26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

farklı bir görüşü ifade etti. Yazımda da bu karar incelemesini yapmıştım<br />

bu konuyla ilgili toplu iş sözleşmesinde ihbar süreleri artırılmış ve artırılan<br />

maddede bir hüküm daha var. Diyor ki, ihbar ederek sözleşmeyi feshederse<br />

bu artırılmış süreler uygulanacaktır, ama peşin ödeme suretiyle<br />

iş akdini feshedecek, yasadaki süreler uygulanır diyen bir sözleşme ile<br />

karşı karşıyayız. Đşçi veya işçi adına sendika bu hükmü bir yönüyle ele<br />

alıp ihbar tazminatını yasadaki miktarlara göre ödeyen işverenin kararına<br />

karşı fark ihbar tazminatı talep ediyor ve artırılmış sürelerin ihbar tazminatını<br />

istiyor. Benim bildiğim kadarıyla Yargıtay 2000-<strong>2001</strong> yılında aynı<br />

toplu iş sözleşmesiyle ilgili, o yazımda da bu konuyu ifade ettim. Yargıtay<br />

aynı konuda iki farklı karar veriyor. Talebi reddeden mahkeme kararını<br />

reddedeni onaylarken, bir başka yerde reddedeni bozuyor. vs. ben bununla<br />

ilgili görüşümü ifade ettim. Toplu iş sözleşmesi özerkliği içerisinde<br />

taraflar ihbar sürelerini artırmışlardır. Eğer fesih yapılacaksa bu ihbar<br />

sürelerine uyulacaktır. Ama, peşin ödeme halinde farklı bir seçenek kabul<br />

etmişlerdir. Dolayısıyla, doğru kararın ihbar tazminatını yasadaki miktar<br />

kadar ödeyen işveren kadar uygulamasının doğruluğu şeklinde olması<br />

gerekir. Değerli meslektaşım buna katılmadı. Farklı düşüncede olduğunu<br />

söyledi ama kendisinin bir noktada dikkatini çekmek isterim. <strong>Yargıtayın</strong><br />

2002 yılında daha yeni bir kararı söylediğim noktada sanırım bu değişik<br />

yöndeki kararlarının yeni yönünü belirledi diye düşünüyorum. Söylediğim<br />

görüş doğrultusunda, cezai şart konusu çok tartışılan bir konu ve bu<br />

tartışmaların merkezinde yer aldım uzun zaman, bu tartışmaların geçmiş<br />

dönemde de önemli bölümünü benim düşüncelerim oluşturdu. Şimdi<br />

meslektaşım bu noktada biraz farklı, tek taraflı cezai şart olabilir<br />

noktasını söylüyor ve Borçlar Kanunu 325'i merhum hocamız Oğuzmanda<br />

argümanı getiriyordu. 325 tek taraflı işveren lehine olan cezai şartın işçi<br />

tarafındaki karşılığını teşkil eder gibi bir yaklaşım içerisindeydi. Tek<br />

taraflı cezai şart kural olarak olmaz diyen Yargıtay kararı bence de doğru<br />

bunu daha önce 90'lı yılların sonundaki seminerlerde de ifade ettim.<br />

Değerli hocam Metin Kutal'ın tebliğinde bu konu ilk defa gündeme<br />

gelmişti. Ama bugün uygulamanın ihtiyacı özellikle de nitelikli, transfer<br />

ücreti ödenerek alınmış bir işçinin, yüksek eğitim gideri yapılarak<br />

çalıştırılan bir işçinin örneğin daha evvelde bu örneği verdim. THY'de<br />

ordudan ayrılan genç subayları Boeing Airbus uçakları için eğitime gönderiyor.<br />

Binlerce dolar masraf ediyor dönüşte de tek taraflı cezai şart koyuyor.<br />

Beş yıl çalışma mecburiyeti aksi takdirde şu kadar dolar cezai şart<br />

ödeyeceksin bunu rahatsız edici bir tarafının olmaması gerektiğini ve bir<br />

eğitimin karşılığıysa tek taraflı cezai şartın olabileceğini ifade ettim. O<br />

bakımdan arkadaşımla ufak bir farklılık içerisindeyiz.<br />

149

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!