26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

koymak anlamına gelir ki yargı gücünün böyle bir yetkisinin bulunmadığı<br />

Anayasa'nın ortaya koyduğu hukuksal bir gerçektir."<br />

Öte yandan Yargıtay 10. Hukuk Dairesine göre, Bağ-Kur'a böyle basit<br />

bir rücu hakkı tanınmasının iki amacı söz konusudur. Birincisi, Bağ-Kur<br />

sigortalılarını suç sayılır eylemlere karşı korumak ve kişileri sigortalılara<br />

karşı daha dikkatli davranmaya teşvik etmek, ikincisi, Kuruma gelir sağlamaktır.<br />

Bu nedenlerle 10. Hukuk Dairesine göre, "Bağ-Kur, ancak ilk<br />

bağladığı aylığın peşin değerini isteyebilir, ileriki yıllarda aylıklarda meydana<br />

gelen artışları isteyemez Hukuk Genel Kurulu da aynı görüştedir<br />

(Yarg HGK 18.3.1998 T 183 E. 233 K.)." Ayrıca bu koşullarda, rücu tazminatından<br />

tazminat sorumlusunun sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış<br />

olduğu ödemenin düşülmesine gerek olmadığı için, sigortalının tazminat<br />

sorumlusundan isteyebileceği miktarın (=tavanın) hesaplanmasına da gerek<br />

yoktur. Aksine bir yaklaşımın benimsenmesi durumunda tazminat<br />

sorumlusu ile sigortalı veya hak sahipleri anlaşarak rücu hakkını önleyici<br />

sözleşmeler yapabileceklerdir.<br />

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bu kararına katılmayarak karşı oy yazısı<br />

veren Koçak ise, Bağ-Kur Kanununun 63. maddesinde öngörülen rücu<br />

tazminatının sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin<br />

değeri ile sınırlı olacağı yönündeki düzenlemenin 3396 sayılı Kanunla<br />

getirildiğini, bu değişiklikten önce T Bağ-Kur K'nun 47. maddesi ile benzer<br />

hüküm içeren 63. madde bağlamında 10. Hukuk Dairesinin, gelirlerdeki<br />

artışların da rücu edilebileceği yönünde karar verdiğini, burada da aynı<br />

sonuca varmak gerektiğini, 47. maddenin içeriğinin artışların istenmesini<br />

engelleyici nitelikte olmadığını ileri sürmektedir. Koçak karşı oy<br />

yazısında, Bağ-Kur K'nun 63. maddesi ile T Bağ-Kur K'nun 47. maddesi<br />

arasındaki farkları vurgulayıp açıklayarak, uygulayan kurum aynı olsa da<br />

söz konusu yasaların birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle Bağ-Kur<br />

K'nun 63. maddesi hükmünün T Bağ-Kur K'nun 47. maddesi bağlamında<br />

kıyasen uygulanmayacağını belirtmektedir.<br />

Koçak daha sonra, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 19.2.<strong>2001</strong> tarihli<br />

benzer bir kararına (E.627, K.1029, yayımlanmamıştır) verdiği karşı oy<br />

yazısında, ileriki yıllarda meydana gelen artışların da Kurumun T Bağ-Kur<br />

K'nun 47. maddesinde öngörülen rücu hakkı içerisinde olduğunu belirterek,<br />

" ... gerek 1479, gerek 2926 ve gerekse 506 Sayılı yasaların 63, 47 ve 26.<br />

maddelerindeki Kurumların rücu haklarında halefiyet hukuken esastır.<br />

Kurum sigortalının halefi olarak üçüncü kişilere rücu eder." görüşlerine yer<br />

vermektedir. Koçak'a göre, böyle olmasa idi, üçüncü kişi yapılan<br />

yardımların ilk peşin sermaye değerini öder, sorumluluktan kurtulur,<br />

Kurum da ileriki yıllarda meydana gelen artışları suçtan zarar gören

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!