06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 64. Halk n Kaderi<br />

İsa’nın Kudüs’e girişinde yaşanan coşku, O’nun kutsalların ve meleklerin zafer sevinci ile<br />

gökyüzünden güç ve yücelik bulutları içinde yeniden gelişinin sadece küçük bir belirtisiydi. O<br />

zaman İsa’nın ha-hamlara ve Ferisilere söylediği sözler gerçekleşecekti: ’“Rab’bin adıyla<br />

gelene övgüler olsun’ diyeceğiniz zamana dek beni göremeyeceksiniz.” Peygamber Zekarya’ya<br />

o görkemli gün gösterildi; ve o, ilk gelişinde İsa’yı reddedenlerin kaderini gördü: “Bana,<br />

deştiklerine bakacaklar; biricik oğlu için yas tutan biri gibi yas tutacak, ilk oğlu için acı çeken<br />

biri gibi acı çekecekler.” İsa şehre bakıp ağladığında da bu manzarayı önceden görmüştü.<br />

Kudüs’ün o zamanki bozulmuşluğunda, Allah Oğlu’nun kanının akmasında suçlu olan o halkın<br />

uğradığı son yıkımı gördü.<br />

Öğrenciler, Yahudilerin İsa’ya duydukları nefreti gördüler; buna karşın bu nefretin neye<br />

sebep olacağını anlayamadılar. İsrail in gerçek durumunu anlayamadılar. Kudüs’ün üzerine<br />

gelecek olan felaketin de farkında değildiler. Mesih bunu önemli bir ders ile onlara açıkladı.<br />

Kudüs’e yapılan son uyarı da fayda etmedi. Yahudi liderler, “Bu kimdir?” sorusuna karşılık<br />

olarak halktan gereken cevabı almışlardı; fakat onlar bunu ilham sesi olarak kabul etmediler.<br />

Öfke ve şaşkınlık içinde halkı susturmaya çalıştılar. Kalabalığın arasında Romalı yetkililer de<br />

vardı. İsa’ya düşman olanlar, bu yetkililere O’nun ayaklanmanın başı olduğunu söylediler.<br />

O’nu, tapınağı ele geçirerek Kudüs’te bir kral olarak saltanat sürmek üzereymiş gibi<br />

gösterdiler.<br />

İsa, sakin bir ses tonuyla dünyasal bir krallık kurmak için değil, fakat göksel Baha’sının<br />

yanma çıkacağını ve görkemle yeniden gelişine dek kendisini suçlayanların göremeyeceğini<br />

bildirdiğinde, kalabalık bir an için sustu. O zaman, kurtulmaları için artık vakit çok geç<br />

olduğunda O’nu kabul etmek isteyeceklerdi. İsa, üzgün fakat etkili bir şekilde bu sözleri<br />

söyledi. Romalı yetkililer, sessizlik içinde ve dikkatle O’nun anlattıklarını dinlediler. İlahi<br />

konulara yabancı olmalarına rağmen, daha önce hiç olmadığı şekilde etkilendiler. İsa’nın ciddi<br />

ve samimi bakışlarında adeta O’nun sevgi dolu yüreğini ve ağırbaşlı ka-rakterini gördüler.<br />

Açıklayamadıkları bir sempati içlerini doldurdu. İsa’yı yakalamak yerine O’na hürmet etmeye<br />

yöneldiler. Yahudi liderlere dönerek onları halkın arasında huzursuzluk yaratmakla suçladılar.<br />

Amaçlarına ulaşamayan bu liderler, öfkeli ve şaşkın bir şekilde birbirleriyle tartışarak halka<br />

şikayetlerini bildirdiler.<br />

Bu arada İsa, kimseye görünmeden tapınağa gitti. Burası huzur veren bir sessizliğe sahipti.<br />

Zeytin Dağı üzerindeki manzara halkı cezbetmişti. İsa, kısa bir süre daha tapınakta kaldı. Acı<br />

dolu yüreğiyle ona bir kez daha baktı. Daha sonra öğrencileri ile birlikte oradan ayrılıp<br />

Beytanya’ya geri döndü. Halk, tahta geçirmek için aradığında O’nu orada bulamayacaktı.<br />

İsa tüm gece boyunca dua etti ve sabah erkenden yine tapmağa gitti. Yolda bir incir ağacı<br />

gördü. Açtı ve “Uzakta yapraklanmış bir incir ağacı görünce belki üzerinde incir bulurum diye<br />

369

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!