüzünün paha<br />

biçilmez hâzinelerinde zengin olan İsa, dünyadaki yaşamında yoksul oldu, öyle ki O’nun<br />

yoksulluğuyla bizler zengin olabilelim. Bizler O’nun geçtiği yolu izlemeliyiz.<br />

İsa’nın, uğruna öldüğü kişiler için sevgi, insanın kendi benliğini feda etmesi demektir.<br />

Allah’ın çocuğu olan kişi, kendisini, dünyanın kurtarılması için aşağıya sarkıtılan zincirin bir<br />

halkası olarak ve karanlığın içinde kaybolmuş olanları arayıp bularak, onları kurtarmak üzere<br />

merhamet dolu planını gerçekleştirmesi için İsa ile birlikte çalışan kişi olarak görmelidir. Bir<br />

imanlı, kendisini Allah’a adadığının ve İsa’nın karakterini dünyaya göstermesi gerektiğinin her<br />

zaman farkında olmalıdır. İsa’nın yaşamında görülen fedakarlık, sevgi ve şefkat, Allah için<br />

çalışan herkesin yaşamında tekrar görülmelidir.<br />

“Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek; canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.”<br />

Bencillik ölüm demektir. İşlevi sadece kendi alanıyla sınırlı olan bedenin hiçbir organı<br />

yaşayamaz. Eğer kalp bedenin her yanına yaşam veren kanı gönderemezse, gücünü kaybeder.<br />

Bizim yaşamımızı sağlayan kan gibi, İsa’nın sevgisi de O’nun gizemli bedeninin her Bölüm<br />

ünde dolaşır. Bizler bir bedenin üyeleriyiz; diğer insanları kardeşi olarak görmeyen her ruh yok<br />

olacaktır. “İnsan bütün dünyayı kazanıp canından olursa, bunun ona ne faydası olur? İnsan<br />

kendi canına karşılık ne verebilir?”<br />

Isa o anki yoksulluğunun ve mütevazılığının ötesinde öğrencilerine görkemli bir şekilde<br />

gelişini işaret etti. Dünyevi bir krallığın görkemiyle değil, Allah’ın görkemi içinde ve<br />

gökyüzünün melekleriyle birlikte^gelişini işaret etti. “O, herkese yaptıklarının karşılığını<br />

verecektir.” Onları yüreklendirmek için şu vaadi verdi: “Size doğrusunu söyleyeyim, burada<br />

bulunanlar arasında İnsanoğlu’nun kendi egemenliği içinde geldiğini görmeden ölümü<br />

tatmayacak olanlar var.” Fakat öğrenciler O’nun sözlerini anlayamadılar. İsa’nın vaat ettiği<br />

görkem onlara çok uzaklardaymış gibi görünüyordu. Onların o an için gördükleri tek şey;<br />

O’nun yoksulluk, tevazu ve acılar içindeki yaşamıydı. Mesih in krallığı ile ilgili büyük<br />

beklentilerinden vazgeçme-leri mi gerekiyordu? Efendilerinin Davut’un tahtına geçtiğini<br />

göremeyecekler miydi? İsa, mütevazı bir yaşam sürerek, insanlar tarafından hor görülecek,<br />

267

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!