26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 günlü E.1999/1, K.1993/33 sayılı iptal<br />

kararı Resmi Gazetenin 4.11.2000 tarihli nüshasında yayımlanarak<br />

yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen iptal kararı ile HUKM'nun 87. maddesi<br />

son tümcesi iptal edilmiş ve ıslah yoluyla dava miktarının artırılmasını<br />

engelleyen kural yürürlükten kaldırılmıştır. Dava konusu olayda, ayrım<br />

yapılmaksızın; dava devam ederken ve yargılamanın her aşamasında;<br />

dava miktarının artırılmasını veya değiştirilmesini engelleyen başkaca bir<br />

yasal engel bulunmadığına göre; işin esasına girmek gerekirken aksine<br />

hüküm oluşturulması Anayasal kurallarla bağdaşmamaktadır". Dairenin<br />

21.6.<strong>2001</strong> tarihli kararına (4663/4968, Aynı şekilde, Y21HD, 25.10.<strong>2001</strong>,<br />

6945/7107, Bu kararlar yayınlanmamıştır) karşı da bir karşı oy yazısı<br />

kaleme alınmış ve şu ifadeye yer verilmiştir: "Sözü edilen iptal kararı ile<br />

HUKM'nun 87. maddesi son tümcesi iptal edilmiş ve davacıya dava miktarını<br />

ıslah yoluyla, değiştirme imkanı getirilmiştir".<br />

Gerçekten anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile HUKM'nun 87. maddesinin<br />

son cümlesinde yer alan "Müddei ıslah suretiyle müddeabihi<br />

tezyit edemez" ifadesi iptal edilmiştir. Bu cümlenin iptal edilmesiyle herhangi<br />

bir ayrım gözetilmeksizin, HUKM'nun 83 vd. maddelerinde öngörülmüş<br />

koşulların yerine getirilmesi halinde her türlü müddeabihin<br />

ıslah yoluyla artırılması mümkün hale gelmiştir. Nitekim Yargıtay<br />

9.10.<strong>2001</strong> tarihli kararında (Y21HD, 6379/6579, Bu karar yayınlanmamıştır)<br />

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşıında maddi tazminat<br />

miktarının ıslah yoluyla artırılmasını kabul etmiştir. Kanımıza göre yüksek<br />

mahkemenin manevi tazminatın bölünemezliğine ilişkin görüşü de<br />

karşı oy yazısında belirtildiği gibi isabetli sayılamaz. Çünkü, manevi<br />

tazminat davasının açılıp tazminat tutarının talep edilmesiyle birlikte<br />

manevi zarar artık bir parasal değere dönüşmüştür. Bu aşamadan sonra<br />

maddi tazminat talebinden fazla bir farkı kalmamıştır. Davanın uzun<br />

sürmesi nedeniyle enflasyon sonucu manevi tazminata ilişkin müddeabih<br />

çok düşük kalmış olabilir. Manevi tazminatın ıslahı hakkaniyete uygun<br />

olarak ihtiyacı karşılayacaktır. Kuşkusuz ıslaha rağmen manevi tazminat<br />

miktarını takdir hakkı yargıça aittir.<br />

4. Đşçinin Sadakat Borcu<br />

Đşverenin gözetme borcu karşısında işçinin de işverene karşı sadakat<br />

borcu vardır. Bu sadakat borcu iş ilişkisi içinde işçinin, işverenin ve işyerinin<br />

çıkarlarını koruma, işverene ekonomik, ticari veya mesleki bakımdan<br />

zarar verebilecek her türlü davranıştan kaçınma borcu biçiminde<br />

kendisini gösterir. Yargıtay <strong>2001</strong> yılı içinde verdiği iki kararda "Davacı işçiye<br />

şirket harcamalarında kullanılmak üzere kredi kartı verilmiş olup bu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!