10.01.2016 Views

International Teacher Education Conference 2014 1

itec2014

itec2014

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>International</strong> <strong>Teacher</strong> <strong>Education</strong> <strong>Conference</strong> <strong>2014</strong><br />

Günümüz Klasik Türk Musikisi Öğretiminde Meşk Yöntemi: Samsun İli Örneği<br />

Senem Arslan a *<br />

ª Arş. Gör., Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi<br />

Özet<br />

Türk musikisinde meşk sistemi, hoca ve talebesinin, usta-çırak ilişkisi içerisinde birlikte çalışmaları suretiyle<br />

sözlü ve sazlı eserler repertuarının asırlar boyu nesillere intikalini sağlamış bir eğitim ve öğretim metodudur. Bir<br />

eserin, çalgının ve musiki icra tekniğinin, hocanın tarz ve üslubu ile öğrenilmesiyle o hocanın “tavrı”nın devam<br />

etmesini sağlayan meşk yönteminde iki ana unsur bulunmaktadır. Bunlardan birisi defalarca tekrar ettirilmek<br />

yoluyla eseri hafızaya nakşetmek, diğeri ise usul vurmaktır. 19. asrın ilk çeyreğine kadar Türk musikisi öğretimi<br />

bu sisteme dayalı olarak uygulanmış, daha sonraları bazı sakıncalar içerdiği gerekçesiyle nota ile öğretime<br />

geçilmiştir. Ancak geleneksel Türk musikisinin nüansları, üslup özellikleri notada gösterilemediğinden meşk<br />

usulü tamamen terk edilememiştir. Belli ölçüde tekrar, taklit ve bilhassa usul vurma günümüze değin<br />

kullanılagelmiştir. İşte bu şekilde nota destekli meşk yöntemini uygulayan meşkhanelerden biri Samsun’da<br />

musikişinas Dr. Turgut Tokaç’ın muayenehanesidir. Bu çalışmada da Samsun örneği üzerinden bu meseleler<br />

hakkında bilgi verilecektir.<br />

Anahtar kelimeler. Meşk, Türk musikisi, nota, meşkhane, Samsun<br />

Bundan takriben bir buçuk asır öncesine kadar Klasik Türk musikisi, tarihi seyri itibarıyla sözlü gelenekle<br />

kendini üreten, gelişerek varlığını devam ettiren bir sanat olarak var olmuştur (Behar, 2012, s.15). Geleneksel<br />

Osmanlı kültürünün temel ayırt edici vasıflarından biri olan “sözlü aktarım/şifahilik”, musiki sanatında meşk<br />

denilen yöntemi geliştirmiş bulunmaktadır (Güntekin, 2002).<br />

“Yazı örneği”, “yazı alıştırması” anlamında Arapça bir kelime olan meşk; hüsn-i hat sanatında, bir hocanın,<br />

talebesine taklit ederek öğrenmesi için verdiği ders ve örnekler hakkında kullanılmıştır (Behar, 2012, s.15; Serin,<br />

2004, s.372). Ancak usta-çırak ilişkisi içerisinde yürütülmesi, taklit ve tekrar üzerine kurulu olması ve uzun bir<br />

eğitim sürecini gerektirmesi gibi hat sanatının öğretimine ait önemli özellikleri aynıyla ihtiva ettiği için musiki<br />

sanatının eğitim-öğretim metodu olarak da meşk terimi kullanılır olmuştur. Beş yüzyıllık Osmanlı/Türk musıkisi<br />

öğretim geleneğinde meşk, bir yandan ses ve çalgı öğretimini ve icra tavırlarını şekillendirirken diğer yandan<br />

sözlü ve sazlı eserler repertuarının nesiller boyu intikalini ve zamanla yenilenip değişmesini de sağlamıştır<br />

(Behar, 2012, s.12).<br />

Musikide bir sözlü eserin meşki şu şekilde yürütülür: Önce geçilecek eserin güftesi talebeye yazdırılır, doğru<br />

telaffuzu ve manasının anlaşılması sağlanır. Eserin usûlü bellidir ve bu usûl birkaç kez vurulur. Öğrenci bu usûlü<br />

sağ ve sol eliyle dizlerini kudüm farz ederek vurur. Sonra eser usûl vurularak hoca tarafından kısım kısım ve bir<br />

bütün olarak öğrencinin hafızasına iyice ve eksiksiz yerleşinceye kadar defalarca okunur ve okutturulur. Bu ilk<br />

meşkten sonra gelecek derse kadar öğrenciye eseri tekrar etmemesi tembih edilir ki, kendi başına ilave yapıp<br />

besteyi bozmasını önlemek için bu uyarı gereklidir. İkinci derste –varsa şayet- yanlışlar ve tereddütler<br />

giderilinceye kadar eser tekrar ettirilir ve meşk tamamlanır (Özcan, 2004, s.374).<br />

Bu öğretim tarzında dikkat edilmesi gereken mühim noktalardan biri; hafızanın, ezbere almanın sisteme<br />

egemenliği ve sözlü eserlerin güfte metinleri hariç tutulmak suretiyle meşk süresince yararlanılabilecek hiçbir<br />

yazının bulunmayışıdır. Musikimizde beş asır boyunca eserler ancak ve ancak hafıza yoluyla kuşaktan kuşağa<br />

aktarılmıştır. Öyle ki bir müzisyenin, sistem içerisinde yeteneğini göstermek zorunda olduğu ilk alan,<br />

hafızasındaki eserlerin çokluğu nispetinde meşk ve aktarım zincirlerinde yer alabilmesi olmuştur. Bu yapı<br />

içerisinde müzisyenin bestelerinin çokluğu ya da yorum yeteneği ise sonra gelmektedir (Behar, 1987, s.40).<br />

Günümüzde bile artık yazının/notanın kullanılmasına rağmen ezberden yapılan bir musiki icrası daha muteber<br />

görülür. Zira eserin hafızadan çalınması, besteye uygun yorum ve tavır zenginliğinin de iştirakini mümkün<br />

kılmaktadır. Haddizatında yalnız musikide değil, Osmanlı/İslami gelenekte dini ilimleri bir üstaddan, onun dizi<br />

dibinde hıfzederek almak önemli ve gereklidir.<br />

E-mail address: sarslanka@gmail.com<br />

746

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!