06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 60. lahî Egemenli in Yasas<br />

Fısıh zamanı yaklaşıyordu. İsa tekrar Kudüs’e doğru yola çıktı. Yüreğinde Baba’nın isteğini<br />

yerine getirmenin o mükemmel huzuru vardı ve kurban yerine doğru hızlı adımlarla ilerliyordu.<br />

Fakat öğrencileri birden bir sır, kuşku ve korku duygusu sardı. İsa, “onların önlerinde<br />

yürüyordu. Öğrenciler şaşkınlık içindeydi. Ardından gelenler ise, korkuyorlardı.” İsa,<br />

Onikiler’i bir yana çekip, kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı. “Şimdi Kudüs’e<br />

gidiyoruz” dedi, “Peygamberlerin İnsanoğlu ile ilgili yazdıklarının tümü yerine gelecektir. O,<br />

diğer uluslara teslim edilecek, O’na hakaret edecekler, üzerine tükürecek ve O’nu kamçıla-yıp<br />

öldürecekler ve O, üçüncü gün dirilecek. Öğrenciler, bu sözlerden hiç bir şey anlamadılar. Bu<br />

sözlerin anlamı onlardan gizlenmişti ve anlatılanları kavrayamıyorlardı.”<br />

Onlar daha kısa bir süre önce “Allah’ın Egemenliğinin yaklaştığını” her yerde bildirmemişler<br />

miydi? İbrahim, İshak ve Yakup gibi birçoğunun da bu egemenlikte yer alacağını İsa bizzat<br />

kendisi vaat etmemiş miydi? Dünyasal değerlerden vazgeçen herkesin kendi egemenliğinde yer<br />

alacağını vaat etmemiş miydi? Onikilere İsrail’in on iki kavmini yargılayarak tahta geçmek için<br />

kendi egemenliğinde özel mevkiler vaat etmemiş miydi? Şimdi bile kendisiyle ilgili<br />

peygamberliklerin tümünün gerçekleşeceğini söylemişti; peygamberler Mesih in egemenliğinin<br />

görkemini önceden bildirmemişler miydi? Bu düşüncelerin ışığında O’nun ihanet, zulüm ve<br />

ölüm ile ilgili sözleri belirsiz ve anlaşılması zor gibi görünüyordu. Karşılaştıkları her türlü<br />

zorluğa rağmen, Allah’ın Egemenliğinin yakında kurulacağına inanıyorlardı.<br />

Zebedi oğullarından Yuhanna, İsa’nın yolundan giden ilk iki öğrenciden biri olmuştu ve<br />

kardeşi Yakup da İsa’ya hizmet için her şeyden fedakarlık eden grupta yer almıştı. O’nunla<br />

birlikte olabilmek için evlerinden ve arkadaşlarından seve seve ayrıldılar; O’nunla birlikte<br />

yürüdüler ve konuştular; gerek evde yalnız başınayken ve gerekse halkın arasındayken her<br />

yerde O’nunla birlikteydiler. Onlar, kendisine yürekten bağlı oluncaya ve duydukları büyük<br />

sevgiyle ilahi egemenliğinde kendisine yakın olmayı arzu edinceye dek İsa, onların<br />

üzüntülerini, acılarını ve korkularını dindirdi; onları tehlikelere karşı korudu; sabırlı olmayı<br />

öğretti. Yuhanna hep Kurtarıcı’nın yanında yerini aldı; Yakup da O’na yakın olmakla<br />

onurlandırılmak istiyordu. Onların anneleri de İsa’nın yolundan gidiyordu ve O’na sürekli<br />

yardımcı olmaya çalıştı. Bir annenin çocuklarına duyduğu sevgiyle, oğullarının, ilahi<br />

egemenlikte en onurlu yeri almasını arzuluyordu.’ Isa’dan bunu dilemeleri için onları<br />

yüreklendirdi.<br />

Zebedi oğullarının annesi, oğullarıyla birlikte İsa’nın yanına geldi ve önünde yere kapanarak<br />

kendisinden bir dileği olduğunu söyledi. Isa kadına, “Ne istiyorsun?” diye sordu. Kadın şöyle<br />

cevap verdi: “Buyruk ver de senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri senin sağında, diğeri<br />

solunda otursun.” İsa diğer kardeşlerinden üstün olmayı arzu ettikleri için bencilliklerinden<br />

dolayı onları azarlamaz ve nazik davranır. Onların kalplerinden geçeni okur. Kendisine ne kadar<br />

derinden bağlı olduklarını bilir. Onların yüreğindeki sevgi sadece insana özgü olan sevgi<br />

değildir. Dünyasal düşüncelerin etkisinde olmasına rağmen, Isa’nın kurtarıcı sevgisi gibi saf ve<br />

348

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!