26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

karşılık, mahalli mahkemenin takdirini doğru bulmayan Yargıtay<br />

dairesinin tazminat miktarını kendisi belirlemeyip hükmü bozmakla yetinmesi<br />

gerekir (Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.3, Ankara 1974,<br />

751 vd.). Çünkü, yasa (manevi) tazminatın miktarını tayin etmemiş, bunu<br />

yargıcın takdirine bırakmıştır. Bu yargıç ise, Yargıtay üyeleri değil, davayı<br />

baştan sonuna kadar yürütmüş ve bu nedenle de dava hakkında en iyi<br />

bilgi sahibi olan mahalli mahkeme yargıcıdır. Bunun gibi, Yargıtay dairesi<br />

manevi tazminat miktarını artırmak veya indirmek suretiyle hükmü düzelterek<br />

onamaka mahkemenin kararında ısrar etmek ve Yargıtay Genel<br />

Kurulunun da bu kararı denetlemek ve son sözü söylemek hakkını elinden<br />

almaktadır.<br />

Buna karşılık, diğer görüşe (Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku<br />

Dersleri, B.6, Đstanbul 1975, 740 vd. Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku,<br />

C.II, B.3, Đstanbul 1977, 77-78) göre ise Türkiye'de istinaf mahkemelerinin<br />

bulunmayışı Yargıtayı giderek daha fazla delillerin takdirine götürdüğünden<br />

yüksek mahkemeyi tazminatları da gözden geçirmeye yöneltmektedir.<br />

Yargıtay, nafaka takdirinde ve manevi tazminata hükmedilmesinde<br />

mahalli mahkemenin takdir yetkisine müdahale ile kendi<br />

takdirini ikame etme yetkisini kendisinde görmüş ve bu yetkisini 438/7<br />

çerçevesinde bir çok kararlarında kullanmıştır. Đçtihatların bu yönde gelişmesinde,<br />

Yargıtay dairesinin bir kurul olarak çalışması ve daha tecrübeli<br />

yargıçlardan oluşması nedeniyle mahalli mahkemeye göre takdirini<br />

daha isabetli olarak kullanacağı düşüncesi de önemli ölçüde etkili olmuştur.<br />

Ancak, yine bu görüşe göre HUMK 438/7'nin uygulanmasının sınırlarının<br />

bulunması gerekir. Yargıtay dairesince bu yetkinin kullanılması,<br />

yasanın yorumu konusunda mahkemenin ısrar hakkına ve son sözün<br />

Yargıtay Genel Kurulunda olması hususlarına halel getirmemelidir. <strong>Yargıtayın</strong><br />

takdiri mahkemenin takdirine göre bu iki yargı merciinin zarar ve<br />

tazminat görüşünde farklı bir hukuki anlayışı ortaya koyacak derecede<br />

ise, bu takdirde mahkeme hükmü sadece yasanın olaya uygulanmasından<br />

doğan bir hataya değil, yasanın yorumunda hataya düşmüş sayılacağından<br />

HUMK 438/7 işletilmemeli, karar Yargıtay dairesince bozulmalıdır.<br />

Bu nedenle, tazminat rakamları arasındaki farkın bugünkü para<br />

değerine göre çok büyük bir fark ifade etmemesi halinde <strong>Yargıtayın</strong> düzelterek<br />

onama yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir (Postacıoğlu, 744,<br />

747).<br />

Yukarıda belirtilen birinci görüş tarafından ortaya sürülen itirazların<br />

geniş ölçüde gerçekleri yansıttığını kabul etmekle birlikte, belirli sınırlar<br />

içinde kalmak ve usul hukukunun ana ilkelerini çok zorlamamak koşuluyla<br />

genel olarak Yargıtay içtihatlarında ve değerlendirmeye aldığımız

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!