26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bu yönde artık bir çözüm zamanı gelmiştir. Kanıma göre sorunun yasal<br />

açıdan ele alınıp çözümlenmesi gerekir. Bu günkü sistemde işveren bu<br />

tür davalarda iki ayrı hukuksal yönden takibe maruz kalmaktadır. Bir<br />

taraftan 506 sayılı Yasa yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu'na karşı<br />

sorumlu tutulmakta diğer taraftan Đş Yasası ve Borçlar Yasası bakımından<br />

işçisine karşı sorumludur. Her iki dava yukarıda belirlendiği üzere<br />

birbirinden farklı esaslara tabi bulunmakta ve ortaya çıkardığı sonuçlarda<br />

çok farklı olmaktadır. Başka bir anlatım ile; işverenin her iki yönden de<br />

sorumluluğu önem kazanmakta ve konuyu çıkmaza sokmaktadır. Uygar<br />

ülkeler sorunu çözmüşler ve bu tür davaların tamamen Kamu Hukuku<br />

çerçevesi içerisinde ve Sosyal Sigortalar Hukuku açısından çözümlenmesini<br />

öngörmüşlerdir. Böylece bir tarafta işçinin ve destekten yoksun<br />

kalanın daha düzgün şekilde korunması ve gelecek kaygısından endişesiz<br />

gelire ve desteğe kavuşturulması Devlet'çe ve onun kurduğu Sosyal Güvenlik<br />

kuruluşlarınca sağlanması öngörülmüş ve diğer taraftan işçi ve işverenin<br />

karşı karşıya getirilmesi önlenmiştir. Diğer tarafta ise, işverenlerin<br />

Kuruma karşı sorumlulukları daha dar çerçevede tutulmakla ve değişik<br />

esaslara bağlı olduğundan iş yaşamları ve işyerleri ve buna bağlı diğer<br />

çalışanların korunması sağlanmış olacaktır. Bu yönde yasal düzenlemenin<br />

en kısa zamanda yapılması hukuksal açıdan olduğu kadar ülke ekonomisi<br />

ve sosyal yönden arz etmektedir.<br />

Üçüncü durum, nikahsız eşe ilişkindir. Đçtihat nikahsız eşin maddi ve<br />

manevi tazminat almasını ilke olarak kabul etmektedir. Ancak bir yargı<br />

kuruluşunun Devletin hukuk düzenini koruması açısından önemli bir<br />

yükümlülük bulunmaktadır. Yasal bir evlilik düzeni içerisinde olan kişi ile<br />

Yasanın öngörmediği bir düzen içerisinde bulunanların aynı oranda<br />

tatmin edilmeleri mümkün değildir. Bu yönden dengeli bir sistem kurulabilmesi<br />

açısından 43. madde uygulaması önem kazanmaktadır. Bu tür<br />

bir ayrım yapılmadığı takdirde hukuk düzenini korumakla yükümlü Yüksek<br />

Yargı Organının yasa dışı ilişkileri teşvik etmesi gibi bir durum ortaya<br />

çıkacaktır. Bu nedenle yasal eşle yasa dışı ilişki içeresindeki eşin ayrımı<br />

zorunludur.<br />

Dördüncü oarak manevi tazminatın yansıtılması konusuna değineceğim.<br />

Manevi tazminat bizzat zarar gören veya desteğini kaybetmekten<br />

dolayı zarara uğrayan kişiye tatmin yönünden getirilen bir araçtır. Zarar<br />

görenin yanında kimi zaman birlikte yaşadıkları ve bakmakla yükümlü<br />

bulunan ana, baba, eş gibi yakınları manevi tazminat talep etmektedirler.Yasal<br />

sistem yansıma yoluyla bir tazminat verilmesini engellemektedir.<br />

Bu durumda çözüm Sayın Hocamızın belirlediği gibi bu kişilerin de bizzat<br />

zarar gördükleri ve durumdan doğrudan etkilendikleri, bunun sonucu bu<br />

kişilerin de zararlarının tatmin edilmesidir. Aynı görüş uygulamada kabul

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!