06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 85. Yeniden Göl K y s nda<br />

İsa öğrencileri ile Celile’de bir araya gelmeye karar vermişti ve Fısıh’tan hemen sonra yola<br />

çıktılar. Fısıh boyunca Kudüs’te olmasalardı bu onların sanki Fısıh’a ilgi göstermiyorlarmış gibi<br />

yanlış bir izlenim oluşmasına yol açabilirdi. Bu yüzden Fısıh’ın sona ermesine dek beklediler ve<br />

Kurtarıcı ile bir araya gelmek için sevinç içinde evlerine döndüler.<br />

Öğrencilerin yedisi bu grubun içindeydi. Üzerlerinde mütevazı balıkçı giysileri vardı. Onlar<br />

yeryüzünde zengin kimseler değildiler; fakat Allah’ın nazarında kutsal kişiler olarak kendilerine<br />

en yüksek mevkiyi veren gerçeği biliyor ve uyguluyorlardı. Peygamberlerin okullarında eğitim<br />

görmemişlerdi; fakat üç yıl boyunca dünyanın tanıdığı en yüce Öğretmen tarafından<br />

eğitilmişlerdi. Kurtarıcı’nın eğitimi altında seçkin, bilgili, özlü ve insanları gerçeğin bilgisine<br />

kavuşturan elçiler olmuşlardı.<br />

İsa, hizmetinin büyük bir Bölüm ünü Celile gölü kıyısında yerine getirmişti. Öğrenciler ıssız<br />

bir yere çekildiklerinde sürekli Mesih’i ve O’nun gerçekleştirdiği mucizeleri düşünüyorlardı. Bu<br />

gölün üzerinde fırtınaya yakalanıp büyük bir korku içine düştüklerinde İsa suların üzerinde<br />

yürüyerek onları kurtarmıştı. İsa’nın tek bir sözü ile fırtına dinmişti. Birkaç parça ekmek ve<br />

balıkla on bin kişinin doyurulduğu kıyı buradan görünüyordu. O’nun birçok mucize<br />

gerçekleştirdiği Kefernahum da buraya çok uzak değildi. Öğrenciler şimdi göle doğru<br />

baktıklarında Kurtarıcı’nın burada söylediği sözleri ve gerçekleştirdiği mucizeleri hatırladılar.<br />

Öğrenciler o akşam neşe içindeydiler ve Petrus göle açılıp balık tutmayı önerdi. Diğer<br />

öğrenciler de Petrus’un bu önerisini kabul ettiler. Yiyeceğe ve giysiye ihtiyaçları vardı. Bu<br />

yüzden çok balık tutmayı umuyorlardı. Göle açıldılar; fakat hiç balık tutamadılar. Bütün<br />

gece boyunca çaba gösterdiler; fakat bir sonuç alamadılar. Saatler boyunca çalışmaktan yorgun<br />

düşen öğrenciler o an yanlarında olmayan Öğretmenleri hakkında konuştular ve O’nun, gölün<br />

kıyısında söylediği sözleri ve gerçekleştirdiği mucizeleri hatırladılar. Öğrencilerin gelecekleri<br />

hakkındaki düşünceleri ve kaygıları onları mutsuz ediyordu.<br />

Bütün bu zaman boyunca kendilerini izleyen görünmez bir Gözlemci vardı. Sonunda sabahın<br />

ilk ışıkları göründü. Kayık kıyıya çok yaklaşmıştı ve öğrenciler sahilde duran birini gördüler.<br />

İsa “Çocuklar balığınız yok mu?” diye sordu. “Yok!” diye cevap verdiler. İsa “Ağı kayığın sağ<br />

yanına atın, tutarsınız”dedi. Bunun üzerine ağı attılar. O kadar çok balık tuttular ki, ağı çekemez<br />

oldular. Yuhanna bu yabancının kim olduğunu anladı ve Petrus’a “Bu Rab’dir” dedi.Petrus<br />

O’nun Rab olduğunu duyunca hemen göle atladı ve yüzerek Rab’bin yanma geldi. Diğer<br />

öğrenciler balık dolu ağı çekerek kayıkla geldiler. “Karaya çıkınca orada yanan bir kömür ateşi,<br />

ateşin üzerinde balık ve ekmek gördüler.”<br />

Öğrenciler ateşi ve yiyecekleri görünce şaşırdılar ve bunların nereden geldiklerini sormayı<br />

unuttular. İsa onlara “Şimdi tuttuğunuz balıklardan getirin!” dedi.O zaman Petrus daha önce<br />

bıraktığı ağı yeniden kavradı ve kıyıya çekmek için kardeşlerine yardım etti. Tüm işi ve<br />

hazırlıkları bittiğinde İsa onları yemeğe çağırdı. Ekmeği aldı ve bölüp onlara verdi. Böylece<br />

516

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!