26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak nitelendirdiğimiz ve yaklaşık 2/3'i Kamu Hukuku çerçevesinde ve<br />

Sosyal Sigortalar sisteminin öngördüğü kurallar içerisinde çözümlenmekte<br />

diğer 1/3'lük alanı ise Borçlar Hukukunun öngördüğü esaslara<br />

göre ve Đş Kanununun öngördüğü sorumluluk çerçevesi içerisinde belirlenmektedir.<br />

Böylece, her iki hukuk sisteminin uygulanması ile iş kazaları<br />

ve meslek hastalıkları yönünden uğranılan zarar veya destek karşılanmak<br />

istenmektedir.<br />

Bu tür bir uygulama ise tamamen farklı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.<br />

Kamu Hukuku alanında Sosyal Sigortalar Hukukunun öngördüğü<br />

sorumluluk esasları ile B.K'nun öngördüğü sorumluluk esasları birbirinden<br />

farklı olduğu gibi tazminatın belirlenme yöntemi de birbirinden farklıdır.<br />

Borçlar Hukuku ve Đş Hukuku alanında sorumluluk daha geniş boyutta<br />

ve işveren yönünden daha ağır koşullara tabi tutulmuş iken, Sosyal<br />

Sigortalar Hukuku yönünden salt yasanın öngördüğü daha açık bir ifade<br />

ile 506 sayılı Yasanın 26. maddesinde öngörülen kurallar uygulanmaktadır.<br />

Öte yandan, Borçlar Kanunu açısından öngörüen yöntem peşin<br />

sermaye değerinin işverenden alınması esasına dayanmasına karşılık 506<br />

sayılı Yasa sisteminde tazminat yerine aylık gelir veya irad dediğimiz bir<br />

sistem uygulanmaktadır. Birincisin de zarar kapital olarak ortaya konup<br />

ve zararın mağdurlarına bir kerede ödeme yapılmakta iken, diğer sosyal<br />

Güvenlik Sisteminde ise aylıklar değişen ekonomik ve sosyal koşullara<br />

göre değiştirilmekte veya artırılmakta böylece kişi daha güvenli ve sağlıklı<br />

bir yöntemle tatmin edilmektedir. Öte yandan Borçlar Kanununa dayalı<br />

zarar hesabı yapılırken iş hayatının maruz kalacağı tehlike veya zorluklar<br />

gözetilmemektedir. Özellikle ülkenin kendine özgü ekonomik ve mali yaşamında<br />

beliren durumlara göre enflasyon ve faiz hadlerinin değişmesi<br />

durumunda zarar hesabı bundan etkilenmemektedir. Örneğin; ülkemizin<br />

gösterdiği konjüktür gereği faiz hadleri yükseltilip enflasyonun düşmesine<br />

karşılık tazminat hesapları yeni boyutlar kazanmaktadır. Mahkemellerin<br />

belirlediği tazminat miktarları, ilamların infaz aşamasında gerçek olarak<br />

ortaya çıktıklarında ana tazminatın beş veya altı misli gibi rakamlar ortaya<br />

çıkmaktadır. Bu durum ise bunları ödemek zorunda kalan işverenler<br />

yönünden önemli sorunlar yaratmaktadır. Önümüze gelen davalar da<br />

açıkça belirtildiği üzere, zararı ödemekle yükümlü olanlar kendilerinden<br />

istenilen tazminatlar karşılığında iş yaşamlarına son vermek durumunda<br />

kalacaklarını ve işyerlerini kapatma gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını<br />

dile getirmektedirler. Bunun sonucu şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır.Bir<br />

tarafta işçilerin veyahutta zarardan etkilenen kişilerin korunması<br />

diğer tarafta iş hayatının buna bağlı işyerinin ve bu yerde çalışanların<br />

korunması. Bu iki durumun telifi için ne yapılacaktır Bunun<br />

belirlenmesi çok önem kazanmaktadır.<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!