26.12.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi 2001 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

karar verilmesi gerekir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bu yöndeki kararı<br />

isabetlidir.<br />

b) Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 15.2.<strong>2001</strong> tarihli kararına (E.759,<br />

K.960, yayımlanmamıştır) konu olayda uyuşmazlık, daha önce kısmî<br />

yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin kesinleşen bir yargı kararı ile tespit<br />

edilmesine karşın, hangi tarih itibariyle aylık bağlanması gerektiğinin kararda<br />

belirtilmemiş olması nedeniyle, aylık bağlama tarihinin belirlenmesi<br />

noktasında doğmuştur. Sigortalı, lehine kesinleşen kısmî yaşlılık aylığına<br />

hak kazandığının tespitine ilişkin davayı 18.7.1997 tarihinde açmış, davaya<br />

bakan mahkeme de 25.6.1998 tarihli kararıyla sigortalıya yaşlılık aylığı<br />

bağlanması gerektiğini hükme bağlamıştır. Davacı sigortalının dava açtığı<br />

tarihten önce yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.<br />

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin kararında belirtildiği gibi, bu durumda kural<br />

olarak, dava tarihinin (18.71997) tahsis talebi yerine kabulü yerinde olur.<br />

Zira sigortalı, dava dilekçesi ile kendisine yaşlılık aylığı bağlanması<br />

isteğine ilişkin iradesini açıkça ortaya koymuş olmaktadır. Bu durumda<br />

yaşlılık aylığı, Bağ-Kur K'nun 37. maddesi uyarınca, söz konusu yazılı<br />

talep tarihini takip eden ay başından başlayacaktır.<br />

Ancak olayımızda, sigortalının dava açtığı 18.7.1997 tarihinde isteğe<br />

bağlı Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiği görülmektedir. Bu ilişki<br />

30.9.1997 tarihinde sigortalı tarafından sona erdirilmiştir. Sigortalı dava<br />

tarihi itibariyle kısmî yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli olan 50 yaş<br />

koşulunu sağlamakla birlikte, bu tarihte sigortalılık ilişkisinin devam ettiği<br />

ve sigortalılık başlangıcının 17.9.1992 olduğu dikkate alındığında, Bağ-<br />

Kur K'nun ek geçici 4. maddesine göre yaptığı 10 yıllık hizmet borçlanması<br />

da hesaba katılsa, 18.7.1997 tarihi itibariyle 15 yıl tam prim ödeme<br />

koşulunu sağlayamamaktadır. Söz konusu koşul ancak, 17.9.1997 tarihinde<br />

gerçekleşebilmektedir. Bu durumda sigortalıya anılan tarihi takip eden ay<br />

başından (1.10.1997) itibaren yaşlılık aylığı bağlanmalıdır.<br />

Bu noktada tartışılabilecek bir konu, Kuruma yazılı talepte bulunan ve<br />

talep tarihinde henüz yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını sağlamadığı<br />

anlaşılan sigortalının söz konusu talebinin daha sonra yaşlılık aylığına hak<br />

kazanma koşulları gerçekleştiğinde işleme konmasının gerekip<br />

gerekmediğine ilişkin olabilir. Bir görüşe göre bunun mümkün olması gerekir<br />

(Mustafa Çenberci - Turgut Uygur, Bağ-Kur Kanunu Şerhi, Ankara<br />

1979, 139; Orhan Yalçınkaya, Bağ-Kur Kanunu, Açıklamalar Đlgili Mevzuat,<br />

Ankara 1999, 159). Yargıtay da bu görüşü benimsemiştir (Y10HD.,<br />

15.4.2002, E.2963, K.3290, yayımlanmamıştır; Y10HD., 29.3.1984,<br />

E.1675, K.1776, YKD. Eylül 1984, 1389-1391; Y10HD., 17.4.1979,<br />

E.8410, K.3401, Çenberci-Uygur, 139). Keza, yazılı başvuru koşulunun<br />

353

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!