06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 68. D Avluda<br />

“Bayramda tapınmak üzere Kudüs’e gidenler arasında bazı Grekler vardı. Bunlar, Celile’nin<br />

Beytsayda kentinden olan Filipus’a gelerek, ’Efendimiz, İsa’yı görmek istiyoruz’ diye rica<br />

ettiler. Filipus gitti, bunu Andreya’ya bildirdi. Andreya ve Filipus da gidip İsa’ya haber<br />

verdiler.”<br />

Bu kez İsa galip gelmiş görünüyordu. Hahamlar ve Ferisilere karşı mücadeleyi kazanmıştı;<br />

fakat onlar tarafından Mesih olarak asla kabul edilmeyeceği açıkça görülüyordu. Son ayrılık<br />

zamanı gelmişti. Bu durum O’nun öğrencilerine umutsuz gibi görünüyordu; fakat İsa görevinin<br />

sonuna yaklaşıyordu. Sadece Yahudi ulusunu değil, tüm dünyayı ilgilendiren olay gerçekleşmek<br />

üzereydi. İsa, dünyanın gerçeğe olan susuzluğunu yansıtan Greklerin şu ricasını duyduğunda, E-<br />

fendimiz İsa’yı görmek istiyoruz” yüzü ilahi ışıkla aydınlandı ve şöyle dedi: “İnsanoğlu’nun<br />

yüceltileceği saat geldi.” öreklerin ricasında büyük fedakarlığının sonuçlarının ciddiyetini<br />

gördü.<br />

Bu adamlar, tıpkı başlangıçta doğudan gelen bilginler gibi yaşamının son anlarına doğru<br />

Kurtarıcı’yı bulmak için batıdan gelmişlerdi. İsa’nın doğduğu dönemde Yahudi ulusu kendi<br />

hırslı planlarıyla öylesine meşguldü ki, O’nun yeryüzüne geldiğinden habersizdiler. Putperest<br />

bir ülkeden ellerinde hediyeleriyle bilginler İsa’ya tapınmak üzere yemliğe geldikleri gibi, aynı<br />

şekilde ulusları, kavimleri ve dünyanın tüm halklarını temsil eden Grekler de İsa’yı görmeye<br />

gelmişlerdi. Tüm ülkelerin ve çağların halkları Kurtarıcı’nın çarmıhına yöneleceklerdi.<br />

“Doğudan ve batıdan birçok insan gelecek. Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve Yakup<br />

ile birlikte sofraya oturacaklar.” Grekier, İsa’nın Kudüs’e görkemli girişini duymuşlardı.<br />

Bazıları O’nun kâhinleri ve din yorumcularım tapınaktan kovduğunu; O’nun Davut’un tahtına<br />

geçeceğini ve İsrail’in kralı olarak saltanat süreceğini sanmışlar ve bu düşüncelerini de<br />

çevrelerine yaymışlardı. Grekler O’nun hizmetiyle ilgili gerçeği bilmek istiyorlardı. “Efendimiz<br />

İsa’yı görmek istiyoruz” dediler. Onların bu istekleri gerçekleşti. Onların bu dilekleri kendisine<br />

iletildiğinde İsa, tapınağın Yahudiler hariç kimsenin içeriye alınmadığı Bölüm ündeydi. Dış<br />

avludaki Greklerin yanma gitti ve onlarla bizzat görüştü.<br />

İsa’nın yüceltilmesinin zamanı gelmişti. Çarmıhın gölgesinde duruyordu ve Greklerin dileği,<br />

kendisinin gerçekleştirmek üzere olduğu fedakarlığın Allah’ın ailesine yeni çocuklar<br />

kazandıracağını gösterdi. Greklerin kendisini o an hiç de hayal etmedikleri bir durumda<br />

göreceklerini biliyordu. Tanrı’nın Oğlu’ndan önce serbest bırakılmak için seçilen hırsız ve katil<br />

olan Barabas’ın yanında göreceklerdi. Hahamlar ve din yorumcularının kışkırttığı insanların<br />

kendi tercihlerini yaptıklarını göreceklerdi. “Pilatus, ’Öyleyse Mesih denen İsa’yı ne yapayım?’<br />

dedi. Hep bir ağızdan ’çarmıha gerilsin’ dediler.” İsa insanlığın günah-larının bedelini ödeyerek<br />

ilahi egemenliğinin kurulacağını ve tüm dünyaya yayılacağını biliyordu. O, Kurtarıcı olarak<br />

çalışacaktı ve ruhu hüküm sürecekti. Bir an geleceğe doğru baktı ve dünyanın dört bir yanından<br />

yükselen şu haykırışı duydu, “Dünyanın günahlarını ortadan kaldıran Allah’ın Kuzusu’na<br />

bakın.” Yahudiler ve ulusların arasında ayırım duvarının yıkılmasının ve tüm ulusların, dillerin<br />

397

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!