10.01.2016 Views

International Teacher Education Conference 2014 1

itec2014

itec2014

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>International</strong> <strong>Teacher</strong> <strong>Education</strong> <strong>Conference</strong> <strong>2014</strong><br />

Okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve<br />

birlikte çalışmayı öğrenirler. Bu dönemde uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim<br />

ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler. Bu ortamların oluşabilmesinde aileden<br />

sonra en önemli kişiler okulöncesi öğretmenleridir. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi<br />

uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini daha üst seviyeye çıkarmaktır. Bunun için de okulöncesi<br />

öğretmenlerine büyük bir görev düşmektedir. (MEB, 2013)<br />

Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip çocuklar yetiştirmek, onların gelişim özelliklerini ve bu özellikler<br />

doğrultusunda gereksinimlerinin neler olduğunu bilmeye bağlıdır. Erken çocukluk dönemindeki gelişmelerle,<br />

okul öncesi eğitim artık anne babanın yalnız başına başarabileceği bir konu olmaktan çıkmış durumdadır.<br />

Eğitim, öğretmen-ebeveyn işbirliği gerektirir. Bu işbirliği ne kadar bilinçli ve sağlıklı olursa, çocuklarımızda o<br />

oranda sağlam bir kişilik kazanırlar. (MEB, 2013)<br />

Eğitim, toplumun varoluşundan günümüze dek oluşan kültürel değerlerin yeni kuşaklara aktarılmasını<br />

sağlarken; araç gereç, programlar gibi alt yapının yanında; öğretmenin niteliği de en önemli unsur olarak<br />

görülmektedir. Öğretmenlik ise bir meslek olarak, devletin eğitim ve öğretim ile ilgili görevlerini üzerine alan<br />

özel bir uzmanlık mesleği olarak tanımlanmaktadır. (Dursun ve Karagün, 2012: 94)<br />

Sosyal, ekonomik ve bilimsel gelişmeler ile dünya sürekli değişmektedir. Ulusların bir taraftan bu değişime<br />

ayak uydurabilmelerinin bir taraftan da bazı zamanlar bu değişimin öncülüğünü yaparak modernleşmede ön<br />

sıralarda yer alabilmelerinin, eğitim sistemine diğer bir deyişle insanlarına yaptıkları yatırımla doğru orantılı<br />

şekilde gerçekleşebileceği düşünülebilir. Saracaloğlu’na (1991) göre, değişimin öncülerini eğitim sistemi<br />

yetiştirecektir. Söz konusu bireylerin yetiştirilmesinde ise, öğretmenlere ve öğretmen yetiştiren kurumlara büyük<br />

sorumluluklar düşmektedir. Özellikle öğretmenin öğrenci ve eğitim programlarını etkileme gücü diğerlerine göre<br />

daha fazladır. Bu nedenle eğitim hedefleri, eğitim programları, derslerin içeriği vb. ne denli iyi hazırlanırsa<br />

hazırlansın, bu programların uygulayıcısı olan öğretmenler iyi yetiştirilmezse, yapılan çalışmalar ve çabalar<br />

amacına ulaşamayacağı açıktır. (Saracaloğlu, Kumral ve Kanmaz, 2009:39)<br />

Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmesi için iyi yetişmiş, nitelikli insan kaynağına sahip olması<br />

gerekmektedir. Kuşkusuz nitelikli insan yetiştirebilmek ülkenin eğitim sistemi ile yakından ilişkilidir.<br />

Günümüzde bilimsel ve teknolojik ilerlemeler eğitim gören bireylere öğrenmeyi kolaylaştıran birçok imkân<br />

sunmasına rağmen, öğretmen eğitim-öğretim ekseninde yeri doldurulamayan temel öğe olma özelliğini her<br />

zaman korumaktadır. Öğretmenler her zaman eğitim sisteminin odak noktası olmuşlardır. Çağımızın eğitimöğretim<br />

alanına sunduğu bütün olanaklar ancak nitelikli öğretmenler ve nitelikli öğretmen adayları sayesinde<br />

yararlı ve başarılı olabilir. Bu durumda öğretmenin kişiliği, mesleki yeterliliği ve öğrencilere yönelik tutumu<br />

büyük önem taşımaktadır. (Atmaca, 2013: 68)<br />

Bazı eğitimciler, öğretmenlerin sınıf içinde davranış yansımalarının, ruh sağlığı ve kişilik yapısının; öğretim<br />

tekniği ve öğretmen bilgisinden daha önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Yine gelecek kuşakları yetiştirecek olan<br />

öğretmenlerin ayakları üzerine sağlam basarak mesleklerine başlamalarının büyük oranda mesleklerine karşı<br />

hissettikleri mesleki kaygılarından arınmış olmalarına bağlı olduğu ifade edilmiştir. (Dursun ve Karagün, 2012:<br />

94)<br />

Kaygı düzeyinin yüksek olması, bireyin daha katı, daha basit davranışlara gerilemesine, endişeli olmasına ve<br />

memnun etmeye aşırı odaklanmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte orta düzeydeki kaygının organizmayı<br />

uyarıcı, koruyucu ve motive edici özelliği vardır. Kaygı iyi yönetildiğinde, bireyin başarılı olmak için daha fazla<br />

çalışmasına, yaşanacak olumsuzluklara karşı önlem almasına yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda, öğretmen<br />

adayları için yaşanan kaygının mesleğe yönelik olumlu tutum geliştirici, motive edici, harekete geçirici bir<br />

uyaran olarak kullanılmasına dikkat edilmelidir. (Doğan ve Çoban, 2009: 160).<br />

Işık (1996) kaygıyı tehdit edici bir durum karşısında birey tarafından hissedilen huzursuzluk ve endişe<br />

durumu olarak tanımlamıştır. Kaygının sözlük anlamları ise; “üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa”, “bireylerin,<br />

toplumsal kümelerin herhangi bir güçlü istek ya da güdülerinin gerçekleşememesi olasılığı karşısında duydukları<br />

tedirginlik”, “güçlü bir istek ya da dürtünün amacına ulaşamayacak gibi gözüktüğü durumlarda beliren tedirgin<br />

edici bir duygu” (TDK, 2009: 1115) olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Öğretmen adaylarının mesleğe ilişkin kaygıları belirli zamanlarda belirli noktalarda yoğunlaşır. Fuller’e<br />

(1969) göre, bu kaygıları ben-merkezli kaygılar, görev-merkezli kaygılar ve öğrenci-merkezli kaygılar olmak<br />

üzere üç grup altında toplamak mümkündür:<br />

Ben-merkezli kaygıların odak noktasını, bireyin kendisi oluşturur. Ben-merkezli kaygıları taşıyan bir<br />

öğretmen adayı, öğretmenlik mesleğini başarı ile sürdürüp sürdüremeyeceği endişesini taşır ve bu nedenle de<br />

sürekli olarak yoğun bir stres altındadır. Görev-merkezli kaygıların odak noktasını, bireyin öğreticilik görevi<br />

oluşturur. Görev-merkezli kaygıları taşıyan bir öğretmen adayı, iyi bir öğretici olabilme kaygısı içindedir ve bu<br />

nedenle de alanında kullanabileceği yeni öğretim yöntemlerini, materyallerini ve araç-gereçlerini araştırmaya<br />

758

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!