06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 58. ar Ç k!<br />

Lazar, İsa’nın en sadık öğrencilerinin biriydi. İlk tanışmalarından beri İsa’ya olan imanı<br />

güçlenmişti; O’na derin bir sevgi duyuyordu ve Kurtarıcı da onu çok seviyordu. İsa en büyük<br />

mucizesini Lazar için gerçekleştirdi. Kurtarıcı kendisinin yardımına ihtiyacı olan herkesi<br />

kutsadı; O, tüm insanlık ailesini sever; fakat onlardan bazılarına özel bir sevgiyle bağlıdır.<br />

Yüreği, Beytanya’daki aileye güçlü bir sevgi bağıyla bağlıydı; çünkü onlardan biri için en<br />

büyük mucizesini gerçekleştirdi.<br />

İsa, Lazar’ın evinde huzur buluyordu. Kurtarıcı’nın kendisine ait bir evi yoktu;<br />

arkadaşlarının ve öğrencilerinin konukseverliğine bağımlıydı. Çoğu kez yorgun olduğunda ve<br />

buradaki arkadaşını özlediğinde öfkeli Ferisilerin şüphelerinden ve kıskançlıklarından<br />

uzaklaşarak bu huzurlu ailenin yanına gelirdi. Burada saf, dürüst ve samimi bir arkadaşlık<br />

ortamı buluyordu. Söylediği sözlerin anlaşılacağını ve bir hazine gibi saklanacağını bilerek<br />

burada açıkça ve özgürce konuşabiliyordu.<br />

Bu huzurlu evde kendisini ilgiyle dinleyen arkadaşları Kurtarıcımızı memnun ediyordu.<br />

Çoğu zaman insanlardan sevgi, şefkat ve nezaket görmeyi özlüyordu. O’nun her zaman<br />

anlatmaya hazır olduğu kutsal dersleri dinleyenler büyük ölçüde kutsandılar. Halk, İsa’yı açık<br />

havada ve tarlalarda takip ederken, İsa onlara doğal dünyanın güzelliklerini açıkça gösterdi.<br />

Allah’ın dünyayı kendi eliyle nasıl koruduğunu anlayabilmeleri için onların anlayışlarını<br />

güçlendirdi. Allah’ın ne kadar iyi yürekli olduğunun farkına varabilmeleri için kendisini<br />

dinleyenlerin dikkatini O’nun ayırım yapmaksızın iyilere de kötülere de verdiği çiğ tanelerine,<br />

yağmura ve güneşin parlak ışınlarına çekti. Allah’ın, yarattığı insanlığa ne kadar çok değer<br />

verdiğini daha iyi anlamalarını arzuladı. Fakat İsa’yı dinleyen kalabalıklar çoğu zaman isteksiz<br />

davranıyorlardı ve İsa, Beytanya’daki evde günlük yaşamın sıkıntılarından uzaklaşıyor ve<br />

dinleniyordu. Allah’ın sonsuz lütuflarının kaynağını burada kendisini ilgiyle dinleyen kimselere<br />

açıyordu. Dışarıda kendisini şaşkınlık içinde dinleyen kalabalığa anlatmaya çalışmadığı<br />

konuları bu özel görüşmelerde onlara açıkça anlattı. Kendi arkadaşlarıyla konuşurken örneklerle<br />

açıklama yapması gerekmiyordu.<br />

Marta’nın Meryem adındaki kız kardeşi, Rab’bin ayaklarının dibine oturmuş onun<br />

konuşmasını dinliyordu. Marta ise işlerinin çokluğundan dolayı telaş içindeydi. İsa’nın yanma<br />

gelerek “Rab, kardeşimin beni işlerimde yalnız bırakmasına aldırmıyor musun? O’na söyle de<br />

bana yardım etsin” dedi. Bu, İsa’nın Beytanya’yı ilk ziyaretinde oldu. Kurtarıcı ve öğrencileri<br />

Eriha’dan yaya olarak yaptıkları yorucu yolculuğu henüz yeni tamamlamışlardı. Marta, onları<br />

rahat ettirmek için elinden geleni yapıyordu ve telaş içinde olduğundan dolayı bir an için<br />

nezaketi unuttu. Rab, nazik bir şekilde ona şu karşılığı verdi: “Marta, sen çok şey için<br />

kaygılanıp, telaşlanıyorsun. Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçmiştir ve<br />

bu kendisinden alınmayacaktır.” Meryem, kendisi için dünyanın en değerli hâzinelerinden daha<br />

kıymetli olan İsa’nın sözlerini dikkatle dinliyordu.<br />

335

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!