10.01.2016 Views

International Teacher Education Conference 2014 1

itec2014

itec2014

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>International</strong> <strong>Teacher</strong> <strong>Education</strong> <strong>Conference</strong> <strong>2014</strong><br />

olmayı, bazı yanlış kabullere karşı dikkatli ve sağduyulu davranmayı, empati kurmayı gerekli kılar. İnsan yaşamı<br />

için de temel düsturlardan olan bu unsurlardan her biri edebiyat tarihçisinin, edebiyat öğretmeninin ve<br />

öğrencisinin karşılaşacağı ve tecrübe edeceği noktalardır. Edebiyat tarihi içinde barındırdığı bu değerleri çeşitli<br />

vesilelerle alıcıya ulaştırmakta ve temel değer eğitimine bu çok önemli hususlarda katkı sağlamaktadır.<br />

Değerlerin aktarılması topluma uyumun yani sosyalleşmenin de ilk basamağını oluşturur. Ortak değer yargıları,<br />

sosyalleşen bireyin diğer insanlarla aynı düşüncede buluşmasını kolaylaştırır. Elbette farklılıklar zenginliktir<br />

ancak aynîlikler de toplumun kaynaşması, bir noktada buluşabilmesinde önem taşır. Sosyalleşme, birçok<br />

değişkenin bir araya gelip bunların ferde aktarılması ve ferdin de bunları davranışa dönüştürmesi sürecidir.<br />

Sergilenen davranış kalıplarının kaynağını değerler oluşturur. Değer ve normlar, milletin günlük yaşamını<br />

şekillendiren en güçlü kültür unsurlarıdır (Uyar, 2007, s. 104). Medeniyetlerin varlıklarını sürdürebilmeleri<br />

ancak değerlerini yeni nesillere aktarabilmeleriyle mümkün olduğuna göre, özellikle üzerine yoğunlaştığımız<br />

edebiyat tarihi öğretimi, bünyesindeki çok sayıda değerin alıcılara aktarılması noktasında hayati öneme sahiptir.<br />

Günümüz Dünyasını Anlamak İçin Edebiyat Tarihinin Değer Eğitimine Katkısı<br />

Bu maddeyi açıklamaya girişmeden evvel, söze Ali Canip Yöntem’in konuyla alakalı bir anısıyla başlamak<br />

istiyorum:<br />

“Bir gün pek değerli bir zat Ali Canip’i edebiyat tarihine dair yazdığı yazılar sebebiyle tarizen; “Bu hafta yine<br />

mezardan kimi çıkarıyorsunuz! der gibi pek nükteli bir sual sorar. Ali Canip, sual üzerine öyle sıkılır ki şöyle<br />

cevap verir: Tali gariptir, kimisi mevzuunu mezardan çıkarır, kimimizi mezara gömer!” (Sevgi ve Özcan, 2005,<br />

s. 541).<br />

Yöntem’in de vurguladığı üzere, geçmiş içinde büyük bir zenginliğin gizli olduğu, deşeledikçe farklı bir<br />

yüzüyle karşılaştığımız bilgi mezarıdır ancak bugüne ışıktır. Geçmiş önceye ait anlamı taşır ancak geçmiş aynı<br />

zamanda bugünü anlama ve anlamlandırmada ilk çıkış noktasıdır. Mezardan çıkarılan her mevzu, günümüzde<br />

daha sağlam adımlar atmamızda önemli yer tutar.<br />

Ülkemizde edebiyat tarihi özelliği taşıyan ilk çalışma 1889’da Abdülhalim Memduh’un yazdığı Tarih-i<br />

Edebiyat-ı Osmaniye’dir. Abdülhalim Memduh, Donaldo’dan tam 200 yıl sonra, ilk defa bu tür adını kitabının<br />

adına yerleştirerek Tarihi Edebiyat-ı Osmaniye’yi yazmıştır. Bilimsel çalışmalara dayanan edebiyat tarihi ise<br />

sistemli olarak ilk kez 1928’de Fuat Köprülü tarafından yazılmıştır. Edebiyat tarihi yazımı hususunda Köprülü,<br />

