06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

kurtarmak için yeterli olmadığı kanıtlanmıştır. Bu bilgiler doğruluğun meyvelerini getirmezler.<br />

İlahi gerçeğe karşı kıskançlık duyan bir kişi, aynı zamanda ondan nefret ettiğini yaşamının her<br />

alanında açıkça gösterir. Tarihin en karanlık devirleri, yobaz dini liderlerin sebep olduğu<br />

katliamlarla doludur. Ferisiler, İbrahim’in çocukları olduklarını iddia ediyorlar ve Tanrı<br />

bilgisine sahip olmalarıyla övünüyorlardı. Bu avantajlar onları bencillikten, kötülük yapmaktan,<br />

para hırsından ve ikiyüzlülüklerinden vazgeçiremedi. Kendilerinin, dünyanın en yüce din<br />

bilginleri olduklarını sanıyorlardı; fakat sahte imanları, onları Yüce Rab’bi çarmıha germeye<br />

yöneltti.<br />

Bugün aynı tehlike hala varlığını sürdürmektedir. Birçok kişi sadece bazı ilahi prensiplere<br />

uydukları için imanlı olduklarını düşünür; fakat gerçeği kendi yaşamlarında uygulamamışlardır.<br />

O’na inanmamışlar ve sevmemişlerdir. Bu yüzden gerçeğin kutsanmasıyla gelen lütfü ve gücü<br />

alamamışlardır. İnsanlar gerçeğe iman ettiklerini belirtebilirler; fakat bu, onların dürüst, nazik,<br />

sabırlı ve gökyüzüne bağlı olmalarını sağlamıyorsa, bu hem onlara hem de onlar aracılığıyla<br />

dünyaya kötülük getirir.<br />

İsa’nın dürüstlüğü, Allah’ın isteğini yerine getirebilmemiz için yüreğimizdeki ve<br />

yaşamımızdaki doğruluktur. Günahlı insan, sadece Allah’a iman ettiğinde ve O’na sürekli bağlı<br />

kaldığında dürüst olabilir. Gerçek kutsallık, onun düşüncelerini yükseltecek ve yaşamını onurlandıracaktır.<br />

Eskiden formalite gereği olarak yaptığı ibadeti, şimdi gerçek bir inanlının yaptığı<br />

gibi tüm kalbiyle ve iman dolu olarak yapacaktır. Allah a hizmet etmek için yapılan törenler,<br />

ikiyüzlü Ferisilerinki gibi anlamsız ayinler olmayacaktır.<br />

İsa, emirleri ayrı ayrı ele alır ve onların gereklerinin anlamını ve önemini açıklar. Onların<br />

gücünden bir zerresini ortadan kaldırmak yerine, onların prensiplerinin ne kadar geniş kapsamlı<br />

olduğunu gösterir. Yahudilerin gösteriş için yaptıkları ibadetteki büyük hatayı açığa çıkarır.<br />

Kötü düşüncelerle ya da aşırı hırslarla Allah’ın Yasası’nın ihlal edildiğini bildirir. Yaşamı<br />

boyunca en az haksızlık yapan biri bile yasayı ihlal eder ve kendi ahlaki yapısının bozulmasına<br />

neden olur. Katliam ilk önce düşüncelerde oluşur. Kalbinde nefrete yer veren, kötülük yoluna<br />

ilk adımı atmış olur. Allah böyle bir kişinin sunduğu hizmeti onaylamaz.<br />

Yahudiler sürekli intikam hırsı içindeydiler. Romalılara olan nefretlerinden dolayı onlara<br />

ağır suçlamalarda bulundular. Kötülük Prensi’nin hareketlerine uyarak, onu memnun ettiler.<br />

Böylece Şeytan’ın onlara bundan sonra yaptıracağı diğer kötülükler için kendilerini hazırladılar.<br />

Ferisilerin dini yaşamında, uluslara iyi yönde örnek olabilecek hiçbir kutsallık yoktu. İsa<br />

onların, kendilerine zulmeden Romalılara karşı ayaklanabilecekleri ve yaptıkları kötülüklerden<br />

dolayı intikam duygusu besleyebilecekleri düşüncesiyle kendilerini kandırmamalarını<br />

buyurdu. İsa’nın yolundan gidenlerin bile, bazen haklı olarak öfkelendikleri durumların olduğu<br />

doğrudur. Bu imanlı kişiler Allah’a saygısızlık edildiğini, O’nun hizmetinin gözden<br />

düşürüldüğünü, masum insanlara zulmedildiğini gördüklerinde haklı olarak öfkelenirler.<br />

Dürüstlük hissinden doğan bu tür bir öfke günah değildir; ancak her kışkırtıcı hareketin<br />

sonucunda öfke ve kızgınlığa göz yumanlar, kalplerinde Şeytana yer açmaktadırlar. Eğer<br />

gökyüzü ile uyum içinde olmak istiyorsak, kin ve nefreti kalbimizden atmalıyız.<br />

192

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!