II. Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi Bildiriler

daha çok endüstriyel alanda sanayiye hizmet veren, “sıcaklık, boyut, kütle, elektrik” gibi konularda,
laboratuvar içi ölçümlerde, akredite olmuş kuruluşlardır.
Sağlık sektöründeki kalite çalışmalarının mutlak ve mutlak tamamlayıcısı olan medikal kalibrasyon
ölçümleri ise, medikal cihazların uluslar arası standartlara uygunluğunun tespiti için, hastane içinde
hatta cihazın bulunduğu mekanda, o çalışma koşulları altında gerçekleştirilen ölçümlerdir.
Henüz, medikal kalibrasyonun akreditasyonu üzerine TÜRKAK tarafından geliştirilen bir çalışma bulunmamaktadır.
Bu nedenle, sağlık kuruluşları, medikal kalibrasyon hizmeti alımlarında akreditasyon
talebinde bulunurlarsa, karşılarına, sıcaklık, kütle, basınç ve bu gibi alanlarda akredite olmuş kuruluşlar
çıkmaktadır ki, endüstriyel parametrelerden herhangi birine dair bir yetkinlik belgesi, medikal kalibrasyon
ölçümünde teknik açıdan yeterli olmayacaktır. Bu durumda, kütle akreditasyonu ile ventilatörü
veya defibrilatörü test etmek, sıcaklık akreditasyonu ile anestezi cihazını test etmek ne kadar doğru
ve ne kadar etiktir?
Herhangi bir medikal cihazın kalibrasyon ölçümünde göz önünde bulundurulması gereken birden çok
parametre olabilir. Örneğin bir ventilatör cihazının kalibrasyon ölçümlerinde kontrol edilen inspirasyon
ve ekspirasyon değerleri, hem akış, hem basınç, hem de hacim parametrelerini kapsamaktadır.
Eğer bu konuda bir yeterlilik aranacaksa, sözkonusu bu 3 parametre için de ayrı ayrı aranmalıdır. Ayrıca
testi yapan kişinin, testi yapılacak medikal cihazın kullanımına ehil olması da atlanılmaması gereken
önemli bir husustur (Sezdi, 2009:28).
Hastane ortamı, teknoloji yönünden en zengin kuruluşlardır. Öylesine ki, basınç sistemine dayalı en
küçük bir tansiyon aleti cihazından tutun da en gelişmiş manyetik rezonans sistemine kadar tüm teknolojiyi
yapısında barındırır. Böylesine gelişmiş sistematik bir düzenin kontrolü ise, kapsamında bulunan
tüm medikal cihazların tek tek kontrolden geçirilmesi ile mümkündür ve bu da tahmin edileceği
gibi biyomedikal uzmanlık işidir. Biyomedikal üzerine eğitimi olmayan kişilerin, sadece “firmalarının
akredite” olması düşüncesinden yola çıkılarak, hastanede kalibrasyon ölçümlerinde bulunmaları, birçok
olumsuzluğu beraberinde getirecektir. Özellikle ameliyathane ve yoğun bakım odalarında gereken
özenin gösterilmemesi, titiz çalışma yapılmaması, olumsuzlukla sonuçlanacaktır.
Kalibrasyon ölçümlerinde en temel konulardan birisi referans kalibratör cihazların kalibrasyon ölçümlerinin
uluslararası izlenebilirliğinin sağlanabilmesidir. Kullanılan test ve ölçüm cihazlarının uluslararası
izlenebilirliği, bu cihazların da senelik kalibrasyon ölçümlerinin yapıldığını ve bu ölçümler sonucunda
uluslar arası standartlara uygunluğunu ifade etmektedir. Bugün akredite olan kurumlar, farklı
alanlarda akredite olmalarına karşılık, medikal kalibrasyon ölçümlerinde kullandıkları referans kalibratörlerinin
ve analizörlerinin izlenebilirliklerini de kurumlara sunmamakta, kurumlar da akredite belgesini
yeterli görüp bu sorgulamayı yapmamaktadır. Oysa bu konu, ölçümlerin kalitesi ve düşük belirsizlik
sağlanması bakımından önem taşır (Sezdi, 2009: 28).
Bu bildiride vurgulanmak istenen; sağlık kuruluşlarının, medikal kalibrasyon ölçümü hizmeti alırken,
istekli firmaların akreditasyon kapsamı sorgulanmadan, salt akreditasyonu yeterli görmeleri sonucu,
umulanın aksine çok daha yetersiz hizmet alıyor olmalarıdır.
Kaliteli hizmet, ancak bu konuda uzman kişilerden alınabilir. Henüz “Medikal Kalibrasyonda Akreditasyon”
olmadığına göre, akreditasyon beklentisinde bulunmak uygun değildir. Akreditasyonla ilgili
ulusal ve uluslararası düzenlemeler, bu konuda bir mecburiyet olmadığını, akreditasyonun, tamamen
76