10.01.2016 Views

International Teacher Education Conference 2014 1

itec2014

itec2014

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>International</strong> <strong>Teacher</strong> <strong>Education</strong> <strong>Conference</strong> <strong>2014</strong><br />

Hüseyin’e evraklarını sunmuştur. Basın yayın alanında çalışan dayısı Muhibbuddin el-Hatib ve Taha Hüseyin,<br />

cahiliye şiiri ile ilgili yazdığı bir kitap sebebiyle, arasında çıkan gerginlikten ötürü Suriye’ye geri dönmüştür.<br />

Üniversite kayıt tarihlerini kaçıran Tantâvî bir sonraki döneme kadar özel okullarda öğretmenlik yapmış ve 1930<br />

yılı sonlarında Hukuk fakültesine başlamıştır (Tantâvî, 1989: I, 241- 264; Tantâvî, 1989: II, 166; Ebu’l-Kasım,<br />

1999: 37).<br />

Tantâvî üniversite yıllarını anlatırken hocalarını sınıflara ayırır ve bir grubun ansiklopedi gibi çok bilgili<br />

kişiler olduklarını söyler. Fâris el-Hûrî, şair Şefik Cubrî, Ebü-l Yüsr Abidin ve Sa’îd Mehâsin bunlardandır. İlk<br />

ikisine zikreyatında özel bir bölüm ayırmıştır. Ebü-l Yüsr’un Hanefi fıkhında konuşan bir fihrist gibi olduğunu,<br />

Mehâsin’in ise Suriye ve Mısır’ın en iyi medeni hukuk avukatı olduğunu söyler. Diğer grubu işini yapan, alim<br />

olmayan ama cahil de olmayan insanlar olarak tanımlar. Son olarak da bir kısmının zayıf olduğunu, zayıflıklarını<br />

kelimeler ve ifadelerle oynayarak gizlediklerini söyler (Tantâvî, 1989: II, 166- 171).<br />

Öğretmenliği:<br />

Ali Tantâvî eğitimin her aşamasında hocalık yapmıştır. İlkokuldan üniversiteye kadar her kademede<br />

öğrencilere eğitim vermiştir. Özel okullarda da devlet okullarında da çalışmıştır. İlk olarak on beş yaşında<br />

ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerine nahiv dersi vermiştir. Kısa bir süre devam eden bu tecrübesinin ardından<br />

liseyi bitirdikten sonra hukuk fakültesine başlayana kadar çeşitli okullarda çalışmıştır. 1932 yılında, Suriye’nin<br />

Fransız sömürgesinde olduğu yıllarda, devlet okulunda öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Yabancı bir yönetime<br />

boyun eğme kaygısıyla göreve başlama konusunda mütereddit olsa da halkının ilme ihtiyacını göz önünde<br />

bulundurarak başladığı görevine uzun yıllar devam etmiştir (Ebu’l-Kasım, 1999: 43- 44; Tantâvî, 2007: 171-<br />

172).<br />

Sömürge yönetimini eleştirmesi ve yaptığı konuşmalarla halkı etkilemesi sebebiyle gittiği yerlerden pek çok<br />

kez sürülmüştür. Bu sürgünlerin, en çok da ders verdiği öğrencileri etkilediğini; sürgünler yüzünden tam<br />

öğrencilere alışmış ve kendisini sevdirmişken onlara en faydalı olacağı zamanda görev yaptığı okulları bırakmak<br />

zorunda kaldığını söyleyen Tantâvî, kadılık vazifesine geçene kadar Suriye’nin çeşitli yerlerinde; Bağdat, Basra,<br />

Kerkük ve Beyrut’ta hocalık yapmıştır. Kadılığa başladıktan sonra bile bayan öğrencilere öğretmenler<br />

enstitüsünde ders vermeye devam etmiştir (Memûn, 2001: 28- 35; Tantâvî, 2001: VI, 257- 265)<br />

Köy okullarında görev yapmış ve bunu yaparken öğrencilerini bakanlığın istediği gibi sınav için değil ahlaklı<br />

ve iyi bir Müslüman olmaları için eğittiğini söylemiştir. 1936’da Irak’a gitmiş önce Bağdat’ta merkez lisede,<br />

sonra batı bölgesi lisesinde hocalık yapmıştır. Öğretmen Enstitüsü’nde de ders vermiştir. Akabinde Şeriat<br />

(İlahiyat) Fakültesine dönüşecek olan İslam Enstitüsünde de ders vermeye başlamıştır. Dürüstlüğü ve cesareti<br />

Şam’da olduğu gibi burada da ona sorun çıkarmış ve Kerkük, Basra gibi yerlere sürülmesine sebep olmuştur. Bu<br />

süre zarfında Bağdat ve Irak’tan çok etkilenmiş, sonrasında anılarını bir kitapta toplamıştır (Tantâvî, 1989: III,<br />

242- 261; Tantâvî, 2007: 172).<br />

Bağdat’ta lise öğrencilerine ders vermenin mutluluğunu yaşamış ve ilkokul öğrencilerine veremediği bilgileri<br />

lise öğrencilerine şehirde sunma imkânı bulmuştur. 1937 yılında Beyrut’ta İlahiyat Fakültesi’nde hocalık<br />

yapmasını saymazsak 1939’a kadar Irak’ta kalmış sonra Dimeşk’a dönüp Mektebetül Amber’de hocalık yapmış<br />

ama kısa bir süre sonra mevlit kandilinde yaptığı bir konuşmadan dolayı Dîrazûr’a sürülmüştür. Yarıyıl tatilinde<br />

Dimeşk’a gitmeden verdiği Cuma hutbesi sebebiyle geri çağırılmış ve zorunlu tatile çıkartılmıştır (Tantâvî,<br />

1989: II,229- 250).<br />

Eğitim ve Öğretime Dair Eleştirileri<br />

Ali Tantâvî, eğitimle ilgili görüşlerini ve tecrübelerini paylaşmasını isteyen bir okuruna cevap verirken bu<br />

alanda uzman olmadığını ama uzun yıllar öğretmenlik yapmış olmanın etkisi ile bazı şeyler söyleyebileceğini<br />

belirtir. Tantâvî’ye göre eğitim; faydalı alışkanlıkları yerleştirip, zararlı olanlardan vazgeçmektir. İnsanın<br />

davranışları alışkanlıklarının toplamıdır. Yaptığı her yeni iş yeni bir alışkanlığın başlangıcıdır. Zamanla ya onu<br />

sürdürür ya da ondan vazgeçer. Öğretim ise bilgileri öğrenenlerin zihnine aktarma üslubunu seçmek ve anlatılanı<br />

anlamasına mani olacak engelleri ortadan kaldırmaktır. Üslubu seçebilmek öğrencinin kapasitesini bilmeyi<br />

gerektirir. Eğer öğrenciye kapasitesinin üzerinde bilgi verilirse öğrenci zihnini tamamen kapatır (Tantâvî, 2001:<br />

235).<br />

Tantâvî’nin öğrenciler arasındaki bireysel farklılığı da göz önünde bulundurduğu görülür. Doğru üslubu<br />

seçmek için öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyleri ve algı farklılıkları göz ardı edilmemelidir. Ona göre bu<br />

farklılıkları dikkate almak öğretmenin de farklı yöntemler kullanmasını gerektirir. Öğrencinin anlamasına engel<br />

olacak şeylerden bahsederken bunların öğretmen kaynaklı olabileceğini bu sebeple öğretmenin görünümünde,<br />

davranış biçiminde, konuşma tarzında öğrencinin dikkatini dağıtacak şeylerden kaçınması gerektiğini söyler.<br />

424

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!