26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

25.9.<strong>2001</strong> tarihli kararda benimsendiği gibi manevi tazminatın takdiri<br />

konusunda Yargıtay Dairesine belirli bir ölçüde düzelterek onama yetkisinin<br />

tanınması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde HUMK 348/7'nin<br />

uygulama alanı çok daraltılmış olacak ve kanımızca bu durum hükmün<br />

getiriliş amacına ters düşecektir.<br />

Bu nedenlerle, değerlendirdiğimiz olayda her ne kadar ilk bakışta<br />

mahalli mahkeme ile 21. Hukuk Dairesinin manevi tazminat takdirleri<br />

arasında çok farkın bulnduğu (300 milyon-4 milyar) izlenimi alınıyorsa<br />

da, ülkemizdeki enflasyon oranı ve para değerindeki düşmeler göz önünde<br />

tutulduğunda birkaç yıl içinde bu farkın kolaylıkla ortaya çıkabileceği<br />

kabul edilecektir. Bu itibarla Daire kararı HUMK 438/7 hükmüne ve usul<br />

hukuku ilkelerine kanımızca uygun bulunmaktadır.<br />

dd) Manevi tazminatın ıslahı<br />

<strong>Yargıtayın</strong> 22.5.<strong>2001</strong> tarihli kararında (Y21HD, 2901/4006, Bu karar<br />

yayınlanmamıştır) manevi tazminatın bölünüp bölünmeyeceği ve ıslah<br />

edilip edilemeyeceği hususu ele alınmıştır. Söz konusu karara göre "Dava<br />

meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 12 oranında yitiren<br />

işçinin duymuş olduğu acı ve üzüntünün karşılığı bulunan manevi<br />

tazminat istemine ilişkindir. Davacının maddi ve manevi tazminattan<br />

fazla haklarını saklı tutmak suretiyle 300.000.000 TL'lık manevi tazminat<br />

davası açtığı, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesince HUMK'nun<br />

87/son maddesinin iptal edildiğinden bahisle 2.2.<strong>2001</strong> tarihli dilekçe ile<br />

dava dilekçesini ıslah ettiğinden bahisle manevi tazminat talebini<br />

1.000.000.000 TL'na çıkardığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık<br />

manevi tazminatın bölünüp bölünemeyeceği noktasında toplanmaktadır.<br />

Gerçekten hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler o<br />

tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla,<br />

üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi<br />

bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur.<br />

Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez.Bir defada istenilmesi<br />

gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.9.1996 gün ve 1996/21-<br />

397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-648-818 sayılı kararı da bu<br />

doğrultudadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde<br />

tutulmaksızın ve özellikle manevi tazminatın bölünmezliği nazara alınmadan<br />

yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma<br />

nedenidir". Yüksek mahkeme manevi tazminatın bölünmezliğine ilişkin<br />

görüşünü başka kararlarında da yinelemiştir (Y21HD, 7.6.<strong>2001</strong>,<br />

4456/4511, Y21HD, 1.2.<strong>2001</strong>, 443/606, Bu kararlar yayınlanmamıştır).<br />

Buna karşılık, yukarıda belirtilen 22.5.<strong>2001</strong> tarihli 21. Hukuk Dairesi<br />

kararına bir karşı oy yazısı kaleme alınmış ve şu görüşlere yer verilmiştir:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!