26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

istiyor. Çalışma ilişkisine devam etmek istiyor. Bu nedenle şu ana kadar<br />

susmuştur (Fesih anına kadar). Bu durumda tekrar dile getirmesini doğru<br />

bulmadık. Ancak, yine şunu da belirtmek istiyorum: Örneğin Genel<br />

Kurulda yine benzer bir dosya geldi. Biz orda Đş Kanunu 60'a aykırılık<br />

vardır dedik. Đşte 20 yıl müdürlük yaptı daha sonra şefliğe indirildi ve ses<br />

çıkarmadı. 3-4 yıl ses çıkarmadı. Ama temel ücretten indirimi daire uygun<br />

gördü. Bir arkadaşımla karşı oyla savunduğum Genel Kurulda bu 60.<br />

maddeye aykırıdır dedi ve dolayısıyla henüz gerekçe yazılmadı. Bizde bu<br />

konuda somut olayları, ekonomik gidişat kriz dönemlerini işçinin<br />

subjektif konumunu dikkate alan bir çözüm yolları aradık.<br />

Đş akdinin askıya alınması nedeniyle ücretin ödenmemesi şeklinde<br />

oluşan bir içtihat var. Bir hafta çalışıp, bir hafta çalışmama ücretsiz izin<br />

şeklinde oluşan bir iş ilişkisi var. Tabii burada karara tam yansımamış,<br />

ancak işçi burada bu çalışmayı önceleri kabul etti ancak gelişen süreç<br />

içerisinde dayanılmaz hale geldiğini görünce iş akdini feshetti ve biz bu<br />

feshi uygun bulduk. Sayın hocam burada iş akdinin askıya alınmasını<br />

kavram olarak getirdi.<br />

Đşverenin işçiyi gözetme konusu. Her ne kadar dairemizin alanı içerisinde<br />

değilse de doktora tezim konusu dolayısıyla ilgilendim. Bu konuda<br />

da söylenecek çok şey var. Önceleri; 21. Hukuk Dairesinin Borçlar Kanunu<br />

43 ile ilgili bir indirim yapmazken, daha sonra uygulamasının çeşitli<br />

nedenleri var. Bilindiği gibi faiz olay tarihinden itibaren başlatılmaktadır.<br />

9. Hukuk Dairesinde Tetkik Hakimliği zamanında Federal Mahkemenin<br />

bir kararını emsal göstererek (faiz başlangıcı konusunda) bir uygulama<br />

yapıyorduk. Şöyle yapıyorduk. Olay tarihi ile rapor tarihi arasında<br />

işlemiş dönem vardı, bu dönemi, olay tarihi ile rapor tarihi arasında yani<br />

gerçekleşen tazminatla ilgili orta bölümden başlatıyorduk. Ne başlangıçta<br />

ne de raporda, orta bölümde. Ancak işleyecek tazminatı, başka bir anlatımla<br />

varsayımsal bölümle ilgili tazminatı rapor tarihinden başlatarak,<br />

faiz başlangıcını iki ayrı noktada gösterdik. Dolayısıyla burada zarar gören<br />

lehine haksız bir zenginleşmeyi ortadan kaldıran bir sistem uyguladık.<br />

Ancak daha sonra Hukuk Genel Kurulu işlemiş dönemle, işleyecek<br />

dönemin faiz başlangıcını eylem tarihine getirdi ve böylece faiz miktarı<br />

çok büyük meblağlara ulaştı. Đşte bu meblağlara ulaşması nedeniyle<br />

Borçlar Kanunu 43 uygulanmaktadır. Yüksek Hukukta da ben 4 yıl çalıştım.<br />

Orada da bu yüksek faiz konusunda biraz önce söylediğim Federal<br />

Yüksek Mahkeme içtihadındaki uygulamayı önerdim. Ancak pek kabul<br />

görmedi. Umarım 21. Hukuk Dairesi bu konuda yeni bir başlangıç yapar<br />

ve tazminatların fahiş miktarlara ulaşmasını bir anlamda engellemiş olur.<br />

Çünkü zarar gören de zarar veren de insandır. Mutlaka zarar görenin üstün<br />

hakları var ama, karşı tarafın da bir dayanırlılığı vardır. Örneğin bir<br />

61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!