06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

emretmeliydi? Buğday ve mısırın gelişmesi durmalı mıydı? Olgunlaşan dallar çiçek açmaktan<br />

vaz mı geçmeliydiler? Ağaçlar ve çiçekler, Sebt günü hiç tomurcuk açmamalı mıydılar?<br />

İnsanlık böyle bir durumda dünyayı yaşanabilir kılan ürünlerden ve nimetlerden<br />

yararlanamazdı. Tabiatın dengesi korunmalıydı. Allah koruyucu elini dünyadan bir an bile<br />

çekmedi; aksi takdirde bu, insanlığın sonu olurdu. Hayatın normal akışının devam edebilmesi<br />

için, insanın, bugün yapması gereken işler vardır. Yaşamın gerekleri yerine getirilmelidir,<br />

hastalarla ilgilenilmelidir ve ihtiyacı olanlara gereken yardım sağlanmalıdır. Sebt günü acı<br />

dindirmekten kaçınan, suçlu sayılır. Allah’ın kutsal dinlenme günü insanlar içindir ve merhamet<br />

etmek, onun niyeti ile mükemmel uyum içindedir. Allah, kullarının Sebt ya da başka bir günde<br />

dindirilebilecek bir saatlik bir acıyı bile çekmelerini istemez.<br />

Sebt gününde Allah’tan beklentiler diğer günlerdekinden daha fazladır. Allah’ın halkı Sebt<br />

gününde günlük işini bırakır ve zamanını dua ile geçirir. O’nun özel ilgisini isterler. O’nun en<br />

seçkin lütuflarını arzularlar. Allah bu istekleri yerine getirmek için Sebt gününün gelmesini<br />

beklemez. Gökyüzünün işi asla sona ermez ve insanlar iyilik yapmayı asla bırakmamalıdırlar.<br />

Sebt günü, faydasız bir şekilde boşa zaman harcamanın amaçlandığı bir gün değildir. Yasa<br />

dinlenme gününde dünyevi işi yasaklar; maddi kazanç sağlamak için yapılan işe ara<br />

verilmelidir; dünyevi zevk ya da kâr sağlamak için yapılan hiçbir iş, o gün yasaya uygun<br />

değildir; fakat Allah’ın yaratma işine ara verip, Sebt günü dinlendiği ve onu kutsal kıldığı gibi,<br />

insan da günlük yaşamın işlerine ara vermelidir ve bu kutsal saatleri sağlıklı bir şekilde<br />

dinlenme, ibadet ve hayırlı işler ile geçirmelidir. İsa’nın hastaları iyileştirmek için yaptığı iş,<br />

Allah’ın yasasıyla mükemmel uyum içindeydi. Bu, Sebt’i onurlandırdı.<br />

İsa, kutsal ve aynı zamanda gökyüzündeki Baba’nın karakterine uygun olan bir işi yapmada<br />

Allah ile eşit haklara sahip olduğunu iddia etti. Fakat Ferisiler O’na hala öfkeliydiler. Ferisilere<br />

göre İsa, sadece yasayı çiğnemekle kalmamış, Tanrı’nın Oğlu olduğunu söyleyerek kendisini<br />

Allah’a eşit saymıştı. Tüm Yahudi ulusu Allah’a “Baba” diyordu. Bu yüzden İsa, kendisini<br />

Yahudiler gibi Allah ile aynı ilişki içinde gösterseydi, onlar bu kadar öfkelenmezlerdi. İsa’nın<br />

bu iddiayı en yüksek anlamda söyledi-ğini anladıklarını göstererek, O’nu kutsal değerlere<br />

saygısızlıkla suçladılar. İsa’ya düşmanlık duyan bu kişilerin, İsa’nın, onların farkına varmalarını<br />

sağladığı gerçeklere karşı savunacakları hiçbir şeyleri yoktu. Onlar sadece kendi usul ve<br />

geleneklerini savunabiliyorlardı; ve İsa’nın, Allah’ın sözünden ve dünyanın hiç durmayan<br />

devranından aldığı gerçeklerle karşılaştırıldığında, bu geleneklerin ne kadar anlamsız ve<br />

önemsiz oldukları açıkça görülüyordu. Eğer hahamlar ışığı almaya biraz istekli olsalardı, İsa’nın<br />

gerçeği söylediğine ikna olurlardı. Fakat İsa’nın Sebt günüyle ilgili olarak yaptığı açıklamalara<br />

aldırış etmediler ve kendisini Allah’a eşit tuttuğu için O’na öfkelendiler. Yöneticilerin öfkesi<br />

sınır tanımıyordu. Hahamlar ve rabbiler eğer halktan çekinmeselerdi, İsa’yı derhal öldürürlerdi.<br />

Fakat halk O’na büyük ilgi duyuyordu. Birçok kişi İsa’yı, insanların hastalıklarını iyileştiren ve<br />

acılarını dindiren bir dost olarak kabul etti ve O’nun Beytesta’da acı çeken hastaların acısını<br />

dindirdiğine tanık oldu. Böylece Yahudi liderler, bir süre için öfkelerine hakim olmak zorunda<br />

kaldılar.<br />

125

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!