06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 10. Çöldeki Ses<br />

Israil halkında, Mesih’in gelişini uzun süre bekleyen imanlıların arasında, Mesih’ten önce bir<br />

müjdeci doğdu. Yaşlı kâhin Zekarya ve karısı Elizabet “Allah’ın gözünde doğru kişilerdi”;<br />

sakin ve kutsal yaşamlarında gerçeğin ışığı, o kötü günlerin karanlığında bir yıldız gibi parladı.<br />

Bu imanlı çifte, “O’nun yollarını hazırlamak için Rab’bin sözüne göre hareket edecek olan” bir<br />

oğul vaat edildi.<br />

Zekarya “Yahuda sırtlarında” yaşıyordu ve bir haftalığına tapınakta kâhinlik yapmak için<br />

Kudüs’e gitti. Bu, her kâhin sınıfı tarafından yılda iki kez yerine getirilmesi gereken bir<br />

hizmetti. “Ve zamanı geldi. Kendi sınıfı görev yaptığı dönemde Zekarya, Allah önünde kâhinlik<br />

etmekteydi. Kâhinlik töresi uyarınca, Rab’bin tapınağına girdiğinde buhur sunmak ona düştü.”<br />

Zekarya tapınağın kutsal yerindeki altın sunağın önünde duruyordu. Buhur dumanı, İsrail’in<br />

dualarıyla Allah’ın önünde yükseliyordu. Rab’bin bir meleği “buhur sunağının sağında<br />

duruyordu.” Meleğin orada durması bir lütuf işaretiydi. Fakat Zekarya bunun farkına vara-madı.<br />

Kurtarıcı’nın gelmesi için yıllarca dua etti; gökyüzü şimdi bu duaların yanıtlanmak üzere<br />

olduğunu bildirmek için elçisini göndermişti; Allah’ın lütfü onun inanamayacağı kadar yüce<br />

görünüyordu. Yüreği korkuyla doldu ve titremeye başladı.<br />

Fakat şu sevindirici güvence ile selamlandı: “Korkma Zekarya! Çünkü duan duyuldu. Karın<br />

Elizabet sana bir oğul doğuracak ve sen, onun adını ’Yahya’ koyacaksın. Sana sevinç ve kıvanç<br />

getirecek. Çünkü Rab’bin önünde yüce bir kişi olacak. Şarap ve alkollü içki kullanmayacak.<br />

Daha annesinin karnındayken Kutsal Ruh ile dolacak... İsrailoğulları’nda birçoğunu Allah’ları<br />

Rab’be döndürecek. Babaların yüreklerini çocuklarına, söz dinlemezleri doğru kişilerin<br />

anlayışına döndürmek, Rab’be hazırlanmış bir halk yetiştirmek için; O’nun önünde ruh ve güç<br />

bakımından İlyas peygamber gibi yürüyecek.” Zekarya meleğe sordu: “Bunu nasıl bileceğim?<br />

Kendim yaşlı bir adamım, eşim de yaşlandı.”<br />

Zekarya, İbrahim de yaşlı olduğu halde, Allah’ın verdiği vaade iman ederek inandığı için ona<br />

nasıl bir oğul verildiğini çok iyi bili-yordu. Fakat yaşlı kâhin, düşüncelerinde bir an için<br />

insanlığın doğal zayıflığı olan şüpheye düştü. Allah’ın kendi vaat ettiğini yerine getirebileceğini<br />

unuttu. Meleğe verdiği cevabında, şu harikulade açıklamayı yapan Nasıralı kız Meryem’in, o<br />

tatlı ve çocuksu imanına ne kadar zıt bir inançsızlıktır bu! “Ben Rab’bin kuluyum, bana dediğin<br />

gibi olsun.”<br />

İbrahim’in ve Meryem’in oğullarının doğumu gibi Zekarya’nın oğlunun doğumu da yüce ve<br />

ruhsal bir gerçeği öğretecekti. Yavaş öğrendiğimiz, fakat çabuk unuttuğumuz bir gerçekti bu.<br />

Kendi gay-retimizle iyi ve yararlı işler yapma kabiliyetinde değiliz. Ancak, bizim yapmaya<br />

gücümüzün yetmediği şeyler, Allah’ın gücü tarafından itaatkar ve imanlı kişiler vasıtasıyla<br />

yerine getirilecektir. Vaat edilen çocuğun verilmesi iman yoluyla oldu. Ruhsal yaşama iman<br />

yoluyla ulaşılır ve dürüstlükle hareket etmemiz imanla sağlanır.<br />

52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!