“Evvela, müverrihlerin meşgul olduğu mevzu mazidir; öyle bir mazi ki eseri kalmamış ancak bilvasıta bazı izler,<br />

vesikalar bırakmıştır; müverrih, onların yardımıyla, geçen bir sahneyi yeniden yaşatmaya çalışacaktır; hâlbuki<br />

bizim mevzuumuz mazi olmakla beraber, aynı zamanda da hâldir; yani geçmeyen, devam eden, gözlerimizin<br />

önünde yaşayan bir mazi” (Köprülü, 2004, s. 43-44) demektedir. Alıntı çok açıkça ifade etmektedir ki edebiyatın<br />

tarihi aynı zamanda insanlığın, insanımızın bizlerin tarihidir. Geçmiş, deneyimlerle, yaşanmışlıklarla dolayısıyla<br />

çok sayıda kıssadan hisseyle doludur. Geçmişi iyi bilmek, gelecekte yapılan her işte daha özenli olmayı, daha<br />

doğru hareket etmeyi sağlar. Bugün, geçmişin bir yansımasıdır. Bu bakımdan her şekilde geçmişin yol<br />

göstericiliğinden faydalanmak gerekir. Ali Canip Yöntem’in “Mazi bilgisi, hali anlamak için bir anahtardır.<br />

Tarih, mazi ile iştigal eder, mazi ise halin tarihidir” (Sevgi ve Özcan, 2005, s. 543) sözü aslında bu başlığı çok<br />

net özetlemektedir.<br />

“Bugün ile geçmiş arasında kesintisiz bir diyalog” (Carr, 1987, s. 41) olan edebiyat tarihinin ders olarak<br />

öğretilmesi ile hedeflenen öğrencilere geçmişin bilgilerini vererek tarihini, değerlerini, kültürünü tanımaları ve<br />

benimsemeleridir. Diğer önemli nokta ise bu bilinçle yeni nesillere aynı birikimi aktarmalarıdır. Geçmişe<br />

bağlılık, kültüre bağlılık ve sadakat kazanılan erdemlerdir. Bununla birlikte geçmişin bilgisi öğretilirken içinde<br />

yaşanılan toplumun kimliği öğrenciye aktarılmaya çalışılarak kimlik gelişimine de yardımcı olunmaktadır.<br />

Kişisel ve Bilişsel Beceri Kazandırılması İçin Edebiyat Tarihi<br />

Eğitimin tarih boyunca, öğrencilerin akademik başarılarını yükseltmek ve iyi karakter özellikleri<br />

göstermelerini sağlamak üzere iki ana hedefi olmuştur (Lickona 1993, 12-15). Edebiyat tarihi öğretimiyle genel<br />

olarak öğrencilere çoğulcu düşünme, yorum ve değerlendirme yapabilme, bilgiyi sentezleme, eleştirel bakış gibi<br />

beceri ve davranışlar kazandırılır. Sosyal, kültürel ve ahlaki gelişimi göstermesi, milli bilinç ve mahalli algı<br />

oluşturarak milli kimlik yaratması, birden fazla alana ilgi duyarak olayları çoğulcu yöntemler ile değerlendirme<br />

yetisi kazandırması, geçmiş hakkında doğru ve sağlıklı bilgiler edinme imkânı sunması, toplumsal değişim ve<br />

gelişimin evrensel boyuttaki izlerini tespit edebilmesi, günümüzü anlama, geçmiş ve bugün arasında bağlantı<br />

kurabilme becerisi kazandırması… bakımlarından edebiyat tarihi son derece eğitsel ve faydalıdır. Bu maddelere<br />

dikkatle bakıldığında bu amaçların bir kısmının değerlerle ilgili olduğu ve değer aktarımını içerdiği görülür. Bu<br />

366

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!