26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Prof.Dr. Münir Ekonomi : Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ben de<br />

değerli meslektaşımı içtenlikle kutluyorum. Kararlar her yönüyle ve ayrıntılı<br />

değerlendirilmiş, açık şekilde sunulmuştur.<br />

Değineceğim konulardan birincisi, sayın Alpagut'un görüşüne açıklık<br />

kazandırmak amacını gütmektedir. Đncelenen olayda belirsiz süreli bir<br />

hizmet akdi yapılan işçinin eğitime tabi tutulacağı ve verilen eğitim karşılığı<br />

olarak 30 ay çalışmayı taahhüt ettiği, buna uymadığı takdirde cezai<br />

şart ödemesi öngörülmüştür. Yargıtay, 30 aylık çalışma taahhüdünün,<br />

akdi belirli süreli bir akit haline getirmediğini ve işverence akit daha önce<br />

ihbar ve kıdem tazminatı ödemede feshedilmesi dışında 30 aydan bakiye<br />

kalan süreye ilişkin ücrete karar verilemeyeceğini bildirmiştir. Yüksek<br />

mahkemenin isabetli bu görüşüne sayın Alpagut'da katılmaktadır. Ancak,<br />

yanlış not almadıysam, kararla ilgili değerlendirmesini yaparken şu görüşü<br />

de ifade etmektedir. Đşçinin verilen eğitim karşılığı 30 aylık asgari<br />

hizmet süresinin getirilmesi hizmet akdini işçi yönünden asgari süreli bir<br />

sözleşme haline getirmektedir. Böyle bir açıklama Alpagut'un tam görüşünü<br />

yansıtmasa dahi, yanlış bir anlamaya yol açabilir ve çelişkili bir sonuca<br />

getirebilir. Đncelenen olayda da görüldüğü üzere, işçi verilen hizmet<br />

karşılığı 30 aylık asgari bir süre çalışmayı kabul ettiği ve buna uymaması<br />

halinde cezai şart öngörüldüğünde, hizmet akdi işçi yönünden asgari çalışma<br />

süresini kapsar şekilde belirli süreli, işveren için ise belirsiz süreli<br />

bir iş ilişkisi olarak nitelendirilemez. Diğer bir değişle işçi için asgari çalışma<br />

süresi olarak öngörülen 30 aylık sürede hizmet akdi taraflardan biri<br />

(işçi) için belirli süreli, diğeri (işveren) için belirsiz süreli bir akit olarak<br />

kabul edilemez. Taraflar, isterlerse 30 aylık süreyi her iki taraf için de<br />

bağlayıcı olarak kabul ederlerse asgari süreli bir hizmet akdi oluşturulmuş<br />

olacaktır; belirtilen sürede akit hem işçi ve hem de işveren yönünde<br />

belirli süreli akit etkisine sahip olacak, o sürenin geçmesinden sonra yine<br />

her iki taraf için belirsiz süreli bir akit olarak iş ilişki sürdürülebilecektir.<br />

Đkinci konu, gerek yargı kararlarında ve doktrinde bir alışkanlık olarak,<br />

sayın Alpagut'un açıklamalarından da tespit ettiğim gibi, belirli süreli<br />

hizmet akitlerinde ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatı söz konusu olmaz<br />

denilmektedir. Belirli süreli hizmet aktinde bildirim süresine göre<br />

fesih türü uygulanmadığı için, ihbar tazminatı talep edilmesi mümkün<br />

değildir; ancak kötüniyet tazminatı istenemediğinin belirtilmesi bize göre<br />

uygun değildir. Örneğin iki yıllık belirli süreli bir hizmet akdi yapılmış ve<br />

14. ayda işveren hizmet akdini, işçi tarafından kendisine karşı bir dava<br />

açıldığı ya da bölge müdürlüğüne şikayet edildiği için feshetmiş olsun. Bu<br />

durumda işveren hizmet akdini haklı bir sebep olmaksızın süresinin bitiminden<br />

önce feshettiğinden, işçiye Borçlar Kanunu madde 325 uyarınca<br />

tazminat ödemenin yanında, fesih hakkı kötüye de kullanılmış olduğun-<br />

153

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!