26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lar arasında da tartışılmasını arzu ettiğimden, bu yolda beyanda bulunmak<br />

istiyorum. Birisi Bağ-Kur Kanunun 63 diğer Tarım Bağ-Kur Kanununun<br />

47. maddesi ile ilgilidir.<br />

Bir sosyal güvenlik kurumu olan Bağ-Kur'un bünyesinde, aynı çatı<br />

altında birbirinden bağımsız 2 yasa kapsamında kalan sigortalılar var.<br />

Birisi 1479 sayılı kanun kapsamındaki esnaf sanatkarlar ve diğerleri,<br />

öteki 2926 sayılı yasa kapsamında kalan Tarım Bağ-Kur sigortalıları;<br />

Şimdi kurumun her iki sigortalılara 3. şahıslara suç sayılan eylemleriyle<br />

meydana gelen zararlarının tazmini yönünde her iki kanunda rücu hakkı<br />

olmasının incelenmesi meselesi. Şimdi 1479 sayılı yasanın 63. maddesinde<br />

kurumun rücu hakkı ilk peşin yani sigortalı ve hak sahiplerine kurumun<br />

bağladığı gelirin ilk peşin değeriyle sınırlandırılmıştır. Bu yasa<br />

2926 Sayılı Tarım Bağ-Kur Yasasından önce kabul edilmiştir. 1479 Sayılı<br />

Yasanın 63. maddesinden sonra kabul edilen 2926 Sayılı Yasanın rücu ile<br />

ilgili 47. maddesine bir atıf bulunmamaktadır. Şimdi ben diyorum ki karşı<br />

oyumda dairemizde de bu uygulamının karşısındayım. Şu bakımdan,<br />

2926 Sayılı Tarım Bağ-Kur Kanununun 47. maddesi 3. şahısların suç<br />

sayılan eylemleriyle sigortalılara ve onların hak sahiplerine bir zarar<br />

verilmişse, kurum bunlara gerekli yardımı yapar ve haksız fiil failine bu<br />

yardımların geri dönüşü için rücu eder. Hal böyle olunca, birde sınırlama<br />

olmayınca bu yardımların içerisine nasıl ki 506 sayılı yasanın 26. ve 10.<br />

maddesi, 1952 tarihli tevhidi içtihat, 1994 veya 95 tarihli içtihat gereğince<br />

yasal artışlarda bunların içerisinde, bu yardımların içerisinde bulunduğundan<br />

burada diyorum ki 47. maddeye göre artışlar dahil haksız<br />

fiil failine rücu eder alır. Ha ne zamana kadar alır. Ben burada diyorum ki<br />

halefiyet vardır. Karşı görüş kanundan doğan bir rücu hakkı vardır diyor.<br />

Kanundan doğan rücu hakkı nedir diye sorulduğunda temelinde halefiyet<br />

bulunan rücu hakkı, zaten SSK olsun, Bağ-Kur olsun sigortalısının<br />

halefidir. Tevdi içtihatla da böyle kabul edilmiş ve yüksek 10. hukuk ve<br />

21. hukuk yıllarca bunu uygulamıştır. Halen daha uyguluyoruz. Bu bakımdan<br />

ilk 1479 sayılı yasanın 63. maddesi rücuan gelirin ilk peşin sermayesiyle<br />

sınırlanıp 2926 sayılı yasanın 47. maddesindeki rücu'ya da<br />

atıfta bulunmadığına göre 63. maddeyi 47.ye kıyısen uygulama olanağıda<br />

yoktur. Bu kararın geniş özeti alınmamış, bana göre bir tavan yapılır.<br />

47'ye göre, kusur oranına göre bir tavan yapılır. Đlelebet haksız fiil faili<br />

dava tehdidi altında bulundurulmaz bugünkü uygulamakta olduğumuz<br />

gibi gerçek zarar tavanına kadar kurum verdiğini geri ister diyorum.<br />

2. Diğer bir husus var eleştirilen o da, 2829 sayılı birleştirme yasası.<br />

Burdaki olay, bir sigortalı işçinin Anayasal hak olarak tercihini çalışma<br />

alanı olarak SSK'ya tabi bir iş alanında tercih etmesidir. Çalışırken iradesi<br />

dışında statüye kanunla 657'ye tabi oluyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!