26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir tanesi <strong>Yargıtayın</strong> valiliğin sendikanın feshedilmesi için ya da yönetim<br />

kuruluna işten el çektirmesi için mahkemeye başvurup başvurulamayacağı<br />

ile ilgili kararı. Burada ben de Yargıtay kararı ve sayın Eyrenci<br />

gibi düşünüyorum. Çünkü Sendikalar Genel Kurulunun vaktinde<br />

yapılmaması dolayısıyla Sendikalar Kanunu 53. maddesinde bir müeyyide<br />

var. O takdirde Çalışma Bakanlığı, yönetim kurulunun işten el<br />

çektirilmesi yeni yönetim kurulunun seçilebilmesi ve genel kurulun yapılabilmesi<br />

için bir kayyum atanması için iş mahkemesine başvurur diyor.<br />

Burada Valiye verilen bir yetki yok. Çalışma Bakanlığına verilen bir yetki<br />

var. 54. maddede kuruluştaki bir takım eksiklik ve yanlışlıklar için Valiliğe<br />

de mahkemeye başvurma hakkı tanınmış, dolayısıyla büyük bir ihtimalle<br />

de 53 ile 54'ü karıştırdı. Bir adım daha gidiyorum. Dernekler Kanununun<br />

54. maddesi gerek derneklerin, gerek şubelerin bir takım suç<br />

sayılan, ya da bunun gibi faaliyetleri dolayısıyla kapatılması için yine<br />

Valiliklere mahkemelere başvurma yetkisi veren bir madde. Büyük bir<br />

ihtimalle Valilik bunu karıştırmıştır. Ben de öyle düşünüyorum. 53. ile<br />

54'ü karıştırdı ve Valilik kendisini yetkili gördü. Her neyse. Fakat mahkeme<br />

daha açılmadan genel kurul yapıldığına göre artık bu genel kurulun<br />

iptali istenemez. Çünkü amaç genel kurulun yapılmasıdır. Kanunları<br />

amaçlarına göre yorumlamak bana daha uygun bir çözümyolu olarak gözüküyor.<br />

O bakımdan Yargıtay kararını isabetli buluyorum.<br />

Sendika Temsilcisinin göreve iadesiyle ilgili konuda benim özel bir görüşüm<br />

var. Bunu sevinerek bir karşı oy yazısında dahi olsa Yargıtay kararında<br />

kabul edilmesi beni memnun etmiştir. O da şu: Sendika işyeri<br />

temsilcisinin işine haklı bir neden yokken son verildiği takdirde iş mahkemesine<br />

başvurulduğunda mahkemesi gerekli görürse feshin geçersiz<br />

sayılacağına karar veriyor. Fesih geçersiz sayılır deyince işçinin göreve<br />

iade edilmesi gerekiyor, yani hizmet akdi devam ediyor, hiç fesih olmamış<br />

sayılırlar. Sendikalar Kanunun 30'uncu maddesine fesih geçersizse iş<br />

gördürülmemiş olsa bile temsilcinin işinden çıkarıldığı tarihten başlamak<br />

üzere temsilcilik görevinin devamı süresince ücret vs. hakları ödenir. Ancak,<br />

işine iade kararı verilen işçi 6 işgünü içinde başlamak zorundadır.<br />

Tamam, 6 işgünü içinde işe başlamak zorundadır. Eğer başlamazsa işçiye<br />

mahkemece öngörülen tazminatta ödenmez deniyor. Burada amaç temsilcinin<br />

işe iadesini sağlamak, akit hiç fesh olmamış gibi devamını sağlamak,<br />

6 işgününü geçirmiş olsa bile ne zaman başvurursa o zaman işe alması<br />

gereklidir. Ama işçinin ya da temsilcinin kaybedeceği hak o arada<br />

geçen işe başlamaya, işe başlamak için başvurduğu ana kadar işleyerek<br />

ücreti alma hakkını kaybetmesidir. Benim yorumum bu. Daha uygun yorum<br />

olduğunu düşünüyorum. Diğer bir konu Toplu iş sözleşmesine konan<br />

bir hükümle ilgili. 1980 öncesi bazı kararlara da intikal etmiş olan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!