International Teacher Education Conference 2014 1

International Teacher Education Conference 2014
Bu oran İngiltere’de 1859-1861 yılları arasındaki evanjelik hareketin etkisiyle iki misline yükselmişse de,
üniversite mezunlarını koleje çekme konusunda sıkıntılar devam etmişti. Meselenin halledilememesi, cemiyet
genel kurulunda birtakım tepkilere neden olmuş ve koleje giriş şartlarının çok ağır olduğundan şikayet edilmişti.
Öyle ki bazı üyeler, koleje kabul edilmek için “piskoposlardan dahi fazla teolojik bilginin istenmesini”
eleştirmişlerdi. Söz konusu tenkitlere cemiyet tarafından, kamusal alanlarda vaizlik yapanların dua ve ibadet
esaslarından başka bir şey bilmedikleri gerekçesiyle itibar edilmemesi, ihtilafın büyümesine yol açmıştı. Diğer
taraftan Piskopos Richard Bickersteth gibi “hiç kimse acı ve zorluk çekmekten şikayetçi olmasın! Son yıllarda
eğitim kurumlarındaki disiplinin bozulmasının, aşırı tüketimin ve ferdiyetçi düşünce tarzının, en az inançsızlık
kadar tehlikeli olan hür düşünce akımının önlenmesinin, standartlarından taviz vermeyen bir teolojik ve
misyolojik eğitimle engellenebileceği” fikrinde olanlar da mevcuttu (CMS Arşivi, Eylül 1879, Intelligencer, s.
540). Nitekim cemiyet tarafından 1871’de kaleme alınan bir raporda; insanlığın ahlaki ve dini sapkınlıktan
kurtarılmasının özel yeteneklerle donatılmış misyonerler vasıtasıyla mümkün olabileceğinden, kolejdeki
standartlardan taviz verilmeyeceği ifade edilmişti. CMS bu tavrıyla kemmiyetten ziyade keyfiyetin ön plana
çıkarıldığını ve başta Cambridge olmak üzere Islington’a kabul edilen üniversite mezunlarının hizmetin
yaygınlaşmasında büyük potansiyel arzettiklerini eklemişti (Stock, 1899, C. II, s. 392).
Papaz Frost’un 1875’te müdürlük görevinden ayrılmasını müteakip (Stock, 1899, C. III, s. 46), kolejin
idaresine getirilen Papaz Barlow döneminde (1875-1898) aktif misyonerlik yapan 91 talebe yetiştirilmiştir.
Barlow’un Cambridge mezunu olması, koleje ve cemiyete üniversite mezunlarının bu dönemde daha yoğun ilgi
göstermesini sağlamıştır. Müdür Barlow, 1870-1872 yılları arasındaki kadar olmasa da, devam eden öğrenci
sıkıntısını aşabilmek düşüncesiyle Cambridge’e taşınma teklifini genel kurula sunmuştur. Cambridge’deki
üniversite ortamının nitelik ve nicelik açısından koleji müspet yönde etkileyeceğini varsaymıştır. Ne var ki
CMS, Islington’daki binada kalmanın kurumsal devamlılık ve tarihi süreklilik açısından daha fazla itibar
kazandıracağı düşüncesiyle teklife sıcak bakmamıştır. Nitelik ve nicelik açısından iyileştirme yollarının arandığı
tam da bu dönemde, misyoner adaylarının Oxford ve Cambridge’deki teoloji sınavlarına kabul edilmeleri ve
Islington kolejinin, öğrencileri bu sınava hazırlayacağını vaad etmesi okulu, bir “enstitü” olmaktan çıkarmış ve
“kolej” haline getirmiştir (Bullock, 1976, s. 123-125; CMS Arşivi, 18 Ekim 1883, G/C1/42, s. 84-88; 27 Aralık
1883, G/C1/43, s. 191-194; G/C1/47, s. 593). Bu bağlamda Papaz Barlow, tüm öğrenciler için kep ve cüppe
giyme zorunluluğu getirerek bu hissiyatı perçinlemek istemiştir (Stock, 1899, C. III, s. 45). Kıyafet mecburiyeti
yemeklerde, dua ve ayinler ile ders saatlerinde geçerlidir (CMS Arşivi, 24 Ağustos 1883, G/C1/41, s. 662).
Böylece Islington Koleji, Londra piskoposluğu için yapılan sınava ilaveten, İngiltere’nin en prestijli
üniversitelerindeki teoloji fakültelerine giriş sınavları için de en verimli çalışmaların yapıldığı yerlerden biri
haline gelmiştir.
Aynı yıllarda Papaz W.H. Barlow, Genel Kurul’a bir teklif tasarısı sunmuş ve Oxford veya Cambridge
Üniversiteleri’nde misyoner adaylarının eğitimi için bir binanın tahsisiyle ilgili cemiyetin harekete geçmesini
talep etmiştir. Böylece öğrencilerin bir kısmı, misyoner adaylarına özel teoloji derslerini takip ederken diğerleri
üniversitenin normal programına devam edebilecektir. Ayrıca tıp ve filoloji alanındaki profesörlerin de misyoner
adayı öğrencilerin eğitimine destek verebilme ihtimalleri sorulmuştur. Barlow diğer taraftan misyoner
adaylarının, bu üniversitelerdeki yoğun felsefe öğretiminden olumsuz etkilenme ve tamamen dünyevi amaçları
gözeten bir kariyer planlaması yapma tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekmiş ve yalnızca teolojik silahlarla bu
savaşın kazanılacağını ifade etmiştir. Ne var ki, genel kurul böyle bir adım için henüz erken olduğunu ve planın
başarısız olması durumunda cemiyetin büyük bir prestij kaybına uğrayacağını belirterek öneriyi reddetmiştir.
Ayrıca bu üniversitelerdeki imkânların tesirinde kalacak olan öğrenciler, misyonlara gitmek yerine ülkelerinde
yaşamayı tercih edeceklerdi (CMS Arşivi, 1876-1882, G/C5). Papaz Barlow genel kurula teklifini kabul
ettirememişti, ancak kendi başkanlık döneminde Islington Misyoner Enstitüsü’nü kolej haline getirmeyi
başarmıştı (Stock, 1899, C. II, s. 99-100). Kolej programında misyonerlerin ikinci bir dil öğrenmesi zorunlu
kılınmıştı (CMS Arşivi, 22 Temmuz 1883, G/C1/38, s. 453).
Ders Programı
Anglikan ruhban hiyerarşisine dahil edilmek üzere ileri seviyede misyoloji ve teoloji eğitimi verilen kolejde,
öğrencilerin bireysel seviyeleri, kişisel geçmişleri ve gelecekteki beklentileri doğrultusunda tedrisat yapılmıştır.
Başka bir ifadeyle, teoloji fakültelerinin yahut seminarilerin aksine tek yönlü bir program uygulamak yerine
yetiştirme amacına uygun olarak farklı alanlarda eğitim verilmiştir. Teoloji eğitimi çerçevesinde klasik dillerde –
Latince, Grekçe ve İbranice- verilen eğitim ve bu kademede gösterilen performans, öğrencilerin tüm tahsil
hayatını belirleyici bir aşama olarak kabul edilmiştir. Bu lisanların yanısıra adaylara, misyon bölgelerinde
geçerli dillerde bilgi sahibi olma imkânını veren bir strateji takip edilmiştir. Ayrıca İngilizce ve/veya modern
491