10.01.2016 Views

International Teacher Education Conference 2014 1

itec2014

itec2014

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>International</strong> <strong>Teacher</strong> <strong>Education</strong> <strong>Conference</strong> <strong>2014</strong><br />

Osmanlı Misyoner Okullarındaki Öğretmenlerin Eğitimi: Islington Koleji<br />

(1825-1879)<br />

Arzu Meryem Nurdoğan a *<br />

ª Doç. Dr. Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi.<br />

Özet<br />

Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesi altında yüzyıllarca kendilerinden emin bir güven ve rahat ortam içerisinde<br />

yaşayan Rum, Ermeni, Musevi, Süryani, Nasturi, Yezidi unsurlar gibi Müslüman nüfus da, imparatorluğun<br />

askeri, siyasi ve iktisadi güç kaybettiği XIX. yüzyıldan itibaren Protestan misyonerlerin hedef kitlesi olmuştur<br />

(Haydaroğlu, 1993; Vahapoğlu, 1990; Mutlu, 2005; Kocabaşoğlu, 1989; Dalyan, 2012; Erdoğan, 2008; Aykıt,<br />

2006; Oymak, 2012; Turan, 2011; Tozlu, 1991; Sevinç, 2002). Artık imparatorlukta yaşanan her türlü felaket;<br />

askeri yenilgi, enflasyon, yangın ve depremler İslamiyet’in çöküşü olarak telakki ediliyor ve misyonerlik<br />

faaliyetlerine yeni bir ivme kazandırıyordu (CMS Arşivi, Eylül 1829, Foreign Intelligence, s. 417). Misyonerler<br />

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Batılılaşma hareketlerinin, eğitimin modernleştirilmesinin, ordunun yeniden<br />

yapılandırılmasının, basın-yayın hayatının canlandırılmasının vb. gelişmelerin İncil’in/Hristiyanlık’ın<br />

imparatorluk topraklarına girişini ve kabulünü kolaylaştıracağı yönünde pozitif bir etkisi olacağı kanaatini<br />

taşımışlardı (CMS Arşivi, Kasım 1834, Foreign Intelligence, s. 502).<br />

Anglo-Sakson misyonerlik faaliyetlerinin Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin gelişim sürecinde oynadıkları belirleyici<br />

rol ise en büyük Protestan cemiyetlerinden biri olan Church Missionary Society’nin (CMS) imparatorluktaki<br />

faaliyet alanının yaygınlığıyla açık bir biçimde sergilenmektedir. CMS’in hedef bölgesi İran Körfezi’nden<br />

Karadeniz’e kadar olan kısımdır. Bu hat Hindistan’daki Bombay İncil Cemiyeti’ne dek uzanmış, bu cemiyet<br />

aracılığıyla Fırat ve Dicle üzerinden Mezopotamya’daki tüm kiliselere ulaşılmaya çalışılmıştır (CMS Arşivi,<br />

Nisan 1820, Foreign Intelligence, s. 168). Misyonerler Malta, Yunanistan ve Adalar, Anadolu, Suriye, Kutsal<br />

Topraklar, Mısır, Habeşistan ve Kuzey Afrika’dan oluşan Akdeniz misyon bölgesinde yerli halktan bilhassa<br />

varlıklı kesimlerin eğitime önem verdiklerini fark etmiş ve Rum, Musevi vs. milletten özellikle sosyo-ekonomik<br />

gelir düzeyi yüksek ailelerin çocuklarına eğitim götürme çabasında olmuşlardır (CMS Arşivi, Eylül 1829,<br />

Foreign Intelligence, s. 408). Diğer taraftan çok küçük yaşlarda olup fakirlik vb. sebeplerden ötürü tahsil imkânı<br />

bulamayan çocukları da himayelerine alıp tam anlamıyla kendi dinlerine, cemiyetlerine ve ideallerine bağlı genç<br />

rahipler olarak yetiştirmeyi de ihmal etmemişlerdir. Bunun yanı sıra misyonerler, okulda verilen eğitimin<br />

hedeflenen etkiyi gösterebilmesinin, annenin eğitim düzeyine bağlı olduğu gerçeğinden ve telkininden hareketle<br />

bilhassa kız çocuklarının, okullara devamını sağlamaya çalışmışlar ve kadın eğitiminde gerçekleştirdikleri<br />

öncülükle nüfuzlarını artırmak istemişlerdir (CMS Arşivi, Temmuz 1826, Foreign Intelligence, s. 326).<br />

Misyonerlerin raporlarında yalnızca gerçekleştirdikleri propaganda faaliyetleri değil aynı zamanda Osmanlı<br />

İmparatorluğu’nun siyasi yapısı, devlet adamlarının tutumu, askeriye ve ilmiye sınıfları, eğitim sistemi,<br />

ulemanın halk eğitimindeki hakimiyeti, bölgenin sosyolojik özellikleri, İslamiyet’in önemi, anlamı ve uygulanışı<br />

ile bunlara dair kadı, şeyh, imam, müftü, molla, derviş vb. terimleri içeren bilgiler de mevcuttur. Bu ifadeler<br />

arasında bilhassa Bektaşilik hakkındaki eleştiriler ile ulemanın ülkedeki tüm reform hareketlerine ve<br />

yenileşmeye karşı olduğunu belirten cümleler dikkati çekmektedir. Ayrıca Arabistan’daki Vahhabi isyanı,<br />

Yunanistan’ın imparatorluktan ayrılması neticesinde başkentin Mısır ve hatta Suriye’yle bağlantısının inkıtaya<br />

uğraması, Yeniçeri Ocağı’ndaki bozulma, Şii temayüllerin başgöstermesi misyonerler tarafından İslamiyet’in<br />

çöküşe geçtiğinin göstergeleri olarak değerlendirilmiştir (CMS Arşivi, Mayıs 1829, Foreign Intelligence, s. 230).<br />

On dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren evvela Kahire olmak üzere muhtelif Osmanlı vilayetlerinde<br />

Müslüman ailelerin, çocuklarını misyoner okullarına ve Avrupa’ya talebe olarak göndermeye başlaması,<br />

misyonerlerin Hristiyanlık inancını Osmanlı İmparatorluğu’na yaymak üzere başlattıkları çabalarda yeni bir<br />

motivasyon unsuru olmuştur. Dini gerekçelerden ziyade resmi eğitimdeki eksikliklerin, çocukları üzerindeki<br />

olumsuz etkilerinden duydukları endişeyle bu okullara müracaat eden aileler, misyonerleri Müslümanlar<br />

arasında dahi Protestanlık’ı yaygınlaştırmanın mümkün olabileceğine dair ümitlendirmişti. Ancak misyonerlerin<br />

yine de temkinli adımlarla ilerlemeyi tercih ettikleri ve bir anda tüm Müslümanlar’ın şimşeklerini üzerlerine<br />

çekmekten imtina ettikleri anlaşılmaktadır. Sözgelimi CMS’in Akdeniz misyonunda görevli misyonerlerinden<br />

Papaz Schlienz; Hristiyanlık propagandasında çok yavaş ve derinden hareket etmenin, bir süre izleyici olarak<br />

kalmanın; matbaa ve sağlık sektörlerinde çalışarak halk nazarında bir sempati kazanmanın ve imparatorluğun en<br />

hassas döneminde faaliyetleri şiddetlendirmenin gerektiği konusunda uyarıyordu (CMS Arşivi, Aralık 1832,<br />

E-mail address: arzu.nurdogan@marmara.edu.tr<br />

484

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!