26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Buna karşılık, teknik anlamda<br />

(salt) halefiyet hallerinde, alacaklıya halef olan kişinin, söz konusu<br />

halefiyetin bir sonucu olarak sahip bulunduğu rücu hakkının, halef olduğu<br />

alacaklının tazminat sorumlusundan isteyebileceği miktarla sınırlı<br />

bulunduğu kabul edilebilir. Temelinde eksik teselsüle dayalı olan sosyal<br />

sigorta kurumlarının rücu hakkı yasayla açıkça öngörülmedikçe böyle<br />

teknik anlamda bir halefiyete dayanmaz. Burada olsa olsa BK'nun 147.<br />

maddesindeki gibi halefiyetle güçlendirilmiş bir rücu hakkından olup olmadığı<br />

tartışılabilir. Rücu hakkını bu şekilde güçlendirmenin amacı ise,<br />

rücu hakkı sahibinin asıl alacaklının sahip olduğu teminatlardan yararlanmasına<br />

olanak tanımaktır. Yoksa söz konusu halefiyetin rücu hakkına<br />

sınır getirici bir etkisi yoktur. Rücu hakkının halefiyetle güçlendirilmiş<br />

olmasının üstünlüğü, asıl alacaklının borçluya karşı kefalet veya rehin gibi<br />

fer'i haklara sahip olması durumunda belirginleşir. Haksız fiilden doğan<br />

borçlarda ise çoğu kez bu tür fer'i hakların bulunması söz konusu olmaz<br />

(bkz. Oğuzman-Öz, 197; Tekinay, 96; Kılıçoğlu, Kanunî Halefiyet, 15;<br />

karş. Nomer, 187, dn. 76, 190, Nomer'e göre, teknik anlamda halefiyettin<br />

söz konusu olduğu ve BK'nun 51. maddesine istisna oluşturduğu kabul<br />

edilen TTK'nun 1301 ve 1361. maddeleri bakımından da halefiyetin kabul<br />

edilmesinin amacı, rücu hakkını güçlendirmektir. Bu nedenle, halefiyet<br />

yoluyla intikal eden alacağın kapsamı, rücu hakkının kapsamını aşamaz.<br />

Nitekim Đsviçre hukukunda da rücu hakkının kapsamının, halefiyet esası<br />

benimsenmekle birlikte kapsamı dar olan VVG 72 hükmüne göre değil,<br />

OR 51/II (BK 51/II) hükmüne göre belirleneceği kabul edilmektedir).<br />

Bu tartışmalar bir tarafa bırakılacak olursa, Bağ-Kur K'nun 63. maddesinde<br />

ve diğer sosyal sigorta yasalarında özel olarak düzenlenen rücu<br />

haklarının sınırı, bu konuda genel norm niteliğindeki BK.51 hükmüne göre<br />

yorumlandığında, söz konusu rücu haklarının zaten sınırsız olmadığı<br />

görülür. Rücu hakkının tanımına bakılacak olursa, bu hak başkasına ait bir<br />

borcu ifa den kişinin mal varlığında meydana gelen kaybın giderilmesi<br />

amacıyla hukuk düzenince öngörülmüş tazminat niteliğinde bir talep<br />

hakkıdır. Burada rücu hakkının alacaklının hakkından bağımsız olması,<br />

alacaklıyı tatmin eden kişi bakımından alacağın yeni bir hak olarak doğmasından<br />

kaynaklanır (bkz. Kılıçoğlu, Kanunî Halefiyet, 13). Ancak bu,<br />

alacaklıyı tatmin eden kişiye, incelemeye çalıştığımız olay bağlamında<br />

Bağ-Kur'a, alacaklının yani sigortalı ya da hak sahiplerinin zararları<br />

karşılığında borçludan isteyebilecekleri tazminat miktarının üzerinde bir<br />

talep hakkı vermez. Bu, genel norm niteliğindeki BK.51 hükmünün özünde<br />

saklı olan bir sınırdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu maddede<br />

öngörülen rücu hakkının amacı, haksız bir fiil sonucu ortaya çıkan zararı<br />

gidermenin öncelikle bu zarara neden olan kusurlu kişinin görevi olduğu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!