26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

16/II e uyarınca feshetmiştir. Yüksek mahkeme bu sonuca varırken, işçinin<br />

ihbar tazminatı talebinde bulunamayacağını, ancak kıdem tazminatına<br />

hak kazanacağını bildirmektedir ki, Sayın Süzek'de bu görüşü<br />

haklı olarak paylaşmaktadır. Görüşümüze göre iki nokta üzerinde daha<br />

durulabilir. Đşverenin işçiyi, iki ay üst üste işe çağırmamasının, hizmet<br />

akdinin feshettiği yolunda kesin bir iradenin varlığını ortaya koyup koymadığına<br />

bakılmalıdır. Üçüncü bir durum, işveren işçiyi aylık zaman dilimine<br />

göre çağırdığında, ona en az ne kadar süreyle iş vereceğidir. Bu<br />

hususta kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu konusunda bir kuşku<br />

yoktur. Çağrıldığında belirli süre için işçiyi çalıştırmak yükümlülüğü olan<br />

işveren, o süre içinde çalıştırılsın veya çalıştırılmasın işçiye ücretini ödemesi<br />

gereklidir. Olayımızda, bu hususta açıkça taraflar arasında ne yolda<br />

bir düzenleme getirildiği pek anlaşılmamaktadır. Kanuni boşluğa rağmen,<br />

taraflarca başka bir düzenleme getirilmediği halde işçinin çağrıldığı aylık<br />

dilimlerde ne kadar çalıştırıldığına bakılıp, bunlar arasında farklılık halinde<br />

son bir yıllık süre içindeki ortalama ayda çalıştırıldığı süre bulunarak,<br />

işveren işçiyi çalıştırmasa dahi belirtilen süreye ilişkin işçinin ücret<br />

talep hakkının doğmuş olacağının kabulü gereklidir.<br />

Ödünç iş ilişkisinde varılan sonuçta bir anlaşma olduğunu düşünüyorum.<br />

Çünkü Sayın Kılıçoğlu'nun açıklamasına göre ödünç iş ilişkisinde<br />

ödünç veren işveren, kural olarak ücret, bütün yan ödemelerden sorumludur.<br />

Ancak işçinin rızası alınmak kaydıyla bunu ödünç alan işverenin<br />

yüklenmesi mümkündür. Elimizde buna dair bir kaynak da bulunduğuna<br />

göre, yapılan uygulama tamamen hukuka uygundur diyebiliriz.<br />

Özel okuldaki öğretmenin ikramiye alacağına gelince, hem Yargıtay'-<br />

dan hem sayın Süzek'ten biraz farklı düşünüyorum. Bir defa Türk hukukunda<br />

(gerek doktrinde, gerek yargı kararlarında) Almanya ve diğer ülkelerde<br />

yerleşmiş ilkeler aynen benimsendi. Bizde de işveren işçisine bir<br />

menfaat sağladığında, eğer bu menfaat aynı şartlarla en az 3 kez tekrarlanmışsa<br />

o menfaat hizmet akdiyle kabul edilmiş bir çalışma şartına dönüşür.<br />

Şu halde; işveren bundan sonra o şartı yerine getirmek yükümlülüğü<br />

altındadır. Đşverenin bunu ödememesi halinde zaten tersine bir iş<br />

şartının oluşması mümkün değildir. Sayın Süzek bunu başka türlü bir<br />

gerekçeyle savundu. Bize göre mümkün değil zira çalışma şartı olarak ikramiye<br />

ödeme yükümlülüğü var. Bunun karşısında zamanında ödenmediği<br />

takdirde tabii ki işçinin Đş Kanunu 16/II e'ye göre fesih hakkı doğar.<br />

Ama işsizlik sorunu karşısında işçi fesih hakkını kullanmadığı için, o<br />

hakkından feragat ettiği veya yeni bir çalışma şartıyla tarafların anlaşarak,<br />

onu değiştirdikleri gibi bir yoruma gitmenin mümkün olmadığı kanısındayım.<br />

Beş yıllık zaman aşımı var. Đşçiye ikramiyesi ödenmediği<br />

takdirde kendisi hizmet akdini fesih yoluna gitmez ama pekala 5 yıllık

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!