31.05.2018 Views

3. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hukukumuz haline getirmek durumunda olacağımızı belirtmek isterim.<br />

Bu arada ilk defa Atlantik ayrımı, yani ABD ile AB ülkelerinin modern biyoteknoloji ürünlerine<br />

farklı yaklaşımı ortaya çıkmaya başlamıştır. Çok kısaca ifade etmek gerekirse ABD son ürüne,<br />

AB ise o ürünün elde edildiği tekniğe bakmayı tercih etmektedir. Yani bir ürünün nasıl yapıldığı<br />

değil ne olduğu, insan ve çevre sağlığını nasıl etkileyeceği ABD’de ön plana konurken, AB<br />

kuralları genetik mühendisliği ile elde edilen ürünleri ayrı bir değerlendirmeye tâbi tutmaktadır.<br />

Bu gelişmelere paralel olarak biyoteknoloji ve biyogüvenlik üzerindeki uluslararası tartışmalar<br />

OECD’den Birleşmiş Milletler düzeyine taşınmıştır. Rio de Janeiro’da 1992 yılında toplanan<br />

Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, Rio Deklerasyonu ile birlikte günümüzde<br />

Gündem 21 denilen kapsamlı yol haritasını da ortaya çıkarmıştır. Toplam 40 bölümden oluşan<br />

belge, 21. Yüzyılda hem çevrenin korunması hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerine<br />

ulaşmak için yapılması gerekenleri listeler.<br />

Bunlar arasındaki Biyogüvenlik Protokolünün oluşturulması kararı üye ülkeler tarafından<br />

1995’te Jakarta’da yapılan Üye Ülkeler Konferansı’nda alınmış, 1996 başlayan görüşmeler<br />

2000 yılında Cartagena Biyogüvenlik Protokol’ünü ortaya çıkarmıştır. Türkiye dahil 150 kadar<br />

ülkenin imzaladığı Protokol 11 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Protokolün genelde<br />

amacı “...insan sağlığı üzerindeki riskler göz önünde bulundurularak ve özellikle sınır ötesi<br />

hareketler üzerinde odaklanarak, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı<br />

üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilecek ve modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilmiş<br />

olan değiştirilmiş canlı organizmaların (LMO) güvenli taşınması, muamelesi ve kullanımı<br />

alanında yeterli bir koruma düzeyinin sağlanmasına katkıda bulunmaktır.”<br />

Dünyadaki durumu bu şekilde anlattıktan sonra, Türkiye’de 12 yıl süren ve 440 bin dolar<br />

harcanan hazırlık sürecinin ardından yasalaşan Biyogüvenlik Kanunu sonucu fiilen ortaya<br />

çıkan GDO yasağının öncelikle neler getirdiğini anlamakta yarar var. Özetle, bu Kanun ve<br />

Yönetmelikleri ile:<br />

- Türkiye’de GD hayvan ve bitkilerin yetiştirilmesinin yasaklandığını,<br />

- Genetiği Değiştirilmiş ürünlerin bebek mamalarında kullanımının yasaklandığını,<br />

- Yem ve gıda amaçlı kulanım için yurtdışından ithalatın izne tabi olduğunu,<br />

- Gelişmiş hiçbir ülkede görülmemiş hapis ve para cezaları öngördüğünü,<br />

- <strong>Uluslararası</strong> mevzuatla uyumsuz olmasının da birçok belirsizlikleri beraberinde<br />

getirdiğini söyleyebiliriz.<br />

Korku siyaseti izlenerek hazırlanan bu yasakçı Kanun’un uluslar arası biyogüvenlik mevzuatı ile<br />

uyumlu olmadığını, bizzat kendi içinde çelişkiler barındırdığını ve ayrıca Kanun’un uygulanması<br />

için çıkarılan yönetmeliklerin de Kanun ile çeliştiğini defalarca dile getirdim. Biyogüvenlik<br />

Kanunu ve Yönetmeliklerin yanında Biyogüvenlik Kurulunun karar alma süreçlerinin de yasal<br />

ve bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu, dolayısıyla verilen ithal onaylarının yasal olmadığını<br />

da çeşitli vesilelerle anlatmaya çalışıyorum.<br />

Öte yandan, gerek siyasiler gerekse siyasiler üzerinde baskı uygulayan teknoloji karşıtı STK’lar<br />

Türkiye’de GDO yetiştirilmediğini ve gıdalarda GDO toleransının sıfır olduğunu yani gıdalarda<br />

GDO bulunmadığını vatandaşların hepsinden daha iyi biliyorlar. Ama bu konuyu sürekli<br />

gündemde tutup, kafaları karıştırmak işlerine geliyor. Bunun da en etkin yolu sürekli gıdalar<br />

üzerinden felâket tellallığı yapmak. İnsanların korkularını istismar etmek tarihin her döneminde<br />

155

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!