31.05.2018 Views

3. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

takım anahtar besin maddeleri de dahil olmak üzere diyet formülasyonlarında bazı besinsel<br />

belirsizlikler devam etmektedir. Örneğin toplam kalsiyum temelli diyet formülasyonları, fitaz<br />

etkilerinin yorumlanması ve yararlanılabilir fosfora göre oranların uygunluğu hususlarında<br />

ciddi bir karışıklığa yol açmaktadır. Ayrıca, enerji kaynağını göz önüne almayan bir metabolik<br />

enerji sistemi kullanılarak yapılan rasyon formülasyonları farklı makro besin maddelerinden<br />

kaynaklanabilme ihtimali nedeniyle, enzim etkilerini uygun ve net bir şekilde belirleyebilme<br />

konusunda ortaya çıkan zorluklara da katkı yapmaktadır. Böcek ve balıklardan insanlara kadar<br />

uzanan geniş bir yelpazade yapılan son araştırmalar enerjinin genellikle tek başına öncelikli<br />

bir hedef olmadığını ve hayvanların verilen diyetteki orantısal enerji kompozisyonuna bağlı<br />

olarak toplam enerjiden fazla veya az miktarda enerji tükettiğini göstermiştir (Simpson &<br />

Raubenheimer, 2012. Enzimlerin doğru ve etkili kullanımı için bu konseptlerin etkisi oldukça<br />

önemlidir, çünkü çok iyi ayarlandığında hayvan performansına etkisi beklenmedik düzeyde<br />

olsa bile, hedef olarak sadece enerji sindirilebilirliğinin artırılması çok doğru değildir. Yem<br />

enzimlerine enerji matriks değerleri tayin edilmesinden ziyade karbonhidratlara, amino asitlere/<br />

proteinlere, yağa ve gerekli olduğu hallerde makro ve mikro minerallere matrik değerleri atanması<br />

daha uygun olacaktır. Bu sayede, pek çok durumda olduğu gibi sadece yağı değil, onun yerine en<br />

uygun enerji sağlayan makro besin maddelerini ikame edecek şekilde yem enzimleri formülüze<br />

edilebilir. Simpson & Raubenheimer (2012) genel itibariyle hayvan ve insan biyolojisi ile ilgili<br />

bu konseptleri büyük bir hassasiyetle gözden geçirmiş olup pek çok türde daha sıkı bir şekilde<br />

regüle edilenin enerji değil hazmedilebilir protein olduğunu göstermişlerdir. Sözkonusu “protein<br />

kaldıracı” etkisi, hem genel olarak monogastrik hayvanların beslemesi üzerinde, hem de diyet<br />

maliyetlerinin azaltılması veya FCR’nin geliştirilmesinde yemlik enzimleri nasıl kullanacağımız<br />

konusunda önemli etkilere sahip olacaktır. Broylerlerin protein alım hedefine yönelik olarak<br />

beslenmeleri halinde (Shariatmadari & Forbes, 1993; Simpson & Raubenheimer, 2012) makro<br />

besin maddelerinin birbirine oranlarını ve spesifik bir enzimin sonuçsal olarak sadece enerji<br />

sindirilebilirliğine olabilecek etkisini değil bireysel olarak amino asit, karbonhidrat ve yağ<br />

sindirilebilirliğine etkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Yazarın bakış açısına göre bu hususun<br />

enzimlerin nasıl kullanılacağı ve optimize edileceği ve enzim karışımlarının nasıl oluşturulacağı<br />

üzerinde derinlemesine bir etkisi olacaktır.<br />

Fitaz Süper-doz Uygulama ve Myo-inositol<br />

Fitazın ticari formu ilk defa 1990’lı yılların başında ticarileşmiş olup, önerilen doz<br />

konsantrasyonları yaklaşık fitatın % 30-40’ını hidrolizini temsil eden 1 gr/kg civarındaki P<br />

açığa çıkarma değerleri ile ilişkilendirilmiştir (Selle & Ravindran, 2007). Daha yakın zamanlara<br />

gelindiğinde “ikinci” ve “üçüncü” jenerasyon olarak isimlendirilen fitazlar geliştirilmiş olup<br />

bu fitazlar birim dozlama için benzer bir birimde rasyondaki fitatın % 60-70’ini hidrolize<br />

edebilecek güce sahiptir (Cowieson ve ark., 2011). Fitaz teknolojisindeki sözkonusu gelişmeler,<br />

mide koşullarına uyumun gelişmesi, daha optimal pH profili ve daha iyi termal toleransı da<br />

içerecek şekilde farklı fitaz karakteristikleri ile ilişkilenmiştir. Buna ek olarak fitatların<br />

antibesinsel etkileri ve Ca, Sodyum’un (Na) rolü ve fitatlar ile proteinler arasındaki etkileşim<br />

ile ilgili elde edilen bilgilerden dolayı (Cowieson ve ark. 2010; Selle ve ark., 2012), günümüzde<br />

fitaz uygulamaları 1990’ların başındaki uygulamalara göre çok daha etkili olup bu sayede çok<br />

daha uygun diyet formülasyonları yapılabilmektedir. Bugün itibariyle ise küresel olarak hem<br />

çok iyi anlaşılmayan hem de yeterince tanımlanamayan “süper dozlama” fitaz terimi üzerine<br />

hatırı sayılır bir odaklanma mevcuttur. Yazarların görüşüne göre “süper dozlama” sadece<br />

standart doz için besin maddesi matriksi verildiğinde, geleneksel olarak kullanılanın 2x veya 3x<br />

katı düzeyinde fitaz ilavesi olarak ilave fitazın büyüme destekleyici olarak on-top kullanılması<br />

265

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!